Metal TR.NET - Yerli Gruplarina Sahip CIK !  
  Giriş veya Kayıt Ol
::  Ana Sayfa  ::  Hesabınız  ::  Forumlar  ::  Haberler  ::  Kritik  ::  Fotoğraf Galerisi  ::  Hosting  ::  Köşe Yazıları  ::
Menü
 Site
tree-T.gif Ana Sayfa
 Forum
 Haber Gönder
 Haber Arşivi
tree-T.gif Etkinlik Takvimi
tree-T.gif Site Kadrosu
 Extra
 Hosting
 En İyi 10
 İnteraktif
petitrond.gif Demo & Mp3 Arşivi
petitrond.gif Video İzleme
petitrond.gif Fotoğraf Galerisi
 Destek
 Destekleyenler
 Linkekle
 Bizi Öner!
 
İçerik
. Yerli Gruplar
. Yabancı Gruplar
. Biyografiler
. Albümler
. Albüm Kritikleri
. Röportajlar
. Köşe Yazıları
. Köşe Yazıları Arşiv
. Dergiler
. Etkinlikler
· Gitar & TAB
 
Albüm Kritikleri
· KORN - The path of totality
· Hypocrisy-A Taste of Extreme Divinity (2009)
· Cyntia - Endless World (2012)
· Tiamat - The Scarred People
· Moonspell Alpha Noir-Omega White.
· Ghost - Opus Eponymous
· Testament - Dark Roots of Earth
· Lamb of God - Resolution
· Volbeat Live From Beyond Hell/Above Heaven
· Pentagram - MMXII
 
Kısa Haberler

[ Haber Arşivi ]
 
Son 10 Haber
· 100 Metal Sunar: GAEREA
[ 0 yorum - 958 okuma ]
· Dark Tranquillity Türkiye Turnesi 2021
[ 0 yorum - 3259 okuma ]
· SECURIS yeni Albümünü yayınladı.
[ 0 yorum - 5928 okuma ]
· OPETH 22 Mart 2015′te İstanbul'da, 23 Mart'ta ise Ankara'da
[ 0 yorum - 14063 okuma ]
· Blind Guardian Istanbul konseri 14 Mayıs 2015
[ 0 yorum - 14592 okuma ]
· Blind Guardian 8 yıl aradan sonra yeniden Ankara’da
[ 0 yorum - 13929 okuma ]
· DYING FETUS 11 HAZİRAN 2015 İstanbul'da
[ 0 yorum - 15433 okuma ]
· Kurt Cobain belgeselinden ilk fragman geldi
[ 0 yorum - 15498 okuma ]
· Takıntı - Buhran klibi yayınlandı!
[ 0 yorum - 16612 okuma ]
· Wayne Static 48 yaşında hayatını kaybetti
[ 0 yorum - 17579 okuma ]

[ Devamı Haberler Bölümünde ]
 
Fotoğraf Galerisi

B Noktası



B Noktası



B Noktası



Heretic Soul @ Waldb ...



Heretic Soul



Heretic Soul



Heretic Soul @ Rock ...



Anoreksi Promo 2011



Anoreksi Promo 2011



Anoreksi Promo 2011


[ Fotoğraf Galerisi ]
 
Rastgele Biyografi


Manegarm
 
MetalTR Arama
 
Üyelik
 
Üye Olun
Kayıp Şifre

Güvenlik Kodu: Güvenlik Kodu
Güvenlik Kodunu Girin:
 
Üyelik:
Bugün: 0
Dün: 0
Bekleyen Üyelik(ler): 4
Toplam Üye: 42,762
En Son Üye: electric_wizard

Şu An Bağlı:
Misafir(ler): 202
Üye(ler): 0
Toplam: 202
 
Forumlardan
Last 10 Forum Messages

eskiler bi bakın la ?
Son mesaj atan; ImpLosioN

Şu anda ne dinliyorsunuz?
Son mesaj atan; ImpLosioN

MetalTR Discord kanalı bekleriz
Son mesaj atan; Belorin

Metal dinleyici kitlesi
Son mesaj atan; Belorin

Kiramen Katib-in (Ankara)
Son mesaj atan; SMITD

Ona On Cafe
Son mesaj atan; SMITD

Kurbağa Teorisi
Son mesaj atan; elvistuna

Rotting Christ 10 Aralık 2023'te İstanbul'da!
Son mesaj atan; KopuK

Rotting Christ 10 Aralık 2023'te İstanbul'da!
Son mesaj atan; KopuK

1 mart 2024 Cradle of Filth istanbul konseri
Son mesaj atan; KopuK


[ Metal TR.NET - Yerli Gruplarina Sahip CIK ! ]
 
Köşe Yazıları
 
metaltr.net :: Başlığı Görüntüle - Bir Aşka Metafor(ölümü düşleyen kadına hitab)
 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları Üye ListesiCan Sıkıntısı Giderici!   
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olunÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun     GirişGiriş 
GünlüklerGünlükler    Günlük Kontrol PaneliGünlük Kontrol Paneli    GünlüğümGünlüğüm

Bir Aşka Metafor(ölümü düşleyen kadına hitab)

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    metaltr.net Forum Ana Sayfası -> Karalamalar
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
air_mercury_
Sebil-i Sübyan
Sebil-i Sübyan


Kayıt: Jan 28, 2006
Mesajlar: 70
Nerden: kocaeli

MesajTarih: Sal Hzr 10, 2008 7:30 pm    Mesaj konusu: Bir Aşka Metafor(ölümü düşleyen kadına hitab) Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #1   

Çift halatlı koca köprüler geçerdi sağ ayağını daha bir sert vurarak koştuğun dar sokaklı şehrin alnına dökülen deniz kenarından.
Sen salladıkça her nefes bitiminde yorgun ruhunu, her damla ter yere çarpınca kurak yüzünü, şehir zülüflerini yolar gibi yüzünün sıcak gölgeliğinden, usulca çekerdi eteklerini aşktan.
Bin atlının geçtiği yer, bin atlının ayak izi, silinmeden, eskimeden, hala vurup duruyordu çift halatlı köprünün göğsüne göğsüne.

Sancır gibi ağlıyordun oysa. Bulutsuydun, gözlerimi kısardım netleşirdin. Dağınıktı yüzün. Karmaşıktı. kaynayan bir kazandı göğsün, buğusu yer kabuğunun bronşitine gerekliydi. Yerin gözeneklerinden dökerdi buğuyu çocuklar. Deniz zaman önce bir zamna kendi beşiğini geri almıştı bir şehrin insanlarından. Apartmanlar denizle kucaklaşmıştı. Yosun ilk defa bir binanın süngersi parçalanışına dokunmuştu. Ateş olsan, yanamazdın. Kanın donardı. Ve şehir, çift halatlı koca köprüleriyle iki dünyayı bir arada tutuyordu. Kollarını açmıştı. Kolları gergindi. Damarları belirgindi. Azıcık kessen patlayacak gibiydi elleri. Doluydu. İki kıtayı çekiştirip duruyordu. Yorgundu. Mecburdu.
Kardeşini büyüten küçük bir anne edasıyla sahiplenmişti acımayı. Çarmıha gerilmeyi.

Şehir gergindi bu yüzden. Kolları yanardı. Kolları yanardı yollar dururdu. İnsanlar dururdu.bu yüzden şehirlerde gözyaşları daha çabuk kururdu. Gergindi, rüzgarı çoktu,zamanı geçti…
İnsanlar durduğunda dehşete kapılırdı. İnsanlar aynalara sarılırdı.
Yansımalar çözüm değildi. Şehir gergindi. Her yagmur yağışında huzursuz olurduk.

Şehir gergindi ve bu yüzden su şehrin göbek geliğine kaçışır gibi suyu kaygan zeminde saklıyordu. Kımıldanıyordu. Eskiyordu. Kayıyordu caddeler. Şehir geriliyordu.

Tanrılar son zarları atmış olmalıydılar. Şehir bırakacak olmalıydı şu aralar kendini. Gözlerini devirip uyur olacaktı. Bir şiir yazıp kendi yazdığına ağlar olacaktı belki.Tam bu zamanda sen vardın. Daha bir güclü vurup sağ ayağını, kokunu dilek ağacına dolar gibi dolardın burun deliklerime. Ruhuma dikerdim kokunu. Nefesime dikerdim. Kokunla konusur olurdum. Sesim ellerim olurdu.

Sonra bir gün, betin benzin atmış. Sonra bir gün şehir gibi gergin. Sonra bir gün iki kolunda agır yük. Yaşamı yırtıyorsun kabuğundan, ölüm gün ışığından kaçar adım çekiştiriyor kolunu.


Gözün yaşamda gönlün ölümde kalıyor. Korkuyorum.
Sen bir gün adını kesip dilimden, gözlerini koparıp içimden, meyve bahçelerimi talan edip, her bilyeyi her oyuncağı her kaldırım taşını büyük bir minnettarlıkla izleyip, başımı mağrurca sol göğsünden çalıp, uykuya gideceksin.

Bunu düşlüyorsun. Bunu düşlediğini duyuyorum. Güzel gözlerini sürtmek istemiyorsun daha fazla hayata. yansın istemiyorsun rengin…ölümü renklere bürüyüp bir oyuncağa giydiriyorsun. Saçları sarı ve lüle lüle bir bebek. Bebeğin üzerinde ölüm. Ama mavi ama kırmızı. Ateş olan ölüm, gök olan ölüm sen olan ölüm sensizlik ölüm…Ölümden bahsetme… dudakların ölüme değsin istemedim. Dudakların bir ağacın burnunda yükselmeliydi. Tanrıyı koklamalıydı. Dudakların ölümü öpsün istemedim, dünyanın en hassas çağının camdan çocuğunun nefesine takılıp kalmalıydı. Dudakların ancak bir masalın sonu olmalıydı. Sevdiğim gibi veda, derin ve anlamlı. Parantez içleri gibi dolgun, aylar sonra ilk kez sarılmışken, yüz yıllık hasretle birbirine kenetlenmelerin kırmızısından. Sonra yağmur sonrası grisinden, yaşamı aklımıza çivileyen büyük ustanın ellerinden dökülen soğuk pamuk renginden


Ölümden bahsetme ... Şehir çok yorgun. Benim bir yanım eksik. Gözlerim acır tenine çarpınca gece vakti gözlerini ararken. Dilim yanar, yanımdalığını düşlerken. Söyleyemem hangi okyanusun kaynadığını hangi okyanusun tüm şehrimi dip bucak arındırdığını.
Beni nasıl tertemiz beni nasıl pırıl pırıl yaptığını söyleyemem. Ölümden bahsetme, şehrin damarlarına eroin basıyorum.
Hissediyorum serçe parmağımdan korku sallanıyor yerin altında. Gözümü kırarım ardından. Ölümü söyleme, sesini bayrak diye asacağım uykulu pijamamın yanına, bir bebek yumruğuyla kazanılan dev savaş sonrasında


Anlattım sana masallarımı. Gözlerim bir köylünün elleri gibi çatlak. Ellerim kar soğuğu gibi keskin. Dokunsam yırtarım sanıyorum aşkı. Gözlerime bakıyorsun, kalıyorsun aralarımda, sıkışıyorsun. Bırakmıyorum seni. Masallarımı anlatıyorum. Sen ölüme bağlıyorsun.
Şehir yorgun. Şehrim çok yorgun. Büyüttüğüm çocuk ayaklarını kesiyor yaşı her bir sene attığında. Saçlarını kesiyor sesini kırpıyor anla. Ölüme bağlanıyor yolların. Bana ölüm olmayı öğret öyleyse. Kendime seni boyamalıyım;

Adının rüzgarı içimi süpürüyor. Ellerimden tutuyorsun birlikte yürüyoruz gökkuşağının altındaki hazineye. Ve ben biliyorum ki orada tenin var. Tenine dokunduğumda gözlerin aşk olacak dudakların boynum olacak göğsün kalbim olacak.
Büyüsün sen. Kokunu alıyorum. Sıcaksın. Dumanın tütüyor,görüyorum. Dumanın başımı döndürüyor. sana sarkılar söylemeliyim,sesim yok. Sana resimler çizmeliyim ellerim yok. Hepsi sende. Hep sen.

Ölümü kapatıyorsun odasına. Bana bakıyorsun. Dudaklarım, bebek sevmekten gelen bir ev hanımı gibi huzurlu. Çift yumurtalı kurabiyenin köşe yanığı kokulu evde,sesimle öpüyorum seni.
Görüyorum, gözlerini kapatıyorsun. Kaburganın biri benim. Onu görüyorsun.
Sen gelince kedilerin tüyleri daha kabarık. Daha beyaz hepsi. Kendi kendini anlatır masallar şevkle. Çocuklar yatağa girer girmez uyurlar. Ve ben senin ellerinde, çizgilerinde bıraktım adımı. Yüzüne dokun. Dudaklarına dokun. Kendine saç beni. Aşk sensin . Aşkımsın.
Beni duyuyorsun. Sana her gece şiirler okuyorum. Dudaklarından öpüyorum milyon sefer.
Kuytunu buluyorum. Orada bir park var. Gözlerimizi kapatıp orada sallanıyoruz. En yukarıya en dibe sonra. Yüreğin altına yastık koyup havalandırır gibi. Aşk sensin .
Her cümle sonuna nokta gibi .

Ölümden söz ediyorsun. Senin için ta deniz kenarından avuçladığım ıslak kum damlıyor ellerimden. Bir ev kurmaya niyetliyim çoktan. Ölümden söz ediyorsun eriyor toprak. Eriyor ellerim.. Ya bana ölümü öğret yahut ellerini dik ellerime.
Unutma hiç,
Cennet seni benden çok özleyemez .

Neşe ŞAHİN Surprised
_________________
"baylar,yemin ederim,her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır;hem de tam anlamıyla,gerçek bir hastalık.."
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder MSN Messenger
Sponsor Linkler







Tarih: Google ve Sponsor Baglantilari    Mesaj konusu: Sizde bu bölüme reklam verebilirsiniz !
: #   


Başa dön
fallfromgrace
Forum Hayvanı
Forum Hayvanı


Kayıt: May 31, 2006
Mesajlar: 1230
Nerden: Mordor

MesajTarih: Pzr Ksm 02, 2008 2:50 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #2   

Bunu kim yazdı bilmiyorum ama muhteşem olmuş. Söyleyecek söz bulamıyorum. Yazmak söz konusu olduğunda bir hiç olduğumu bir defa daha anladım...
_________________
-Abi şimdi buraya illa ciddi şeyler mi yazmak lazım?Hebele hübele yazsak?
-Lan manyak mısın?! Romantik ol olm azcık. Biraz da karamsar takıl. Şimdi bu moda
-Hmmm tamam

"Gözlerin ıslanmış kadınım. Yağmur mu yağıyor yoksa?" Oldu mu

-Aferin
-Ehe
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    metaltr.net Forum Ana Sayfası -> Karalamalar Tüm saatler GMT +1 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2002 phpBB Group
Türkçe Çeviri : Onur Turgay & Erdem Çorapçıoğlu
phpBB template by Spectre :: Ported for PHP-Nuke by nukemods.com
Forums ©
MetalTR.NET'de yayınlanan tercümeler, biyografiler, köşe yazıları, resimler ve sair materyaller izinsiz ve kaynak gösterilmeksizin kullanılamaz.
Copyright © 2004-2012 MetalTR.NET
| Yasal Uyarı



Sitemap - forumtags -
Web site engine code is Copyright © 2003 by PHP-Nuke. All Rights Reserved. PHP-Nuke is Free Software released under the GNU/GPL license.
Sayfa Üretimi: 0.12 Saniye
Untitled Document