Metal TR.NET - Yerli Gruplarina Sahip CIK !  
  Giriş veya Kayıt Ol
::  Ana Sayfa  ::  Hesabınız  ::  Forumlar  ::  Haberler  ::  Kritik  ::  Fotoğraf Galerisi  ::  Hosting  ::  Köşe Yazıları  ::
Menü
 Site
tree-T.gif Ana Sayfa
 Forum
 Haber Gönder
 Haber Arşivi
tree-T.gif Etkinlik Takvimi
tree-T.gif Site Kadrosu
 Extra
 Hosting
 En İyi 10
 İnteraktif
petitrond.gif Demo & Mp3 Arşivi
petitrond.gif Video İzleme
petitrond.gif Fotoğraf Galerisi
 Destek
 Destekleyenler
 Linkekle
 Bizi Öner!
 
İçerik
. Yerli Gruplar
. Yabancı Gruplar
. Biyografiler
. Albümler
. Albüm Kritikleri
. Röportajlar
. Köşe Yazıları
. Köşe Yazıları Arşiv
. Dergiler
. Etkinlikler
· Gitar & TAB
 
Albüm Kritikleri
· KORN - The path of totality
· Hypocrisy-A Taste of Extreme Divinity (2009)
· Cyntia - Endless World (2012)
· Tiamat - The Scarred People
· Moonspell Alpha Noir-Omega White.
· Ghost - Opus Eponymous
· Testament - Dark Roots of Earth
· Lamb of God - Resolution
· Volbeat Live From Beyond Hell/Above Heaven
· Pentagram - MMXII
 
Kısa Haberler

[ Haber Arşivi ]
 
Son 10 Haber
· 100 Metal Sunar: GAEREA
[ 0 yorum - 1075 okuma ]
· Dark Tranquillity Türkiye Turnesi 2021
[ 0 yorum - 3378 okuma ]
· SECURIS yeni Albümünü yayınladı.
[ 0 yorum - 6036 okuma ]
· OPETH 22 Mart 2015′te İstanbul'da, 23 Mart'ta ise Ankara'da
[ 0 yorum - 14184 okuma ]
· Blind Guardian Istanbul konseri 14 Mayıs 2015
[ 0 yorum - 14715 okuma ]
· Blind Guardian 8 yıl aradan sonra yeniden Ankara’da
[ 0 yorum - 14046 okuma ]
· DYING FETUS 11 HAZİRAN 2015 İstanbul'da
[ 0 yorum - 15550 okuma ]
· Kurt Cobain belgeselinden ilk fragman geldi
[ 0 yorum - 15616 okuma ]
· Takıntı - Buhran klibi yayınlandı!
[ 0 yorum - 16731 okuma ]
· Wayne Static 48 yaşında hayatını kaybetti
[ 0 yorum - 17707 okuma ]

[ Devamı Haberler Bölümünde ]
 
Fotoğraf Galerisi

B Noktası



B Noktası



B Noktası



Heretic Soul @ Waldb ...



Heretic Soul



Heretic Soul



Heretic Soul @ Rock ...



Anoreksi Promo 2011



Anoreksi Promo 2011



Anoreksi Promo 2011


[ Fotoğraf Galerisi ]
 
Rastgele Biyografi


King Diamond
 
MetalTR Arama
 
Üyelik
 
Üye Olun
Kayıp Şifre

Güvenlik Kodu: Güvenlik Kodu
Güvenlik Kodunu Girin:
 
Üyelik:
Bugün: 0
Dün: 0
Bekleyen Üyelik(ler): 4
Toplam Üye: 42,762
En Son Üye: electric_wizard

Şu An Bağlı:
Misafir(ler): 202
Üye(ler): 0
Toplam: 202
 
Forumlardan
Last 10 Forum Messages

eskiler bi bakın la ?
Son mesaj atan; punky_sputnik

Şu anda ne dinliyorsunuz?
Son mesaj atan; ImpLosioN

MetalTR Discord kanalı bekleriz
Son mesaj atan; Belorin

Metal dinleyici kitlesi
Son mesaj atan; Belorin

Kiramen Katib-in (Ankara)
Son mesaj atan; SMITD

Ona On Cafe
Son mesaj atan; SMITD

Kurbağa Teorisi
Son mesaj atan; elvistuna

Rotting Christ 10 Aralık 2023'te İstanbul'da!
Son mesaj atan; KopuK

Rotting Christ 10 Aralık 2023'te İstanbul'da!
Son mesaj atan; KopuK

1 mart 2024 Cradle of Filth istanbul konseri
Son mesaj atan; KopuK


[ Metal TR.NET - Yerli Gruplarina Sahip CIK ! ]
 
Köşe Yazıları
 
Röportaj: Holy Moses Röportajı
RöportajDawn_Of_ReliC bildirdi: "

O Metal Müziğin kraliçelerinden biri. 30 seneye yaklaşan müzik hayatında birçok Metalsever’in hayranlık duyduğu bir insan. Yok oldu denilen bir gruba tekrar hayat vererek eski bir efsaneyi tekrar sahnelere taşıyan Sabina Classen’den bahsediyoruz. Eski eşi Andy Classen ile başladığı projede daha sonra üniversite, aile ve arkadaşlar gibi kavramları geride bırakıp hayatını tamamen müziğe adayan bu insanla birlikte müzik yaşamı özelliklede Holy Moses üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Röportajın tamamını okumak için haberin devamı kısmına tıklayabilirsiniz.



Ümit:
Merhabalar Sabina
Öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğin için çok mutlu olduğumu söylemek isterim. Thrash Metal tarihinin efsane isimlerinden birisiyle röportaj yapabilmek gerçekten gurur verici :) Herzaman olduğu gibi röportajıma keyfinizin nasıl olduğunu sorarak başlamak istiyorum.

Sorularımıza başlayalım. Geçmişten başlayarak bugüne gelmek istiyorum. Öncelikle grubun kuruluşundan ve senin gruba dahil olmandan bahsedelim. Gruba katılman konusunda yapılan çalışmalarda biraz isteksiz olduğun belirtilmiş biyografide. Bunun sebebi neydi?

Sabina: Hahahaha!!! Hayır isteksiz değildim ben sadece şarkı söyleyemediğimi düşünüyordum ve şarkı söylememi istediklerinde epey şaşırmıştım. İlk grubumu erkek arkadaşım Andy ile beraber kurmuştum. İlk önceleri Uriah Heep vb grupların şarkılarını akustikı gitarda daha hızlı şekilde çalıyorduk. Andy’ye ilk elektrogitarını ben aldım. Ben de bass çalmaya çalıştım, ama gerçekten çok kötüydüm. O zamanki grubumuzun adı “Desaster” idi. Black Sabbath, Kiss, Queen ve AC/DC gibi grupları dinliyorduk. O zamanlarda plaklarımızı ve kasetlerimizi arkadaşlarımız ve Andy’nin erkek kardeşleriyle değiş tokuş ediyorduk. 1981’de Andy, “Holy Moses” adındaki okul grubuna katıldı. Birlikte kurduğumuz grup olan “Desaster”dan ayrıldığı için sinir olmuştum. O Holy Moses ile birlikte prova yaparken ben de onlarla birlikte prova odasında otururdum... İşte bir gün, karanlık bir kış günü, Aralık 1981’de, grubun basçısı ve lideri olan Ramon vokalisti gruptn attı. Direkt yüzüme bakarak “Sabina, ayağa kalk, mikrofona git ve şarkı söyle” dedi. O anda resmen bir kağıt kadar bembeyaz oldum. “EVET” demekten başka hiçbir şey söyleyemedim. Başka hiçbir şansım yoktu böylece mikrofona doğru gittim ve en sevdiğim şarkıcı olan Ozzy Osbourne gibi şarkı söylemeye çalıştım. Ancak elbette ki onun gibi olmadı... Onun yerine vücudumdan, derinlerden hırıltılar geliyordu. Kendime çok şaşırıyordum ama Ramon’un yüzünde bir gülümseme belirdi ve “EVET, İşte bu! Tekrar yap!” diye bağırıyordu. Ve bana birkaç şarkı sözü verdi... Ne olduğunu tam olarak bilmiyorum ama işte o andan itibaren Holy Moses’in hırıldayan bayan vokaliydim. Birkaç hafta sonra okuduğumuz lisenin bodrumdaki prova odasında çığlıklar atıyordum. Ve bu sıralarda ilk demo kasedimizi kaydetmiştik... Onun bir demo kaset olduğunu bilmeden... İşte Aralık 1981’deki o kaderi belirleyen günden sonra hayatım değişti. Hiç taviz vermiyordum, bu anaokulu dönemlerinden beri hissettiğim kaderdi. Aklımda ve ruhumda özgür olmak istiyordum..... Bunun gerçekleşmesi için çok azmettim ve o anda onu fark etmemiş olsam da, bir sonraki yüzyıla kadar bütün hayatımı değiştirecekti. Böylece prova yaptık ve prova yaptık...



Ümit: Grubun aktif olduğu 1980 yılından 1986 yılına kadar Holy Moses uzun bir dönem albüm yayınlamamış. Bunun yerine bir çok demo çalışma piyasaya sürülmüş. Bu geçen 6 yıllık sürede kadronun tam oturmaması mı yoksa farklı sebepler mi albümü geciktirdi?
Sabina: Geçmişimiz çok basit. Biz hiçbir zaman bir kayıt anlaşması imzalayarak bir albüm çıkarmayı planlamadık. Holy Moses için hiçbir zaman profesyonel bir şey düşünmüyorduk. Müziği sadece kendimiz için yapıyorduk ve kayıt firmasından ilk defa aradıklarında oldukça şaşırmıştık. Bu sayede bize gelen ilk teklifi imzaladık ve debut albümümüzü kaydettik. İşte ilk o zaman bir stüdyo görmüş ve ilk defa gerçek bir stüdyoda çalışmıştım.

Ümit: Ramon’un gruptan ayrılması ve ikinci albümün başarısından sonra bazı önemli kararlar almışsın. İşinden ayrılmak ve üniversite eğitimini yarıda bırakmak gibi. O dönemde bu kararları alma sebeplerin nelerdi Sabina? Kısaca bahsedebilirmisin?
Sabina: Bu senin hayatın için bir karar, kendi müziğine ve kayıt firmalarının desteğine güvenmek... Ramon kendi asıl işinde devam etmeye karar verdi ve o şuanda doktorluk yapıyor. Hepimiz müzik sayesinde geçinmenin ne kadar zor olduğunu biliyoruz ve bu sebeple gerçekten çok iyi düşünmek zorundayız. Ama benim hayatım Holy Moses içindi ve böylece müzikle devam etmeyi seçtik.

Ümit: Holy Moses kuruluşundan beri çok fazla eleman değişimi yaşamış bir grup. Özellikle grubun dağıldığı yıllara kadar neredeyse her albümde eleman değişiklikleri olmuş. Bu kadro değişikliklerinin sebepleri hakkında biraz bilgi verebilir misin?
Sabina: Daha önceki sorularda bundan bahsetmiştik. Her müzisyen bütün yaşamını bir gruba adama gücüne, kudretine, niyetine ve tutkusuna sahip olamaz. Bazı müzisyenler aile kurmaya, okula devam etmeye ya da gerçek bir işe girip daha fazla para kazanmaya karar verdiler. Bütünüyle müziğe konsantre olmak kolay bir şey değil. Bu tutku ruhunuzun derinliklerindedir. Bazı müzisyenler de, bir grupla birlikte çok fazla para kazanıp bir rockstar gibi yaşabileceklerini düşündüler. Bir grupta aynı vizyona sahip insanlar olması gerekir, eğer aralarından biri vizyonunu kaybederse, hayatına başka bir doğrultuda devam etmeye karar verecektir. Ben hiçbir zaman hayatına başka bir doğrultuda devam etmek isteyen hiç kimseyi durdurmadım.

Ümit: Holy Moses’ın 92 yılında ara vermesinin sebepleri nelerdi. Kısaca bunlara değinebilir misin?
Sabina: Benim özel hayatımda birçok şey değişmişti çünkü Andy ile ayrılmıştık. Bu sebeple kendimi bulmam gerekiyordu –böylece tamamen yeni bir sayfa açarak kendi kişiliğimin tutkusu üzerinde yoğunlaşmaya karar verdim. Tekrar devam edecek güce kavuşana kadar Holy Moses’a ara vermek yapılabilecek en iyi şeydi.

Ümit: Holy Moses’ı tekrar aktif etmek nereden aklına geldi ve grubun yeni hali nasıl oluştu?
Sabina: 1999 senesi sonlarında –Temple of The Absurd ile çaldığım son dönemde – bilinçaltımda artık zamanın geldiğini, Holy Moses ile birlikte devam edebileceğimi düşünüyordum. Grup için birçok fikrim ve vizyonum oluşmuştu. Bu sayede yeni materyaller yazmaya ve benimle ve grubun vizyonuyla devam edebilecek doğru elemanları bulmak için araştırmaya başladım.

Ümit: Grubun tarihinden sonra kısaca birazda genel konulara değinmek istiyorum. Grubun bir çok ülkede koyu fan kitleleri var. Myspace sayfanızı gezdiğimde yada Holy Moses olarak internet üzerinde bir arama yaptığımda bu açıkça belli oluyor. Bu fan kitlesinin sebebi yaptığınız sert ve etkileyici müzik yanında biraz da sana duyulan hayranlıktan olabilir mi? :)
Sabina: Evet, sanırım haklısın. Sanırım hayranlarımız yaptığımız işi gerçekten fazlasıyla tutkulu yaptığımızı hissediyorlar. Hayranlarımıza çok yakınız, onlarla konuşuyoruz ve fan klüpleri bizim için, destek vermek ve reklam için gerçekten çok çalışıyorlar ve yapabilecekleri herşeyi yapmaya çalışıyorlar. Biz sanki büyük bir aile gibiyiz ve herkesin bu ailede farklı pozisyonları var. Ve netice, Holy Moses grubu, bütünün bir parçası – Holy Moses tutkusunun...

Ümit: Bu müziğin içinde uzun zamandır yer alan bir bayan olarak bazı görüşlerini öğrenmek istiyorum. Bir bayan vokalin grup üzerinde etkileri nasıl oluyor? Bir bayan olarak bir müzik grubunda yer almanın ve dünya çapında tanınmanın artıları ve eksileri neler?
Sabina: Bunu hiç düşünmemiştik – bence en iyisi sadece yapmak, üzerinde fazla düşünmemek. Daha önce karizmadan bahsetmiştin, sanırım budur – kadın veya erkek önemli değil. Ben hırıltı olayını bunun özel bir şey olduğunu düşündüğüm için yapmadım, sadece yaptım.

Ümit: Grup bu güne kadar dünya çapında çok büyük organizasyonlarda sahne aldı ve hala sahne almaya devam ediyor. Sahnedeyken insanların müziğinizi büyük bir zevkle dinlediğini ve çılgıncı eğlendiğini görmek nasıl bir duygu? Birde tecrübelerinize dayanarak ek bir soru sormak istiyorum. Bir müzisyenin seyirciyle arasındaki iletişim nasıl olmalı sizce?
Sabina: Elektrik enerjisi gibi bir ilişki olmalı.

Ümit: Konserlerden bahsetmişken birde İstanbul konseriniz hakkında konuşalım. Türk dinleyicisi ve İstanbul konseri hakkında yorumunu alabilir miyiz?
Sabina: O gösteri muhteşemdi, İstanbul muhteşem bir şehir ve İstanbul’da bulunduğumuz üç gün boyunca çok eğlendik. Hayranlar muhteşem, İstanbul’da birçok hayranımız var. Ayrıca Türkiye’de Bloodbound Chapter’ımız da var. Benim buradaki yan komşum gibi Türkiye’den birçok arkadaşım var. Umarım en kısa zamanda tekrar Türkiye’ye gelebiliriz.

Ümit: Birde hazır İstanbul konserinden konu açılmışken konser öncesi ufak bir barda 2-3 parçalık bir gösteriniz oldu. O gösteri esnasında gaza gelen 10-15 kişilik bir kitle sahneye atlamıştı :) O anda neler hissettin? Çok merak ediyorum :)
Sabina: O çok muhteşemdi, o süpriz gösteriye bayıldık. Planlanmış bir şey değildi, sadece oldu. İşte bu tipik Holy Moses stili...

Ümit: Almanya’da bir çok Türk var. Türklerle yakın olarak büyüdüğünü okumuştum farklı bir röportajda. Türkiye’ye geldiğinde nasıl buldun ülkemizi ve insanlarını?
Sabina: Ülkenizi ve dolayısıyla insanlarını çok seviyorum. Daha önce de dediğim gibi benim komşularım da Türk ve birlikte çok vakit geçiriyoruz. Onların çocukları da var ve onlar sıklıkla benim evimdeler. Bu sayede biraz dilinizi de öğrenmeye başlıyorum. Öğrenmesi gerçekten çok zor ama umarım tekrar Türkiye’ye geldiğimde sizin dilinizde birkaç kelime söyleyebiliyor olurum.

Ümit: Ülkemizle ilgili olarak son sorum: Bu yakınlarda yeni bir konser teklifi var mı? Ya da biz teklif etsek gelmeyi düşünür müsünüz? :)
Sabina: Henüz hiçbir teklif almadık ama eğer bize oraya gelmemiz konusunda yardımcı olmak isterseniz, geliriz. Gerçekten tekrar gelmek istiyoruz. Ve bu sefer tur menajerim olması için komşuma da söz verdim.

Ümit: Diğer projelerin olan Temple of the Absurd ve X-Mas Project’den bahsetmek istiyorum. Temple of the Absurd hakkında çok fazla bilgiye ulaşamadım açıkçası. Grup hakkında merak eden hayranlar için bize biraz bilgi verebilir misin? X-Mas Project ise çok orjinal ve çok değerli müzisyenlerin yer aldığı bir çalışma. Sanırım grubun bütün içeriği “Christmas” üzerine kurulmuştu. Bu fikir kimden çıktı ve nasıl gerçekleşti?
Sabina: Temple of the Absurd, Holy Moses’dan ayrı kaldığım süre boyunca benim grubumdu. Grupla muhteşem zaman geçirmiştim – ama tabii bu, o grup için sadece bir dönem olacak. X-Mas projesi ise sadece eğlence amaçlı bir proje idi. 1986’da Alman Hristiyan şarkılarını metal şeklinde söylemiştik. Bu sadece bir şakaydı.

Ümit: Grubun başlangıçtan beri müzikal içeriği birşeylere dikkat çekmek için çaba gösteriyor. Savaşlar, politika, karmaşalar ve bunun gibi bir çok toplumu yönlendiren konu sözlerinizin içeriğini oluşturuyor. Yeni nesilde ortaya çıkan bir çok grup bu gibi içerikleri kullanmıyor. Belki de sizin yaşadığınız zor dönemleri yaşamadıkları için. Sen yeni nesil Metal Müziği nasıl değerlendiriyorsun ve son dönemlerde çıkan gruplardan takip ettiklerin var mı?
Sabina: Ben Wacken Records ile çalıştığımdan ve her sene yeni gruplar için “Wacken Metal Battle” yarışmasını düzenlediğimizden sürekli yeni grupları takip ediyorum. Ben yeni gruplarla ilgili olarak bu işin içindeyim. Ama özel hayatımda doğduğum zamandan kalma bütün o eski b*kları dinliyorum.

Ümit: Benim sormak istediklerim şimdilik bu kadar. Ancak sitemiz kullanıcılarından gelen bir kaç soru daha var onlarıda eklemek istiyorum.
Sabina: Tamamdır....



Metaltr Üye Soruları:
1 ay kadar önce Doro'nun doğum günü partisi vardı, orda birlikte düet tarzı şarkılar söylediler. Özel yaşama dayalı bir soru olacak fakat bu tür etkileşimler aile hayatına da yansıyor mu? Yani müzik dışında da bu insanlarla birlikte zaman geçiriyor mu?
Sabina: Çok üzgünüm ama bu soruyu gerçekten anlamadım – anladığım kadarıyla cevaplayayım, Doro gerçekten çok muhteşem bir kişidir, muhteşem bir arkadaştır ve bence ailesiyle birlikte de bu şekildedir.

Bu yaz hangi festivallere çıkmayı düşünüyorlar?
Sabina: Bu yaz birçok gösteride yer alacağız. En iyisi anasayfamız olan www.holymoses.net e saldırın burada şimdiye kadar onaylanmış bütün turne günlerini görebilirsiniz.

Sabina bir de internet olaylarını çok seviyor. Gerek MySpace olsun gerek resmi siteleri olsun, dağıtım/tanıtım amaçlı ileride online sahip olabilek miyiz materyallere?
Sabina: Bizim sitemizde kendimize ait bir online mağazamız yok çünkü çoğunlukla evde olmuyoruz ve istenilen siparişleri gönderemiyoruz. Ama bütün taleplerinizi www.metaltix.com üzerinden sipariş edebilirsiniz. Onlar satış işini kendi mağazalarında bizim için yapıyorlar.

Armageddon ile hala bir bağlantısı var mı? Varsa ne zamana kadar? Amaç ne? Yoksa neden yok? Çok sıkıcı olabilir ama merak ediyorum.
Sabina: Armageddon Music firması şuanda Wacken Records adına çalışıyor. Ben de aynı firmayla A&R ve firma menajeri olarak çalışıyorum. Yıllarımı müzik işine verebilirim. Genç gruplara dönecek olursak, gruplara müzik işi ormanından geçişlerinde yardımcı olabilirim.

Bir de azıcık ucundan çocukluğundan bahsedebilir mi? amaçları, idolleri, okul, aile vb.
Sabina: 27 Aralık günü, karanlık, karlı bir kış sabahı Almanya/Aachen’de doğdum. Bu beni Oğlak burcu yapıyor ve bu burcun özelliklerini taşıyorum. Bir diğer deyişle, güçlü, kudretli ve azimli, bütünüyle tutkuyla dolu aşırılığı ve açıksözlülüğü seven bir kişiliğim var. Biri erkek biri kız olan iki kardeşim ve ailemle birlikte hoş, tarihi ve oldukça katolik olan Aachen kasabasında muhteşem bir çocukluk geçirdim. Aynı zamanda, o zamanlarda daha çok genç yaşlarda olmama rağmen, ruhumun derinliklerinde özel bir şey yapmam gerektiğini biliyordum. Sadece bunun ne olması gerektiğini bilmiyordum. Onüç yaşında RTL Radio’ya muhabir olmak için Anke Engelke ve Desire Nosbush gibi şu an Almanya’da gerçekten oldukça ünlü olan diğer çocuk sunucularla birlikte katıldım.

Ondört yaşına geldiğimde New York’a ilk defa gidiyordum ve orada, New Jersey’deki futbol kampında Pele ve Franz Beckenbauer ile röportaj yaptım. On yaşından beri futbol oynuyordum ama o dönemlerde bu spor Almanya’da kızlar arasında pek popüler değildi. 1979 senesinde ABD’de kızların bu sporu oynamaları normal karşılanıyordu. Orada birçok ilgi çekici insanla tanıştım ve ilk defa “marketing” kelimesini duydum. Ayrıca Cosmos New York’u New York’taki devasa stadyumda oynarken izlemekten çok etkilendim. Franz Beckenbauer, Pele ve o sıralarda Fort Lauderdale’de oynayan Gerd Mueller ile karşılaştım. Franz Beckenbauer ve Pele ile yaptığım röportajı kaydettiğim o muhteşem kaset ve elbette ki Pele’nin futbol kampındaki çocuklara gitar çalıp şarkı söylemesini kaydettiğim bir kaset hala evimdedir. Babam ve dedemden, baba tarafımdan aldığım futbola olan ilgimin yanında, babamın küçük erkek kardeşi (H.İ.Y.) bana 10 yaşından beri vinil single’lar ve albümler dinletiyordu. Sweet, Rolling Stones, Jimi Hendrix ve Lemmy Kilmister denilen bir adamın bazı şeylerini ondan çaldım. Bu sound’u seviyordum. Alman pop şarkıları yerini Beatles single’larına bırakmıştı.

Müzikteki ilkleri; konser, kayıt, gruba dahil olma vb.
Sabina: New York’taki ondört yaşıma geri dönelim, ilk grubumu erkek arkadaşım Andy ile birlikte kurdum. İlk önceleri Uriah Heep vb grupların şarkılarını akustikı gitarda daha hızlı şekilde çalıyorduk. Andy’ye ilk elektrogitarını ben aldım. Ben de bass çalmaya çalıştım, ama gerçekten çok kötüydüm. O zamanki grubumuzun adı “Desaster” idi. Black Sabbath, Kiss, Queen ve AC/DC gibi grupları dinliyorduk. O zamanlarda plaklarımızı ve kasetlerimizi arkadaşlarımız ve Andy’nin erkek kardeşleriyle değiş tokuş ediyorduk. 1981’de Andy, “Holy Moses” adındaki okul grubuna katıldı. Birlikte kurduğumuz grup olan “Desaster”dan ayrıldığı için sinir olmuştum. O Holy Moses ile birlikte prova yaparken ben de onlarla birlikte prova odasında otururdum... İşte bir gün, karanlık bir kış günü, Aralık 1981’de, grubun basçısı ve lideri olan Ramon vokalisti gruptn attı. Direkt yüzüme bakarak “Sabina, ayağa kalk, mikrofona git ve şarkı söyle” dedi. O anda resmen bir kağıt kadar bembeyaz oldum. “EVET” demekten başka hiçbir şey söyleyemedim. Başka hiçbir şansım yoktu böylece mikrofona doğru gittim ve en sevdiğim şarkıcı olan Ozzy Osbourne gibi şarkı söylemeye çalıştım. Ancak elbette ki onun gibi olmadı... Onun yerine vücudumdan, derinlerden hırıltılar geliyordu. Kendime çok şaşırıyordum ama Ramon’un yüzünde bir gülümseme belirdi ve “EVET, İşte bu! Tekrar yap!” diye bağırıyordu. Ve bana birkaç şarkı sözü verdi... Ne olduğunu tam olarak bilmiyorum ama işte o andan itibaren Holy Moses’in hırıldayan bayan vokaliydim. Birkaç hafta sonra okuduğumuz lisenin bodrumdaki prova odasında çığlıklar atıyordum. Ve bu sıralarda ilk demo kasedimizi kaydetmiştik... Onun bir demo kaset olduğunu bilmeden... (Kitabımda bundan daha fazlasını da okuyacaksınız...)

İşte Aralık 1981’deki o kaderi belirleyen günden sonra hayatım değişti. Hiç taviz vermiyordum, bu anaokulu dönemlerinden beri hissettiğim kaderdi. Aklımda ve ruhumda özgür olmak istiyordum..... Bunun gerçekleşmesi için çok azmettim ve o anda onu fark etmemiş olsam da, bir sonraki yüzyıla kadar bütün hayatımı değiştirecekti. Böylece prova yaptık ve prova yaptık ve daha çok kaset yaptık. 1985’te bu demoların bazıları bir kayıt firmasına gitme yolunu buldu... Ve 1986’da ilk albümümüz “Queen of Slam”i piyasaya sürdük. Medya ilk defa bu şekilde hırıldayabilen bir kızı görüp şaşkınlığa uğradı ve bizim özel efektler kullandığımızı sandılar.... Ama bu sadece bendim... Gösteriden gösteriye, albümden albüme, sesimi çok daha iyi kullanmayı öğrendim. Onu tavizsiz, bütün imkanlarla ve sınırlamalarla kullanmayı öğrendim...!!!

1987’deki ikinci albümümüz “Finished With The Dog” ile 1989’daki ilk büyük kaydımız “The New Machine Of Liechtenstein” kaydımız arasında medyadan oldukça güzel övgüler aldık bu arada ben oldukça büyük bir kanal olan RTL’deki ilk Alman Metal televizyon gösterisi MOSH’da sunucu olmuştum.

Bazı konserlerde sütyenini mikrofonuna astığına dair rivayetler var. Bu doğru mu? Doğruysa bu davranışın nedeni nedir? Mikrofona asılan sütyen neyi simgeliyor? :)
Sabina: Hayır ben mikrofona sütyen asmıyorum. Bu sadece 2 defa oldu. Hayranlar sahneye sütyen atmışlardı ama tabi bu sütyenler bizim gitaristimiz içindi... Bazı kızlardan... Ve bizim gitarist sütyeni mikrofona sadece şaka olsun diye astı....

Ümit: Muhteşem bir röportajdı Sabina. Hatta şuana kadar yaptıklarımın en iyisi diyebilirim. Sana bu güzel sohbet için çok teşekkür ederim. Son olarak bir anketimiz olacak. Ancak bundan önce senin eklemek istediklerin var mı?
Sabina: Çok teşekkür ederim bu röportaj muhteşemdi. Sanırım eklemem gereken hiçbir şey yok. Oldukça mükemmeldi. Sadece tek bir şey eklemek istiyorum. Umarım Türkiye hayatına geri dönebiliriz ve orada bazı gösterilerde yer alabiliriz. Ve belki Türkiye’de biz de biraz tatil yaparız. Websitemizden indirebileceğiniz resimleri kullanabilirsiniz. Orada bir basın bölümü var. En beğendiklerinizi seçebilirsiniz.

Anket soruları:
Sabina

-Kullandığınız Enstrüman (Marka, Model): Shure Mikrofon
-Doğum yeri ve Tarihi: 27 Aralık, Aachen, Germany
-Favori Grupları: Slayer, Black Sabbath
-Favori Albümler: Holy Moses, Agony of Death
-Hayranı Olduğunuz Müzisyen: Nina Hagen
-Boş Vakitlerdeki Uğraşları: Resim çizmek, kitap okumak
-Favori İçeceği: Kırmızı, beyaz şarap ve su
-Favori Yiyeceği Salata ve patates kızartması
-Holy Moses’in En İyi Olarak Değerlendirdiği Albümü: Agony of Death
- Holy Moses’in En İyi Olarak Değerlendirdiği Konseri: İlki
- Holy Moses ile Yaşadığı En Unutulmaz Anısı: 1981’de gruba katılışım
-Hangi Gruplarla Sahne Almak İstersiniz? : Slayer
-İlk Aldığı Albüm: Artık hatırlayamıyorum, sanırım David Cassidy ya da Abba olmalı, hahahahah
-Son Aldığı Albüm: Nina Hagen Band Best Of
-Son Olarak Hayat Felsefesi: Güç, kudret, azim, tutku ile sadece ileriye gidersiniz ama yaşamı sadece geçmişe bakarak anlayabilirsiniz.

"
Tarih: 12.09.2009 Saat: 11:23 Gönderen: ImpLosioN
 
İlgili Bağlantılar
· Daha fazla Röportaj
· Haber gönderen ImpLosioN


En çok okunan haber: Röportaj:
Niklas Kvarforth video röportajı

 
Haber Puanlama
Ortalama Puan: 0
Toplam Oy: 0

Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

Mükemmel
Çok İyi
İyi
İdare Eder
Kötü

 
Seçenekler

 Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa

 

Haberi ... Bookmark Ağına Ekle.

BlinkList del.icio.us FaceBook Folkd Furl Google Linkarena Mister Wong oneview Webnews Yahoo MyWeb YiGG

Yorumlar yazarlarına aittir. İçeriklerinden biz sorumlu tutulamayız.

Anonim kullanıcı yorum yazamaz, lütfen kayıt olun
MetalTR.NET'de yayınlanan tercümeler, biyografiler, köşe yazıları, resimler ve sair materyaller izinsiz ve kaynak gösterilmeksizin kullanılamaz.
Copyright © 2004-2012 MetalTR.NET
| Yasal Uyarı



Sitemap - forumtags -
Web site engine code is Copyright © 2003 by PHP-Nuke. All Rights Reserved. PHP-Nuke is Free Software released under the GNU/GPL license.
Sayfa Üretimi: 0.21 Saniye
Untitled Document