Giriş
veya
Kayıt Ol
::
Ana Sayfa
::
Hesabınız
::
Forumlar
::
Haberler
::
Kritik
::
Fotoğraf Galerisi
::
Hosting
::
Köşe Yazıları
::
Menü
Site
Ana Sayfa
Forum
Haber Gönder
Haber Arşivi
Etkinlik Takvimi
Site Kadrosu
Extra
Hosting
En İyi 10
İnteraktif
Demo & Mp3 Arşivi
Video İzleme
Fotoğraf Galerisi
Destek
Destekleyenler
Linkekle
Bizi Öner!
İçerik
.
Yerli Gruplar
.
Yabancı Gruplar
.
Biyografiler
.
Albümler
.
Albüm Kritikleri
.
Röportajlar
.
Köşe Yazıları
.
Köşe Yazıları Arşiv
.
Dergiler
.
Etkinlikler
·
Gitar & TAB
Albüm Kritikleri
·
KORN - The path of totality
·
Hypocrisy-A Taste of Extreme Divinity (2009)
·
Cyntia - Endless World (2012)
·
Tiamat - The Scarred People
·
Moonspell Alpha Noir-Omega White.
·
Ghost - Opus Eponymous
·
Testament - Dark Roots of Earth
·
Lamb of God - Resolution
·
Volbeat Live From Beyond Hell/Above Heaven
·
Pentagram - MMXII
Kısa Haberler
[
Haber Arşivi
]
Son 10 Haber
·
100 Metal Sunar: GAEREA
[ 0 yorum - 760 okuma ]
·
Dark Tranquillity Türkiye Turnesi 2021
[ 0 yorum - 3071 okuma ]
·
SECURIS yeni Albümünü yayınladı.
[ 0 yorum - 5718 okuma ]
·
OPETH 22 Mart 2015′te İstanbul'da, 23 Mart'ta ise Ankara'da
[ 0 yorum - 13857 okuma ]
·
Blind Guardian Istanbul konseri 14 Mayıs 2015
[ 0 yorum - 14395 okuma ]
·
Blind Guardian 8 yıl aradan sonra yeniden Ankara’da
[ 0 yorum - 13726 okuma ]
·
DYING FETUS 11 HAZİRAN 2015 İstanbul'da
[ 0 yorum - 15236 okuma ]
·
Kurt Cobain belgeselinden ilk fragman geldi
[ 0 yorum - 15286 okuma ]
·
Takıntı - Buhran klibi yayınlandı!
[ 0 yorum - 16408 okuma ]
·
Wayne Static 48 yaşında hayatını kaybetti
[ 0 yorum - 17360 okuma ]
[
Devamı Haberler Bölümünde
]
Fotoğraf Galerisi
B Noktası
B Noktası
B Noktası
Heretic Soul @ Waldb ...
Heretic Soul
Heretic Soul
Heretic Soul @ Rock ...
Anoreksi Promo 2011
Anoreksi Promo 2011
Anoreksi Promo 2011
[ Fotoğraf Galerisi ]
Rastgele Biyografi
Utrupes
MetalTR Arama
Üyelik
Üye Olun
Kayıp Şifre
Güvenlik Kodu:
Güvenlik Kodunu Girin:
Üyelik:
Bugün:
0
Dün:
0
Bekleyen Üyelik(ler):
3
Toplam Üye:
42,762
En Son Üye:
electric_wizard
Şu An Bağlı:
Misafir(ler):
407
Üye(ler):
0
Toplam:
407
Forumlardan
SSS
Arama
Üye Listesi
Kullanıcı Grupları
Can Sıkıntısı Giderici!
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun
Giriş
Günlükler
Günlük Kontrol Paneli
Günlüğüm
İSKANDİNAV MİTOLOJİSİ
Sayfa
1
,
2
Sonraki
metaltr.net Forum Ana Sayfası
->
Edebiyat
Önceki başlık
::
Sonraki başlık
Yazar
Mesaj
VIKINGPOWER
Geçerken Uğrayan
Kayıt: Mar 29, 2005
Mesajlar: 22
Nerden: VALHALLAdan
Tarih: Sal Mar 29, 2005 10:53 pm
Mesaj konusu: İSKANDİNAV MİTOLOJİSİ
Mesaj:
#1
ASGARDR,tanrıların mekanıdır ; Kader Ağacı yggdrasil,dünyanın merkezinde yükselir ; onun yanında,içinde insan yaşamının sürüp gittiği, kadın görünümünde tasvir edilen Kader Kuyusu bulunur. Ağaç üç kök üzerinde durur.Köklerden biri yer altı dünyası HEL’e, ikincisi devlerin dünyasına,sonuncusu da insanların dünyasına uzanır.
Kuzey tanrıları, başını ASESLER’in ve VANESLER’in çektiği öbeklere bölünür.ASESLER’in en önemlileri ODIN, THOR, TYR ve BALDR’dır.ODIN,göklerin babasıdır ; görevi yerle göğün yıkılacağı günü geciktirmek olan acaip ve görkemli bir figürdür.çekiçli tanrı THOR,yıldırımların ve iyilikler getiren yağmurların tanrısıdır : insanların yaptığı işleri denetler ve kötü devlerle savaşır.TYR’e gelince,bu savaşçı bir tanrıdır.Önde gelen tanrıların arasında , NJORD,FEY ve FREYA’nın bulunduğu VANESLER öbeği,zenginliği,bereketi ve doğurganlığı simgeler…
Başa dön
Sponsor Linkler
Tarih: Google ve Sponsor Baglantilari
Mesaj konusu: Sizde bu bölüme reklam verebilirsiniz !
:
#
Başa dön
KurGaN
Veled-i METAL
Kayıt: Apr 01, 2005
Mesajlar: 146
Tarih: Cum Nis 01, 2005 8:26 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#2
implosion keşke bizde de böyle şeyler olsa diyceğine biraz Türk Mitolojisi oku..onların Thor'u varsa Bizim de Tanrı Ülgen'imiz var....
_________________
"Bir sözle kuruldu dünya. Hep o sözü aradým ve buldum: Emek..."
Başa dön
MnemosynE
Zehir Hafiye
Kayıt: Jan 02, 2005
Mesajlar: 226
Tarih: Cmt Nis 09, 2005 6:50 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#3
KurGaN demiş ki:
implosion keşke bizde de böyle şeyler olsa diyceğine biraz Türk Mitolojisi oku..onların Thor'u varsa Bizim de Tanrı Ülgen'imiz var....
+10000
dünyanın en eski destanlarının türk destanları olduğundan haberiniz var mı?? araştırın okuyun ...gerçekten çok harika şeyler bulursunuz..
Başa dön
illnino
Forum Hayvanı
Kayıt: Dec 02, 2004
Mesajlar: 3728
Nerden: istanbul
Tarih: Prş Nis 14, 2005 9:10 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#4
abi viking tarihide etkiliyici.ama türk tarihinin üstüne tanımam
_________________
.................
Başa dön
Hayat_Su
Geçerken Uğrayan
Kayıt: Jan 30, 2007
Mesajlar: 5
Tarih: Sal Oca 30, 2007 3:33 am
Mesaj konusu: Evrenin Yaratılışı Hakkında...
Mesaj:
#5
Kral Gylfi, bugün İsveç diye bilinen topraklar üzerinde hüküm sürdüğü günlerde, kendisini Gangleri adında yaşlı bir adama dönüştürerek, doğa ve evren hakkında bilgi edinmek üzere büyük tanrıları Asgard’daki salonlarında ziyaret etti. Gylfi kılık değiştirerek geldiği için tanrılar ona gerçek kimliklerini açıklamadılar. Kendilerini “Yüce Olan”, “Yüceyle Eşit Olan” ve “Üçüncü” diye adlandırdılar.
“Tanrıların hikmetini arıyorum” dedi Gangleri, “Aranızda bilgili olan var mı?”
“Bize ne dilersen sor” diye yanıtladı Yüce Olan, “Buradan, geldiğin zamankinden daha bilge olarak ayrılacaksın.”
Gangleri sordu: “Eğer biliyorsan anlat bana, her şey nasıl başladı?”
Yüce Olan açıkladı: “Başlangıçta açık bir boşluk olan Ginnungagap’tan başka hiçbir şey yoktu. Bu çok eski zamanda, ne yukarıda göklere ne aşağıda toprağa ne kumlara ne çimenlere ne de denizin yükselen dalgalarına şekil verilmişti.”
Yüceye Denk Olan ekledi: “İlk oluşan dünya, Muspelheim’dı (Savaşçıların Evi). Bu, Ginnungagap’ın güneyinde, sıcak, parlak alevler içinde bir dünyadır ve kıvılcım ve parıldayan korlar saçar. Alevler saçan bir kılıcı olan dev ‘Surt’ tarafından korunmaktadır.”
Üçüncü olan dedi ki: “İkinci oluşan dünya, Ginnungagap’ın kuzeyindeki Nilfheim’dı (Sisler Evi). Nilfheim’in ortasında, hızlı ve korkunç on bir ırmağın doğup uzaklara aktığı, Hvergelmir (kaynayan kazan) adında bir pınar vardır. Bu ırmakların dalgalarından oluşan köpüklü zehir sertleşti ve buza dönüştü. Soğudukça, zehirden çiseleyen bir sis yükseldi, ikinci ve ağır bir buz tabakası oluşturmak üzere birinci tabakadaki sağlam buzların üzerine düştü. Nilfheim’ı soğuk, sisli ve acımasız yapan bu buzlardır.”
Gangleri sordu: “İnsanoğlundan önce kimse var mıydı? Bana devlerden ve tanrılardan söz edin.”
Yüce Olan yanıtladı: “Buz devleri, dünya oluşmadan önceki sonsuz kışlar boyunca yaşadılar. Muspelheim’dan yükselen sıcak havanın, Nilfheim’dan gelen buzlarla buluştuğu yerde buzlar çözüldü. Yaşam, ilk kez eriyen zehir köpüğünün damlalarından gelişti ve bir yaratığa ‘Ymir’ adlı bir deve dönüştü. Yaratıldığı zehir onu vahşi, acımasız ve kötü yaptı. Sonra çözülen buzlardan bir inek, ‘Audhumla’ (Besleyici) ortaya çıktı. Ymir onun ürettiği dört süt ırmağından beslendi.”
Yüceye Denk Olan ekledi: “Ymir uyurken terledi. Sol koltukaltındaki nemden bir adam ve bir kadın ortaya çıktı. Ymir bütün buz devi ailelerinin babası oldu. Hepsi de babası gibi şeytani yaratıklardı.”
“Bu gerçekten ilginç bir öykü” dedi Gangleri: “Peki öyleyse tanrılar ilk kez nasıl ortaya çıktılar?”
Yüce Olan açıkladı: “Audhumla sürekli, tuzlu bir buz bloğunu yaladı. İlk günün akşamı bir tutam şaç belirdi. İkinci günle beraber bir erkeğin bütün başı görünür hale geldi. Üçüncü günün sonunda, Buri adında bütün bir erkek ortaya çıktı. Buri uzun boylu yakışıklı ve güçlüydü, tanrıların büyükbabası oldu. Devlerden birinin kızı olan Bestla ile evlenecek olan Bor adında bir oğlu oldu. Bor ve Bestla’nın, Kuzeyin ilk tanrıları olan üç çocukları oldu; en büyükleri Odhinn, Vili ve son olarak da Ve.”
“Tanrılar ve devler dost muydu, yoksa düşman mı?” diye sordu Gangleri.
Yüce Olan yanıtladı: '” Odhinn, Vili ve Ve, Ymir’i öldürdüler. Ymir’in yaralarından o kadar çok kan aktı ki, Bergelmir ve karısı dışında tüm diğer buz devleri Ymir’in kanında boğuldular. Bergelmir oyuk bir ağaç gövdesinden yapmış olduğu bir kayığa çabucak binerek karısıyla beraber kaçtı. Böylece, buz devleri ve şeytani yaratıklar olan sonraki devler ırkının ataları oldular.''
Gangleri sordu: “Dünya nasıl şekillendi?”
Yüce Olan yanıtladı: “Üç tanrı Ymir’in cesedini aldılar, onu Ginnungagap’ın ortasına taşıdılar ve ondan dünyayı yaptılar. Onun etinden toprağı yarattılar, yaralarından akan kandan tuzlu denizi yaptılar ve onu yeryüzünün çevresine yaydılar. Büyük kemiklerden dağları, küçük kemiklerden ve dişlerinden kayalarla çakılları yaptılar. Tüylerinden ormanları yarattılar.”
Yüceye Denk Olan ekledi: “Tuzlu denizin kıyındaki ülkeleri, Jotunheim’ı (Devlerin Evi), devlere ve ailelerine verdiler. Fakat yeryüzünün ‘Midgard’ denilen iç ülkesinde yaşayacak olan halkı devlerden korumak istediler. Böylece, Ymir’in kaşlarını kullanarak, iki grup yaratığı birbirinden ayırmak için bir engel yaptılar.”
Üçüncü dedi ki: “Ymir’in kafatasından gökyüzünü yaptılar. Bunu, yeryüzünün üstünde kubbe gibi duracak biçimde yerleştirdiler ve dört bir köşesinden bir cüce(Kuzey,Güney,Doğu ve Batı) kubbeyi düşmemesi için tuttular. Sonra Ymir’in beynini fırtına bulutları oluşturması için havaya fırlattılar.”
Gangleri dedi ki: “Cücelerin insanoğlundan önce var olduğunu bilmiyordum, onlar nasıl ortaya çıktı?”
Yüce olan yanıtladı: “Başlangıçta cüceler, Ymir’in etinde kurtlar olarak yaşam buldular. Tanrılar onlara insanımsı bir görünüş ve insan anlayışı verdi. Cüceler hala ‘Nidavellir’ denilen ülkede, yeryüzünün karanlık köşelerinde ve kayalık mağaralarda yaşarlar.”
Yüce Denk Olan ekledi: “Tanrılar, Muspelheim’dan yükselen kıvılcımları ve yanan korları yıldızlara çevirdiler. Yukarıda göklere ve yeryüzüne ışık vermeleri için Ginnungagap’ın ortasındaki belirli yerlere yerleştirdiler.”
Üçüncü dedi ki: ''Güneş’i ve Ay’ı, gece ile gündüzü ve mevsimleri yaratmaları için gökyüzünde dolaşacak şekilde ayarladılar. Güneş hızlı yol alır, çünkü bir kurt onu kovalamaktadır. Ragnarok (Tanrıların Kıyameti) zamanı gelip bu dünya sona erdiğinde onu yakalayacak. Başka bir kurt, güneşin önünde koşup Ay’ı kovalar. Sonunda Ragnarok zamanı gelince, Ay da yakalanacak.”
Gangleri sordu: “İnsanoğulları Midgard’a nasıl yerleştiler?”
Yüce Olan yanıtladı: ''Üç tanrı tuzlu denizin kıyısında yürürken iki ağaç buldular. Biri dişbudak, biri de kara karaağaç. Adı Ask olan erkeği dişbudak ağacından, adı Embla olan ilk kadını da karaağaçtan yarattılar. Onları onurlandırmak için giydirdiler. Odhinn onlara kan ve yaşam soluğu verdi, Vili onlara kavrayış ve hareket yeteneği verdi. Ve onları şekillendirdi; görme, duyma ve konuşma yeteneği verdi. Ask ve Embla, senin gibi Midgard’da yaşayan bütün insan ırkının ataları oldular.''
“Bana Yggdrasill hakkında ne anlatabilirsiniz? Bir çeşit ağaç değil mi o?” diye sordu Gangleri.
Yüce olan yanıtladı: “Bu büyük dişbudak ağacının dalları dünyayı baştan başa sarar ve göklerin üzerine yayılır. Üç büyük kök, dünyanın dişbudak ağacını ayakta tutar. Biri Asgard’daki Aesir’lerin (tanrıların), biri buz devlerinin arasında, biri de buzlu Niflheim üzerindedir.”
Yüceye Denk Olan ekledi: “Asgard’daki kök, Urd’un kutsal kaynağından beslenir. Orada ‘Nornlar’ olarak bilinen üç kader bakiresi yaşar. Adları Urd (Geçmiş), Verdandi (Şimdi), Skuld (Gelecek)’dur. İnsanoğlunun yaşamını belirleyen kuralları koyar ve kaderini mühürlerler.”
Üçüncü dedi ki: “Başka Nornlar da vardır. Bazıları elflerin, bazıları cücelerin kızlarıdır. İyi yaratıklardan gelenler iyi yaşamlar şekillendirir; uzun, zengin, şanlı. Kötü Nornlar kısa, zavallı, talihsiz yaşamlar verirler.”
Yüce Olan devam etti: “Buz devleri arasındaki kök, bilgeliğin ve kavrayışın kaynağı olan Mimir’in pınarında beslenir. Pınarın suyundan içen herkes, pınarın sahibi Mimir gibi bilge olur. Fakat bu güç bir iştir. Tanrıların babası Odhinn sadece bir yudum içmek istedi, ama önce iki gözünden birini feda etmek zorunda kaldı.”
Yüce Denk Olan dedi ki: “Niflheim üzerindeki kök, dünyanın büyük ırmaklarının kaynağı olan ‘Hvergelmir’ pınarından beslenir.”
Sonra Gangleri sordu: “Tanrılar insanları yarattıktan sonra ne yaptılar?”
Yüce Olan yanıtladı: “Odhinn, Vili ve Ve, dünyanın ortasında kendilerine aileriyle yaşamak için Asgard denilen bir korunak inşa ettiler. Orada Odhinn, yüksek tahtında oturur, herkesin ne yaptığını görerek ve herşeyi anlayarak tüm dünyayı denetler. İki kuzgun, Hugin(Düşünce) ve Munin(Bellek) omuzlarında oturur. Odhinn her şafakta onları dünya üzerinde uçmaya gönderir. Onlar da döndüklerinde Odhinn’e gördüklerini ve duyduklarını anlatırlar.”
“'Asgard’daki en ilginç saray hangisidir?” 'diye sordu Gangleri.
Yüce Olan yanıtladı: “Kuşkusuz Odhinn’in altın ışıltılı ‘Valhalla’ salonudur (Ölüm Salonu). Çatısı mızraklarla ve altın kalkanlara kaplıdır. Valkyriler (Ölülerin Seçicileri), Odhinn’in yiğit kızkardeşleri, ölmeye mahkum edilmiş olanları seçmek ve belirli savaşçıları zaferle ödüllendirmek için Midgard’a inerler. Ragnorak geldiğinde, ölmüş savaşçılar devlere karşı tanrıların tarafında savaşmak üzere Valhalla’ya gelirler.”
Yüceye Denk Olan ekledi: “Ölü savaşçılar her gün birbirleriyle dövüşerek, sınırsız miktarda domuz eti yiyerek ve kadehler dolusu bal likörü içerek eğlenirler.”
Üçüncü dedi ki: “Vallhalla’ya açılan altı yüz kırk kapı vardır. Ragnarok geldiğinde dokuz yüz altmış savaşçı, korkunç kurt Fenrir’le savaşmak için bu kapılardan çıkacak.”
Gangleri sordu: “Asgarda’la yeryüzü arasında nasıl yolculuk edilebilir?”
Yüce Olan yanıtladı: “Tanrılar insanoğlunun gökkuşağı olarak gördüğü ‘Bifrost’ (Titreme Yolu) köprüsünü inşa etti.”
“Size göre insanlar hangi tanrılara inanmalı?” diye sordu Gangleri.
Yüce Olan yanıtladı: “On iki tanrı ve on iki güçlü tanrıça vardır. Odhinn, tanrıların en yaşlısı ve en büyüğüdür. O, herkesin babası olarak anılır. Çünkü hem insanların hem tanrıların babasıdır. Midgard’da ki pek çok kabile tarafından tapınıldığından ve başından pek çok serüven geçtiğinden ‘Yüce Olan’ ve ‘Ölümlülerin Babası’ gibi başka bir çok adla da anılır.”
Yüceye Denk Olan ekledi: “Thor, Odhinn ve karısı, yeryüzü tanrıçası Frigg’in oğludur. Thor en güçlü tanrıdır. İki keçi tarafından çekilen bir savaş arabası sürer. Üç değerli mülkü vardır. ‘Mjollnir’ adlı çekici, gücünü ikiye katlayan tılsımlı kemeri ve Mjollnir’ı kullanırken giydiği demir eldivenleri.”
Üçüncü ekledi: “Odhinn’in bir diğer oğlu da Balder’dir. İyi olduğu kadar güzeldir ve tanrıların en çok sevilenidir. En bilge ve en nazik olandır. Söylediği hiçbir şey değiştirilemez.”
Gangleri sordu: “Başka hangi tanrılar önemlidir?”
Yüce Olan yanıtladı: “Njord da çok önemlidir. O aslında toprağı ve denizi bereketli yapan Vanir tanrılarının evi Veiheim’dandır. Denizciler ve balıkçılar için önemlidir. Çünkü rüzgarın ve denizin hakimidir. Zengindir ve kendisine tapınanları da zengin eder.”
Yüceye Denk Olan ekledi: “Njord’un iki önemliği çocuğu vardır; Frey(Eferndi) ve Freya(Hanım). Frey, Thor ve Odhinn 'den sonra önem sırasında üçüncüdür. Frey güneşin ne zaman parlayacağına ve yağmurun ne zaman yağacağına karar verir. Bu nedenle yeryüzünün bereketinden sorumludur. İnsanlar ona barış, refah ve tarlaların bereketi için olduğu kadar kendi doğurganlıkları içinde dua ederler.”
Üçüncü dedi ki: “Freya da Frigg kadar önemli bir tanrıçadır. İnsanlar ondan aşk konularında yardım isterler.”
Yüce Olan ekledi: “Elbette başka önemli tanrı ve tanrıçalar da vardır. İdun, tanrıların genç kalmak için yedikleri altın elmaların korur. Kocası Bragi, bilgeliği ve şiirdeki yeteneği ile tanınır.”
Üçüncü dedi ki: “Heimdall, tanrıların nöbetçisidir. Koyunların sırtındaki yünlerin uzayışını ve Midgard’daki çimenlerin uzayışını dahi duyabilir. Geceleri bile 300 milden uzağı görebilir.”
Gangleri sordu: “Loki, bir tanrı mıdır?”
Yüce olan yanıtladı: “Loki, bir devin oğludur. Yani kanında kötülük akar. Tanrı olarak kabul edilir, ama bir kavga çıkarıcıdır. Çok zekidir, ancak yalan söyleyip hile de yapar. Bazıları ona ‘Yalanların Babası’ ve ‘Tanrıların ve İnsanların Utancı’ da der. Sık sık tanrıların başına dert açar ya da onları dertten kurtarır. Bazılarına göre Loki, Odhinn’in kan kardeşidir. Üç canavar çocuğun babasıdır. Kurt Fenrir, Hel (Ölülerin Tanrıçası) ve Dünya Yılanı. Ragnarok başımıza geldiğinde tanrıların düşmanı olacaktır.”
Yüceye Denk Olan ekledi: “Hel, uğursuz bir yaratıktır. Açlık ve Kıtlık onun yoldaşlarıdır. İhtiyarlıktan ya da hastalıktan ölenler onunla birlikte Niflheim ülkesinde, yüksek duvarların arkasında yaşarlar.”
Gangleri sordu: “Bana Ragnarok hakkında ne anlatabilirsiniz? Ondan kaçmanın bir yolu var mıdır?”
Yüce Olan yanıtladı: “Balder’in ölümü Ragnarok’un yaklaştığının ilk işareti olacak. Loki hem Balder’in ölümüne hem de Hel’le birlikte hapsedilmesine neden olacak. Ceza olarak tanrılar Loki’yi Ragnarok gelinceye kadar bir mağaraya hapsedilecek.”
Yüceye Denk Olan ekledi: “Sonra dünyanın her yerinde üç kış boyunca kanlı savaşlar olacak. Kardeş kardeşe kılıç ve baltayla saldıracak ve ikiside ölecek. Haram birleşme ve zina yaygınlaşacak. Hiçbir ölümlü diğerine merhamet göstermeyecek. Şeytanlık, dünya üzerinde, aileler, arkadaşlar, kabileler arasındaki ilişkileri yok ederek vahşice dolaşacak. Sonunda dünya harabeye dönecek.”
Üçüncü ekledi: “Her biri bir yıl boyunca sürecek olan ve aralarında yaz olmayan üç korkunç kış; yakıcı rüzgarlar, ağır soğuklar ve sonsuz kar getirecek.”
Yüce Olan devam etti: “Kurt Hati, sonunda Güneş’i yakalayıp onu yutacak ve Kurt Skoll da sonunda Ay’ı yutacak. Dev Surt, gökleri kavurucu alevlerle paramparça ederek, parlayan yıldızların ateşlerin içinde patlayarak dünyaya düşmelerine neden olacak. Yeryüzü o kadar güçlü sallanacak ki ormandaki ağaçların kökleri dışa çıkacak ve dağlar devrilecek. Bu korkunç kargaşa Loki’yi ve Midgard’ı saran tuz denizinin derinliklerinde yatmakta olan Dünya Yılanı adlı canavar ejdarhayı serbest bırakacak. Dünya Yılanı, fışkıran zehiriyle denizi ve gökyüzünü zehirleyerek ve Midgard üzerinde patlayacak dev dalgalara neden olarak devinecek.”
Yüceye Denk Olan ekledi: “Fenrir, ağzı hevesle açılmış olarak Vigrid düzlüğüne doğru ilerlerken, gözlerinden ve burun deliklerinden alevler fışkıracak. Orada, Buz devleri, Dünya Yılanı ve tüm diğer kötü yaratıkların toplantısına katılacak. Heimdall, tanrılara Ragnarok'un geldiğini bildirecek.”
Üçüncü dedi ki: “Odhinn Fenrir’e karşı savaşacak. Thor, Dünya Yılanı ile kapışacak ve Frey Surt’la savaşacak. Kurt Odhinn’i bütünüyle yutacak; ancak savaşçıların en vahşisi, Odhinn’in oğlu Vidor, Fenrir’in çenesini yırtacak ve onu öldürecek. Thor Yılanı öldürecek ama, onun zehrinden kendisi de ölecek. Ezeli düşmanlar Heimdall ve Loki birbirlerine öldürecekler ve Surt da Frey’i öldürünce yüceler yok edilmiş olacak.”
Yüce Olan tamamladı: “Ateş saçan kılıcından çıkan alevlerle Surt, bütün dünyayı yakacak. İnsanlar korku içinde evlerini terk edecek. Kaderi ölüm olan, talihsizlikle titreyen insan soyu, Hel’e katılmak için yollara düşecek. Sonunda kömürleşmiş ve mahvolmuş dünya denize gömülecek.”
Gangleri haykırdı: “Ne korkunç! Bütün dünya yanıp, tanrılar öldükten sonra ne olacak?”
Yüce Olan yanıtladı: “Dünya yaşam dolu ve yeşil olarak bir kez daha denizden yükselecek. Kartal bir kez daha balık yakalamak için dik yamaçlardan havalanacak. Güneş'in kızı, annesinin eski yollarında ilerleyecek ve dünyayı ışığıyla aydınlatacak. Hiçbir zaman tohum ekilmemiş tarlalar ürün verecek.”
Yüceye Denk Olan ekledi: “Surt’un alevinin tanrıların evlerini yok etmesinden sonra, Odhinn’in oğulları Vidar ve Vali, bir zamanlar Asgard’ın bulunduğu yerde yaşayacaklar. Odhinn’in torunları Modi ve Magdi de onlara katılıp babalarının çekici Mjollnir’e sahip çıkacaklar. Son olarak Balder, Hel’in ülkesinden geri dönecek ve onlara katılacak. Hepsi de Yüce Olanların, Dünya Yılanı’nın, Fenrir’in ve Ragnarok’un bilgilerini anımsayacaklar, fakat kötülük dünyayı terk etmiş olacak.”
Üçüncü dedi ki: “Bu arada, sonsuz kış neredeyse bütün insanları öldürürken, bir adam, Lif (Yaşam) ve bir kadın, Lifthasir (Yaşam Tutkusu) çareyi büyük dişbudak ağacı Yggdrasill’in dalları arasında saklanmakta arayacaklar. Orada sabah çiyini yiyip içerek hayatta kalmayı başaracaklar. Surt’un alevlerinden kurtulacaklar ve dünya yeniden oluştuğunda yeni insan soyunun ataları olacaklar.”
Sonra Yüce Olan bildirdi: “Öykümüz burada bitiyor. Bütün sorularını yanıtladık. Sana anlattıklarımızı nasıl istersen öyle değerlendir.”
Birden Gangleri kendini korkunç bir gürültünün ortasında buldu. Kendisine geldiğinde bir düzlükte tek başınaydı. Asgard ve ziyaret ettiği salonsa görünürlerde yoktu. Kral Gylfi olarak normal biçimine büründü ve krallığına döndü. Orada öğrendiklerini halkına anlattı. O günden bu yana bu öyküler bir insandan diğerine anlatıldı durdu.
Başa dön
Hayat_Su
Geçerken Uğrayan
Kayıt: Jan 30, 2007
Mesajlar: 5
Tarih: Sal Oca 30, 2007 3:34 am
Mesaj konusu: İSKANDİNAV MİTOLOJİSİ
Mesaj:
#6
Thor'un Çekici - Tanrılar M.Ö. 1000 yıl sonrasında, birçok avrupa ülkesinde Indo-Avrupa dili konuşuluyordu. M.Ö. ilk bin yılın ortalarında Alman kabileleri Güney İskandinavya ve Kuzey Almanya bölgesinde yaşamışlardı. Onların yayılmaları ve ilerlemeleri MÖ2.y.y. 'la kadar devam etti. Bu yüzden İskandinav ve Alman mitolojileri aynı temeller üzerindedir ve bir çok ortak noktaları vardır.Snorri Sturluson'un Eddası (1179-1241)bu efsanelerin çoğunu içerir. Mitolojinin yaratılış detaylarını çok çeşitli kaynaklara dayanarak sadece Snorri kaleme almıştır. Başlangıçta boşluk vardı (Ginnungagup). Dünya daha var olmadan önce 11 nehir akan Niffleheim'da ölüm var oldu. Niflheim'ın güneyinde başka bir sıcak dünya daha oluştu;Muspell; Devlerin koruduğu yer. Devler buraya Stur yani Siyah dediler.Niflheim'ın nehirleri donmuştu. Bu nehirlere Ginnungagup dendi. Günün birinde Muspell'deki kıvılcımlar nehirlerin üzerine düştü ve nehirleri eritti. Erimiş nehirlerden oluşan damlacıklar Ymir'i şekillendirdi.Ve Ymir'in terinden diğer dişi ve erkek devler oluştu. Yaratılış efsanesinin bir başka versiyonu daha vardır: Eriyen damlalar en ilkel inek şeklini aldılar . Audhumla; sütüyle Ymir'i besleyen inek. Audhumla aynı zamanda tuz parçalarını yalayarak bu bloklara ilk insan şeklini verir. İlk insan Buri. Buri'nin ,bir devin kızı olan Bolthor ile evli bir oğlu vardır;Bor. Bolthor'u Odhinn,Vili ve Ve birleşerek Bor'a uygun bir biçimde yarattılar.Ve şeklinden dolayı Ymir'i öldürdüler.Ve sonra iki tane ağaç yarattılar.Düşünen,nefes alan,duyan ve de görebilen iki ağaç... Bu ağaçlar insan ırkının ilk modelleriydi. Erkeğe Askr (ash tree => Kül ağacı),dişiye de Embla (Sarmaşık) dediler. Ardından Asgard'ı yarattılar.Tanrıların meskenini. Snorri diğer bir çok versiyonda kader ağacı Yggdrassil'den bahseder. Onun ne kadar ihtişamlı olduğunu, dünyanın merkezinde nasıl görkemli bir şekilde yükseldiğini tasvir eder. Ağacın altındaki kader feminen formu olarak tasvir edilir. Ve insan hayatının buradan başladığı düşünülür. Bazı versiyonlarda da Tanrıların büyük meclisinin burada toplanıp kararlar aldığından bahsedilir. Bu ağaç üç köklüdür; Bu köklerden biri cehenneme kadar uzanır, diğeri devler ülkesine gider ve sonuncu kök de insanların dünyasına gider. Bütün dünyanın mutluluğu bu ilk ağaca bağlıydı. İskandinav tanrıları iki grupta toplanır; Aesir ve Vanir tanrıları. Aesir'in en önemli tanrıları; Odhinn, Thor ve bazende Tyr, Vanir'de ki önemli tanrılar ise Njord, Frey ve Freya dır. Vanir; Zenginlik , verimlilik ve doğurganlığı simgeler. Doğurganlığı sembolize eden toprak ve denizle sembolleştirilmiştir Vanir. Aesir; Diğer bütün değerlerle sembolleştirilmiştir. Odhinn bir büyücüdür, tanrıların şefidir ve tüm kahramanların başıdır. Thor,çekicin tanrısıdır ve havaya hükmeder. Bir çok hikayede bu ikili barış içinde yaşarlar ve birbirlerine yardım ederler. En önemli mitolojik hikayeler uzak geçmişte bir zamanda , Vanir ve Aesir arasında çok vahşi bir savaşın çıktığından bahseder. Bazı bilginler bu savaşın Alman ırkının diğer ırklarla karşılaşmasının bir yansıması olarak görürler. Georges Dumezil ve Jan De Vries, tanrılar arasındaki savaş ve bölünmenin Indo-Avrupa mitolojisinin bir parçası olduğunu ortaya çıkardılar. Bilinen üçlü; sihirsel güçleri adilce kullanan Odhinn ve Thor tarafından yaratılmıştı.Tyr savaş tanrısı ve Vanir bolluk tanrısı beraberce hiyerarşiyi bozguna uğratmışlardı. İskandinav mitolojisinde Odhinn ve Thor arasındaki çelişki, bütün tanrılık statülerinin Vanir'de kalmasıyla başladı. Aesir'e bir kadın olan Gullveig'i (Altın sarhoşu) göndererek yalvardılar. Daha sonra da savaş çıktı. Her iki tarafta tükendikten sonra, iki taraf kendi grup üyelerini değiş tokuş etti. Vanir Njord ve oğlu Frey'i ,Aesir ise Mimir ve Hoenir'i verdi. Bu geçici barış tüm tanrıların toplanarak Kvasir' i yaratmalarıyla kutlandı. Kvasir barış ve mutluluğun sembolü daha sonra kurban edildi. Ve kanından tanrılar için bir içki yaratıldı. Böylece Kvasir Tanrıları sarhoş eden ve ozanlara ilham veren bir içecek olmuştu. Önemli bir başka mitolojik efsane de Balder ve Loki'yi anlatır. Odhinn 'in oğullarından Balder burada akıl, sevgi ve bilginin tanrısı olarak karşımıza çıkar. Cennette Glitnir denilen bir yeri korumaktadır. Her türlü anlaşmazlıkta bütün tanrılar onun adaletine güvendiklerinden ona gelirler ve burada Balder'in adaleti sağlaması beklenir.Ve Balder adaleti yerine getirir. Loki Aesir tarafından evlat edinilmiş bir devdir. Loki ve Odhinn aralarında bir dostluk antlaşması yapmışlardı.Bir gece Balder kendi ölümü hakkında çok rahatsız edici bir rüya görür.Annesi Frigg, su, ateş,doğadaki bütün elementlere ,kuşlara ,canavarlara ,toprak ve taşlara, Balder'a zarar vermemeleri için yemin ettirir.Böylece Balder Ölümsüz olur. Bundan sonra Aesir Balder'ı ortalarına alıp onunla eğlenmeye başlar. Ona küçük ok, taş vs. şeyler atarlar. Bu yeminden dolayı Balder sadakatsizliklle karşı karşıya kalmıştır. Loki bu dramayı görünce merak eder ve kadın kılığında Frigg'in yanına giderek ona neler olduğunu sorar. Frigg de ona yeminden bahseder ve yeminin içine katılmayan tek şeyin ökse otu olduğunu da sözlerine ekler. Bunu duyan Loki hemen Aesir'e sunulmak üzere ökse otu getirir. Bunu kör tanrı Hoder'e kendi isteği ile verecek ve böylelikle Balder'a acı çektirme oyununa o da katılabilecektir. Balder'a ökse otundan yapılmış ok atılır ve Balder ölür. Aesir bu olayın suçlusundan intikam almak ister ama bulundukları yerin kutsallığından dolayı bunu yapamazlar. Balder Hel'e gidecektir,yani tüm ölülerin gittiği yere çünkü o bir savaşçı değil ve bir savaşta ölmemiştir dolayısıyla da kahramanların yeri olan Valhalla'ya gidemez. Balder Hel'den ancak Odhinn onun çıkmasına izin verdiğinde ve aynı zamanda yaşayan ve ölü olan her canlının onun için göz yaşı döktüğü zaman çıkabilecektir. Aksi takdirde sonsuza dek orada kalmaya mahkum olacaktır. Bu kehanet üzerine Aesir bütün dünyaya elçiler yollar.Doğaya, insanlığa, tanrılara ve onlara Balder için göz yaşı dökmelerini emreder. Bunu tüm yaşayanlar kabul eder. Tabii ki Devlerin kraliçesi Thork (kılık değiştirmiş Loki) hariç. Ve ağlamamak için de kesin kararlıdır. Aesir Thork'un Loki olduğunu farkettiğinde ,onun bu şeytanca oyunlarına son vermesi için zincire vurur. Kehanete göre Loki bir gün bir şekilde zincirlerini kıracak ve bu bütün şeytanların canavarların ve devlerin tanrılara karşı olan büyük savaş Ragnarok'ta kaybedeceğinin işareti olacaktır.Ragnarok'ta Odhinn kurt Fenrir tarafından yenilir. Daha sonra da Fenrir Odhinn'in oğluVidar tarafından öldürülür. Bu olaydan sonra tanrılar arasındaki korkunç savaşlar başlar. Tanrı Heimdall ve Loki karşı karşıya gelip birbirlerini öldürene kadar savaşırlar. Ve daha sonra Dünya bir ateşle yok edilir. Evren denizin dibine batmaya başlar. Bu son tekrar doğuşla kendini devam etirir. Dünya denizden tekrar yükselir, yeşillenir, bitkilerle dolup taşar. Aesir'in ölü oğulları Asgard'a geri döner ve atalarının yolunu izlerler. NİBELUNGEN DESTANI Ren Nehri ile ilgili destanların en tanınmışı kuşkusuz Nibelungen Destanı’dır. Destan Ren Nehri kıyısında , eski Worms şehri civarında geçer. Destanın en eski şekli elimize on üçüncü yüzyıldan kalma bir el yazması ile ulaşmıştır. Ancak daha önceki dönemlerde söylenen Latince baladlarda içinden bölümlerin olduğu düşünülebilinir. Pagan inançları destan içinde sık yer almaktadır. Fakat aynı zamanda , Hristiyan inançları ve törenleri de destanda bulunmaktadır. Bunun yanında kral-senyör-vasal ilişkisi de destanın Orta Çağ’a ait izler taşıdığını göstermektedir. Nibelungen Destanı Orta Çağ boyunca çok popüler olduğu için , anlatıcıların, destanın içine , anlatıldığı dönemin zevkine uygun motifler katmaları büyük olasılıktır. Destanın bugünkü hali ile , on ikinci yüzyıl sonlarında tamamlandığı düşünülmektedir. Destan içinde bir çok anakronizm barındırmaktadır. Örneğin Dietrich bir antik çağ kahramanıdır . Bu destanda bulunma nedeni büyük olasılıkla kimsenin yenemediği Hagen’i yenip hapse atmak içindir. Destanın günümüze ulaşmış bir çok versiyonu vardır. Hepsinde konu aynı olmakla birlikte aralarında farklılıklar da vardır. Destanın Konusu Destan , ‘çok eski zamanlarda’ , Niederland’da geçer. O zamanlar güçlü kral Siegmund’un krallık zamanına denk gelmektedir. Kraliçe ise güzel Siegelinde’dir. Destanın en önemli kahramanı Siegmund ve Siegelinde’nin oğulları Siegfried’dir. Siegfried daha genç yaşlarında , maceralara atılmak için , babasının şatosunu terk ederek yollara düşer. Kılıcı olmadığı için elinde bir sopa ile köyleri kentleri dolaşır durur. Siegfried bir gün bir demirciye rastlar ve kılıç sahibi olabilmek için onun yanında çalışmak istediğini söyler. Mimir adındaki demirci bu teklifi kabul ederek ona yatacak yer ve yiyecek verir. Ertesi gün de yeni çırağının bu işi yapıp yapamayacağını sınamak için onu ocağın başına götürür ve eline en ağır çekici verir. Siegfried bununla öyle bir vurur ki , örs toprağa gömülür , demir parçaları etrafa saçılır. Buna kızan Mimir Siegfried’i kulağından tutunca , Siegfried dayanamaz ve onu yere fırlatır. Bu yeni çırağından nasıl kurtulacağını bilemeyen Mimir yeni bir yol denemeye karar verir. Siegfried’i çağırır ve ondan, ormanın öteki ucundaki kömürcüden kömür getirmesini ister. Bunu söylerken yolu üzerindeki ejderhanın Siegfried’i öldüreceğini ummaktadır. Siegfried kendine yaptığı kılıcı alır ve yola koyulur . Tam kayalığın önünden geçerken ejderha saldırır. Siegfried bu saldırıdan çevikliği sayesinde kurtulur ve önüne ilk gelen ağacı sökerek canavarın kafasına fırlatır. Ağacı kökleri canavarı sarınca , bundan yararlanan Siegfried diğer ağaçları da onun üzerine fırlatır. Daha sonra bunları tutuşturarak ejderhayı yakar. Ejderha yanarken bedeninden bir yağ akmaya başlar. Bu akan yağ dereciğine parmağını sokan Siegfried parmağının ‘boynuz’ gibi sertleştiğini görür. Bunun üzerine üstündekileri çıkartarak bu yağ ile bütün vücudunu yıkar. Siegfried bu işi yaparken bir ıhlamur ağacı altında durmaktadır ve ağaçtan bir yaprak sırtına , iki omzunun arasına düşerek oranın bu yağ ile yıkanmasını engeller. İşte bu yaprağın dışında kalan hiç bir yere silah işlemeyecektir , fakat Siegfried’in vücudunun da yara alabileceği tek yer burası olacaktır. Kömürcünün yanına varan Siegfried , ona , Mimir ve arkadaşlarının daha önce sözünü ettikleri , ağızından ateşler saçan ve üzeri pullarla kaplı olan ejderhayı sorar. Kömürcü canavarın nerede olduğunu gösterir. Artık Siegfried’i başka bir macera beklemektedir. Zorlu bir yolculuktan sonra , Siegfried ejderhanın bulunduğu Nibelungen ülkesine varır. Burada Schilbung ve Niblung adında iki kral hüküm sürmektedir. Bu iki kral ve onlara bağlı savaşçılar , çok büyük bir hazineyi de beklemektedirler. Siegfried , şehrin girişine geldiğinde ejderha ile karşılaşır. Dövüşmeye başlarlar. Ejderha ağızından ateşler çıkartarak Siegfried’e saldırmaktadır. Sonunda Siegfried canavarı öldürmeyi başarır. Canavarın attığı korkunç çığlığı duyan Schilbung ve Niblung saklandıkları yerden çıkarlar . Korkunç canavarı öldüren kahramanı tebrik ederler ve ondan , hazineyi aralarında paylaştırmasını isterler. Bunun karşılığında ona bütün kılıçların en iyisi olan Balmung’u vereceklerdir. Bu büyük hazineyi , Siegfried krallar arasında paylaştırır. Fakat hırstan gözü dönmüş krallar bundan memnun olmazlar ve Siegfried’i hile yapmakla suçlarlar. Savaşçıları toplayarak Siegfried’e saldırırlar. Yapılan dövüş sonrası Siegfried iki kralı ve beş yüz kadar savaşçıyı öldürür. O anda dövüş alanına Tarnkappe ile cüce Alberic gelir. Öldürülen kralların intikamını almak için Siegfried’e saldıran Alberic onu uğraştırsa da sonunda yenilir ve onun vasalı olmak için and içer. Nibelungen ülkesi savaşçıları da and içerek Siegfried’in hükmü altına girerler. Bütün Nibelungen hazinesi de onun olmuştur. Fakat hazinede gözü olmayan Siegfried bu hazineden sadece taşlı bir yüzük alır. Alberic ,bu yüzüğün uğursuzluk getireceğini söyleyerek onu engellemeye çalışır. Fakat Siegfried onu dinlemez ve yüzüğü parmağına takar . Bunun üzerine Alberic ona tehlikelerden korunması için Tarnkappe’yi verir. Siegfried’in bundan sonra gideceği yer Kuzey ülkeleridir ve buralarda maceradan maceraya koşar. Bunlardan birinde Danimarka kralı ona Grani adında bir at hediye eder. Siegfried’in yolu İzlanda’ya kadar düşer. Burada, bir dağın tepesinde alevleri gökyüzüne kadar yükselen bir ateş görür. Dağa çıkar ve Grani alevlerin arasından atlamayı başarır. Alevlerin arasında bir şato bulunmaktadır. Siegfried şatonun içine girdiğinde içeride , zırhlar içinde uyumakta olan bir genç kız ile karşılaşır. Zırhları çıkartır ve genç kızı dudaklarından öper. Bunun üzerine genç kız uyanır ve kendine geldiğinde hikayesini anlatmaya başlar. Adı Brunehild’dir . Wodan’ın Walkyri’lerinden biri iken ona karşı geldiği için Wodan onu değneği ile uyutmuş ve bu şatoya koymuştur. Siegfried onu kurtarana kadar da uyumuştur. Siegfried bir kaç gün şatoda kaldıktan sonra Brunehild ile vedalaşır ve parmağındaki yüzüğü ona bırakarak ayrılır. Siegfried sonunda babasının şatosuna döner. Siegmund ve Siegelinde oğullarının dönüşünden çok mutlu olmuşlardır ve bu Niederland’da ve başkent Xanten’de törenlerle kutlanır. Her yerden gelen şarkıcılar Siegfried’in kahramanlıklarını şarkılarla anlatırlar.Şarkıcılar , bunun yanında Burgond kralı Gunther , güzel kardeşi prenses Krimehild ve sadık vasalleri Hagen hakkında da şarkılar söylerler. Siegfried’in içi bir anda Ren Nehri’nin ötesindeki bu ülkeye gidip bu insanları tanıma arzusu ile dolar. Şenliklerin sonunda fikrini ailesine açar. Babası önce razı olmasa da daha sonra oğlunun yanına on iki şövalye alıp gitmesi koşulu ile kabul eder. Siegfried ailesi ile vedalaşarak ayrılır. Burgond’ların ülkesinde kral Gunther’in kardeşi Krimehild’in güzelliği dillere destandı . Krimehild kral Gunther’in ve ve diğer iki erkek kardeşi Gernot ve Giselher’in koruması altında büyümüştü. Krimehild bir gece rüyasında , kendi yetiştirdiği şahinlerden birinin iki kartal tarafından boğulduğunu görmüştü . Bu rüyayı annesi Ute’ye açtığında , annesi rüyasında gördüğü şahinin , en mutlu anında kaybedeceği kocası olduğunu söylemişti. Genç kız da bunun üzerine evlenmemeye karar vermiş ve bütün taliplerini geri çevirmişti. Siegfried on iki şövalye ile birlikte Burgondlar’ın ülkesine varır. Onları gören Gunther , gelenlerin soylu kişiler olduğunu anlayarak hemen karşılanmalarını buyurur. Siegfried’i hiç görmemiş olmasına rağmen kahramanlıklarını bilen Hagen konuklarını büyük saygı ile karşılar. Siegfried önce dövüşmeyi düşünürse de onların bu konuksever davranışları karşısında dayanamaz ve konukları olmayı kabul eder . Siegfried’in konukluğu bir sene sürmüştür. Bu bir sene boyunca Siegfried Krimehild’i hiç görmemiştir. Fakat Krimehild gizlice savaş oyunlarını seyretmiş , Siegfried’i görmüş ve kalbi onun sevgisi ile dolmuştu. Bu arada Saxonlar’ın ve Danimarka’nın kralları Burgondlar’a karşı savaş açarlar. Siegfried bu savaşta Burgondlar’ın yanında savaşır ve iki düşman kralı da esir etmeyi başarır. Haberciler Siegfried’in başarılarını bildirince Krimehild sevincini gizleyemez ve habercileri mükafatlandırır. Gunther bu zaferi kutlamak için büyük şenlikler düzenler. İşte bu şenlikler sırasında Siegfried sonunda Krimehild’i görür. Krimehild nedimeleri ile birlikte salona girdiğinde Siegfried onu karşılar , elini uzatır Siegfried onunla beraberken hiç duymadığı duyguları tadacaktır. Krimehild’i hiç bir zaman elde edemeyeceğini düşünerek umutsuzluğa kapılan Siegfried Burgond ülkesini terk etmeye karar verir. Tam gidecekken Giselher tarafından caydırılarak kalmaya karar verir. Şölenlerden birinde bir şarkıcı , bir adada yaşayan güzel bir prensesin şarkısını söylemektedir. Ada İzlanda , prenses de Brunehild’dir. Brunehild taliplerini savaş oyunlarına davet ediyor, rakip olarak da kendisi karşılarına çıkıyordu. Brunehild en cesurlarını dahi yeniyor, oyunlardan kaçanları öldürüyordu. Gunther bunları duyunca İzlanda’ya gidip Brunehild’i Burgondlar ülkesine getirmeye karar verir. Brunehild’i tanıyan Siegfried onu vazgeçirmeye çalışsa da başaramaz ve Gunther’in ricası üzerine onunla gitmeye razı olur . Tek koşulu vardır ; Krimehild’i eş olarak alacaktır. Gunther kabul eder. Gunther ve Siegfried yanlarına Hagen’i ve kardeşi Dankwart’ı alarak yola çıkarlar. On ikinci günün sabahı Brunehild’in şatosuna varırlar. Brunehild onları kabul eder. Savaş oyunları başladığında ise bir oyun oynarlar ; Siegfried Tarnkappe ile görünmez oluark Gunther’e yardım edip onun kazanmasını sağlar. Böylece Gunther Brunehild’i de kazanır. Gunther ve Siegfried Burgond ülkesine döndüklerinde coşkuyla karşılanırlar. Siegfried Gunther’e verdiği sözü hatırlatır. Gunther kızkardeşine sorar . Krimehild Gunther ile evlenmeyi kabul eder ve masaya birlikte otururlar. Bu Brunehild’e çok ağır gelir ve ağlamaya başlar. Gunther’e Siegfried’i Krimehild’e layık görmediğini ve Krimehild’in bir vasal ile evlenmemesi gerektiğini söyler. Gunther ise kararlıdır. Gece olunca Gunther ile Brunehild odalarına çekilirler. Brunehild Gunther ile yatmak istemez , hatta onu havaya kaldırarak duvardaki bir kancaya takar. Gunther geceyi böyle geçirir. Sabaha doğru Brunehild acıyarak onu indirir. Gunther’in Brunehild’e sahip olması yine Tarnkappe ‘yi takarak görünmez olan Siegfried sayesinde olur. Bu arada Siegfried Brunehild’e verdiği yüzüğü de alır ve döndüğünde Krimehild’e verir. Siegfried Krimehild ile evlendikten sonra onunla birlikte babasının ülkesine döner. Çok mutlu olan kral Siegmund krallığını oğlu Siegfried’e bırakır. Siegfried’in hükümdarlığı on seneyi tamamlamıştır. Krimehilde ona bir erkek çocuk verir ve adını Gunther koyarlar. Aynı şekilde Gunther ve Brunehild de oğullarının adını Siegfried koyarlar. Gunther ile Brunehild Worms’da , Siegfried ile Krimehild de Xanten’de mutlu yaşamaktadırlar. Fakat Brunehild’in içi içini yemektedir çünkü Krimehild ve Siegfried’i görememektedir. Gunther’e onları çağırmasını söyler , çünkü Siegfried hala onun vasalıdır ve çağırılınca gelmek zorundadır. Gunther buna karşı çıkar ve onları ancak dostları olarak davet edeceğini söyler. Siegfried bu daveti kabul eder ve bin şövalye ile yola çıkarlar. Worms’a vardıklarında Gunther onları sevinçle karşılar. On gün sakin geçer. On birinci gün , savaş oyunları tertip edilir . İki kraliçe , Brunehild ve Krimehild yanyana otururlar. Her ikisi de kocalarını övmeye başlarlar. Fakat övmeyle başlayan tartışma şiddetlenir ve birbirlerine küfür etmeye kadar varır. Dayanamayan Krimehild gerçeği söyler ; her şeyi yapan Gunther değil Siegfried’dir. Burnehild inanamaz. O zaman Krimehild kanıt olarak yüzüğü gösterir. Brunehild yıkılmıştır. Olayı öğrenen Hagen intikam alacağına yemin eder. Siegfried’in öldürülmesi gerekmektedir. Önceleri buna karşı çıkan Gunther sonunda razı olur. Siegfried’e bir oyun oynamaya karar verirler. Sahte haberciler Saxon ve Danimarka krallarının saldırıya geçeceklerini bildirir. Siegfried hemen sefere çıkmaya karar verir. Hazırlıklar tamamlandığında , Hagen , Krimehild’e giderek nasıl yardımcı olabileceğini sorar. Krimehild Hagen’den kocasını korumasını ister . Siegfried ancak iki omuzunun arasından yaralanabilmektedir; eğer Hagen dikkat ederse Siegfried yara almadan dönebilecektir. Bunun için Krimehild Siegfried’in elbisesinin üzerine , tam o bölgeye bir haç diker. Hagen amacına ulaşmıştır. Tam sefere çıkacakları zaman yine aynı haberciler gelerek barış yapıldığını bildirirler. Bunun üzerine savaşa gitmek yerine ava gitmeye karar verirler. Krimehild kocasını engellemeye çalışır. Gece rüyasında iki yaban domuzunun onu takip ettiğini gördüğünü ve çiçeklerin de kan kırmızısı olduğunu söyler. Siegfried onu dinlemez ve ava çıkar. Av sırasında bir kaynağın yanına gelirler. Siegfried Hagen ile yarışarak kaynağa daha önce varır , su içmek için silahlarını çıkartır. Gunther su içtikten sonra Siegfried de su içmek için eğilir. İşte tam o anda Hagen mızrağını alarak Siegfried’in elbisesinin üzerinde işli haçın üstüne , yani Siegfried’e silah işleyebilecek tek yere fırlatır. Bir anda neye uğradığını şaşıran Siegfried silahlarını arar fakat bulamaz. Gücü tükenmiştir. Hainlere lanet ederek yere yuvarlanır. Herkes onun yanına gelir. Gunther gözyaşı dökecekken Siegfried onu engeller ve bu işi yapanın böyle davranmaması gerektiğini söyler. Daha sonra Hagen ve Gunther’e , onu öldürmekle kendi sonlarını hazırladıklarını söyler ve can verir. Etraftaki bütün çiçekler kan kırmızısına boyanmışlardır. Hagen Siegfried’in cesedini , kilise dönüşü bulsun diye Krimehild’in kapısına taşır. Uşaklardan biri cesedi görerek , Kirmehild’in kapısında bir şövalye cesedi olduğunu söyler. Krimehild onun kim olduğunu anlar ve ağızından kanlar akarak yere yığılır. Ayıldığında bu işi kimin yaptığını tahmin etmektedir. Gunther’in bu işi haydutların yaptığını söylemesine rağmen ona inanmaz ve Hagen ile Gunther’den cesedin yanına yaklaşarak masumiyetlerini göstermelerini ister. Gunther yaklaştığında bir şey olmaz fakat Hagen yaklaştığında yaralardan kan akmaya başlar. Krimehilde kocasının cesedi başında üç gün üç gece bekler. Siegfried’i gömecekleri gün onu son bir kez daha görmek ister ve tabutu açtırır. Siegfried’in başını kaldırır , dudaklarından son bir kere öper. Gözlerinden kanlı yaşlar akmaktadır. Daha sonra da bayılır kalır. Krimehild , kendisine katedralin yanında bir yer yaptırır. Her gün kocasının mezarına ağlamaya gitmektedir. Dört yıl boyunca Gunther ile tek bir kelime bile konuşmaz , Hagen’i görmek bile istememektedir. Hagen ise Nibelungen hazinesini getirmeyi düşlemektedir. En sonunda Krimehild’i razı ederek hazineyi getirir. Krimehild , hazine gelince , herkese dağıtmaya başlar. Krimehild’in çok fazla yandaş kazancağından korkan Gunther ve Hagen hazineyi Krimehild’in elinden alırlar. Gernot , hazinenin daha fazla bela getirmemesi için Ren nehrine atılması gerektiğini söyler. Hagen bu görevi yerine getirir. Hazinenin battığı yeri bilen tek kişi olduğu için , bir gün onu yerinden çıkarmayı ummaktadır. Siegfried’in ölümünün üzerinden on üç sene geçmiştir.Bu arada Hun kralı Etzel’in de karısı ölmüştür. Etzel’e eş olarak Krimehild’i almalarını söylerler. Etzel de sadık Rudiger’i elçi olarak Burgond ülkesine gönderir. Gunther ve kardeşleri bu teklifi memnuniyetle karşılarlar. Buna bir tek Hagen karşı çıkar çünkü Krimehild’in güçlenmesinden korkmaktadır. Krimehild önceleri bu teklife karşı çıkmasına rağmen , Siegfried’in öcünü alabilmek amacı ile kabul eder ve kendine sadık olan Eckewert , beş yüz şövalyesi ve habercilerle birlikte Hun ülkesine doğru yola çıkar. Düğün Viyana’da olur. Daha sonra da Tuna Nehri’ni geçerek krallık merkezi Etzelbourg’a varırlar. Aradan yedi yıl geçmiştir. Krimehild Etzel’e bir de erkek çocuk vermiştir. Fakat herşeye rağmen Krimehild’in içindeki intikam ateşi sönmemiştir. Bir gün kralın yanına gelir ve ailesini görmek istediğini söyler. Krimehild’in oynamak istediği oyunu anlamayan Etzel bu isteği kabul eder ve habercilerini Worms’a gönderir. Haberciler yola çıkarken Krimehild özellikle Hgaen’in de gelmesini istediğini söyler. Haber Worms’a ulaştığında Hagen tuzağı anlar, fakat Gunther gitmek istemektedir. Gunther ve kardeşlerinin kararlılıkları karşısında , Hagen , korkak durumuna düşmemek için , gitmeyi kabul eder. Yanlarına kendilerine bağlı binlerce şövalyeyi alarak yola çıkarlar. Haberciler döndüğünde Krimehild ise sevinçlidir. Artık intikamını alabilecektir. Gunther ve beraberindekiler Hun ülkesine vardıklarında Rudiger tarafından karşılanırlar. Rudiger ve beş yüz adamı onların güvenliğinden sorumlu olacaklardır. Yolda Hunlar arasında yaşayan Dietrich ile karşılaşırlar. Dietrich onlara Krimehild’in yasının hala sürdüğünü söyler ve uyarır. Fakat dönmek için artık çok geçtir. Etzel’in sarayına vardıklarında Krimehild konuklarını yapmacık bir sevinç ile karşılar. Hagen’e ise Nibelungen hazinesini sorar. Hagen hazinenin dünyanın sonuna kadar Ren Nehri’nin dibinde kalacağını söyler. Krimehild hiddetlenir. Bütün konuklar tedirgin olurlar ve silahlarını bırakmazlar. Hagen suçunu Krimehild’e itiraf eder fakat pişman değildir, o sadece görevini yapmıştır. Hagen meydan okur , fakat kimse onunla dövüşmeye cesaret edemez. Ertesi gün Hagen bütün adamlarına silahlarını yanında bulundurmalarını çünkü dövüşeceklerini söyler. O gün turnuvalar sırasında Burgond senyörü Volker bir Hun savaşçısını öldürür. Ailesi intikam almak ister. Etzel zorla yatıştırır. Krimehild Burgondlar’ı yok etmesi için Etzel’in kardeşi Blödlin ile anlaşır. Blödlin ilk önce Burgond komutanı Dankward’ı öldürmek ister. Fakat Dankward ondan önce davranır ve onu öldürür. Artık müthiş bir dövüş başlamıştır. Dankwart olanları Hagen’e haber verir. Hagen Etzel ve Krimehild’in oğlunu öldürür ve yoluna çıkan Hunlar’ı öldürmeye başlar. Artık olaylar kontrolden çıkmaya başlamıştır. Saray öldürülen Hunlar’ın kanları ile kırmızıya boyanmıştır. Burgondlar’ı korumaya çalışan Rudiger’in de öldürülmesi Hunlar’ı çileden çıkarır. Tecrübeli savaşçı Hilderbrand’ın da savaşa girmesi ile Burgondlar’ın sonu gelmiştir. Hagen ve Gunther dışında hiç bir burgnd hayatta kalmamıştır. Gunther de Dietrich tarafından öldürülür. Hagen ise hapse atılır. Krimehild Hagen’i zindanda bulur ve ondan Nibelungen hazinesini ister.Fakat Hagen yerini söylemez. Hazine sonsuza kadar Ren Nehri’nin dibinde kalmalıdır. Krimehild Hagen’in yanında Balmung’u görür. Kılıcı iki eliyle kavrar ve Hagen’in başını gövdesinden ayırır. Artık intikamını almıştır. Hildebrand bütün bu insanların ölümüne dayanamaz ve Krimehild’e saldırır. Kadının bütün bağırmalarına rağmen onu orada öldürür. Destan bütün “ölmesi gerekenlerin” ölümü ile son bulur. Destan hakkında : Destan , ilk incelemeden de anlaşılacağı gibi , farklı bir çok hikayenin ustaca birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu yüzden bir versiyonda olan bölün bir diğerinde olmayabilir. Örneğin Siegfried’in Brunehild’i kurtarması bir çok versiyonda yoktur. Hatta daha sonra inceleyeceğimiz Volsunga Saga’ya göre Krimehild’in annesi Siegfried’e Brunehild’i unutması için büyülü bir ilaç içirir. Bunun dışında destanda hem pagan öğelerin hem de Hristiyanlığa ait motiflerin yer alması , destanın yazıldığı tarihi gösterdiği kadar , destanın farklı parçalardan meydana geldiğini de göstermektedir. Nibelungen Destanı’nın kökeni de tartışmalıdır. Destanın Ren Nehri kıyılarında doğduğunu söyleyenlerin yanında , kökeninin daha kuzeyde , İskandinavya’da olduğunu söyleyenler de vardır. Bize göre , destanın köken olarak kuzeyde doğması , sonra da içine Ren Nehri kıyılarına ait öğelerin katılması daha olası gözükmektedir. Bunun en önemli kanıtı daha sonra göreceğimiz gibi kuzeyde bu destana kaynaklık eden daha eski destanların varlığıdır. THOR'UN ÇEKİCİ Thor bir sabah uyandığında çekicinin kaybolduğunu fark eder.İlk sözleri ;" Loki, beni dinle,çekicimin çalınmış olduğunu acı içinde fark ettim." olur. Daha sonra aceleyle Frejya'nın evine giderler. Frejya'ya ; " Frejya ,bana pelerinini ödünç verir misin,böylelikle kaybettiğim çekicimi bulup geri alabilirim?". Frejya; " Sana onu verirdim, eğer gümüşten veya altından yapılmış olsaydı bile." Daha sonra Loki kanatlarını çırparak Aesir'den devler ülkesine doğru uçtu. Thurse Kralı Thrym, bir tepenin üzerinde oturuyor ve kısrakların yelelerini okşuyordu. Thrym; "Alfler olmadan Aesir nasıl? Ve seni buraya ne getirdi?" Loki;" Sebep Aesir veya Alfler değil. Thor'un çekicini çalan sen misin?" Thrym;" Evet, ben çaldım. Ve hiç kimse ama hiç kimse bana Frejya'yı gelin olarak getirmeden çekici geri alamaz!". Loki yine kanatlarını çırparak devler ülkesinden Aesir'e doğru yola çıkar. Aesir'de onu Thor karşılar. " Benim için iyi haberler getirdin mi? Emeklerin boşa gitmemiştir umarım? Bana neler öğrendiğini anlat hadi." Loki; " Emeklerim boşa çıkmadı. Thurse Kralı, Thrym senin çekicine sahip. Ama ona Frejya'yı gelin olarak götürmeyen hiç kimse çekici geri alamaz... " Bunun üzerine doğruca Frejya 'nın evine giderler. Thor:" Frejya, gelinliğini giy! ikimiz devler ülkesine gidiyoruz." Frejya kızgınca:" Seninle devler ülkesine gitmem için deli olmam gerek!". Bu arada Aesir'deki tüm tanrı ve tanrıçalar Thorun çekicini nasıl geri alabileceklerini tartışmaktadırlar. Tanrıların en doğrucusu , Heimdall gelecek hakkında yorum yapar; "Thor'a Frejya'nın gelinliğini giydirmeli ve Brisings takılarıyla onu süslemeliyiz. Hadi hemen onu giydirmeye başlayalım ki Thrym'i kandırabilelim." Tanrıların en kuvvetlisi ve en cesuru Thor; " Eğer beni giydirirseniz arkamdan dedikodular çıkar, bana gülerler,çok küçük duruma düşerim." Bunun üzerine Laufey'nin oğlu Loki ; "Bu sözleri kendine sakla Thor. Unutma ki eğer çok kısa bir zaman da çekicini onlardan alamazsak Asgard devlerin olacak!". Böylece Thor çaresizce Frejya'nın gelinliğini giydi ve tanrıçalar onu tıpkı bir gelin gibi süslediler... Laufey'nin oğlu Loki ; "Ben senin hizmetçin olacağım ve ikimiz beraber devler ülkesine gideceğiz.". Aynı zamanda Thor'un keçileri de onlarla birlikte gelmek ve yülerini taşımak için koşumlandırıldılar. Vardıklarında Thurse Kralı Thrym yanındaki devlere ;" Sizler ! Hemen ayağa kalkın ve bana karım olarak gelen, Njord ve Noatun'nun kızı Frejya'yı karşılamaya gidin.Ve onu bana getirin! Benim altın boynuzlu ineklerim, simsiyah öküzlerim ve bir devin sahip olabileceği ve olmak istediği herşeyim var. Tek eksiğim Frejya..." O gece büyük devler sofrası hazırlanmıştı. Thor bir öküz çevirme, 8 alabalık ve kadınlar için getirilmiş olan kızarmış bir çok yemek daha yedi. Yaklaşık 3 litre bal likörünü de içti. Thurse kralı Thrym; " Siz hiç bu kadar güçlü, nezaketsiz ve aynı zamanda bukadar çok bal likörü içebilen bir gelin gördünüz mü hayatınızda ?" diye sorar. Thrym'in tebaası hemen yanıtlar yüce devin sözlerini; " Frejya tam 8 gecedir devlerin topraklarında aç, susuz bir şekilde yol almıştır.O Frejya'ya doğru uzanarak dudağını kaldırıp onu öpmek ister, fakat birden tek hamlede geri sıçrar.Ve yine sorar; " Neden Frejya'nın gözleri bu kadar dehşet verici, sanki gözlerinden alevler fışkırıyor!". Thrym'in tebaası hemen yanıtlar yüce devin sözlerini;" Frejya tam 8 gecedir devlerin topraklarında aç, susuz ve uykusuz bir şekilde yürümüştür. Biraz da düğün hediyeleri için özürlerini sunarak, devin zavallı kızkardeşi söze karışır; " Eğer benim sevgimi kazanmak istiyorsan, lütfen bana şu kolundaki kırmızı taşlı bilezikleri ver..." Thurse kralı Thrym ;" Çekici getirin ve böylece gelinimizi Frejya'yı kutsayalım. Çekiç Mjölnir'i, yemin ve kutsama tanrıçası Var'a verin ve artık bizi karı koca olarak kutsasın.". Thorun kalbi çekicini gördüğünde hızla atmaya başlar. Mjölnir onun önüne geldiğinde hızla çekicini kapar ve ilk önce Thurse kralı Thrym'i daha sonra da tüm ülkeyi yerle bir eder. Devin zavallı kızkardeşini de öldürür, ondan sadece bir düğün hediyesi isteyen. Ve en sonunda Odhinn 'in oğlu çekicine kavuşur.
Başa dön
Hayat_Su
Geçerken Uğrayan
Kayıt: Jan 30, 2007
Mesajlar: 5
Tarih: Sal Oca 30, 2007 3:35 am
Mesaj konusu: İSKANDİNAV MİTOLOJİSİNDEKİ TANRILAR
Mesaj:
#7
AEGİR: İsminin anlamı genellikle suyla bağdaştırılmıştır. Diğer isimleri HLER ve GYMİR (Kör eden). Aegir deniz kıyısının veya okyanusun tanrısıydı. Kızdığında fırtınalar yaratırdı. Aegir Vanir'lerden bir devdi. Babası MİSTARBİLİNDİ (Sis körü), ve kardeşleri LOGİ (Ateş ve bazılarına göre LOKİ) ve KARİ (Hava)'ydi. Karısı (ve kardeşi) RAN'dı ve Hlesey adasının yakınlarındaki denizde yaşarlardı. Ran ve Aegir'in herbiri birer dalga olan dokuz çocukları vardı.
Aegir tanrılar için bira mayalardı. Her kış tanrılar Aegir'in evinde bira içerlerdi ve o misafirperverliğiyle ünlüydü. Evinde ışık sağlamak için ateş yakmak yerine yere altın koyarlardı. Bu yüzden altına "Aegir'in ateşi" denir. Aegir'in Fimafeng ve Eldir adında iki hizmetçisi vardı. BALDER'in ölümünden sonra Tanrılar Aegir'in evinde ziyafet için toplandılar. Loki kendini gösterdi ve odadaki herkese küfür etti. Fakat tanrılar oranın kutsal bir yer olmasından dolayı Loki'ye hiçbirşey yapamadılar.
ASGARD: İskandinav mitolojisinde Tanrıların yaşadıkları yerin adıdır. Yunan mitolojisindeki Olympus Dağı'dır. Cennetin olduğu yerdir ve sadece gökkuşağı köprüsünden geçilerek ulaşılabilir.Köprünün adı Bifrost olarak bilinir. Buradaki saray ve evlerin çoğu altın ve gümüşten yapılmıştır. En ünlüsü Odhinn'in sarayı Valhalla' dır. İskandinav mitolojisi, devler ve şeytanların tanrılara karşı açtığı son savaş Ragnarok (tanrıların alaca karanlığı)'da Asgard'ın yerle bir edilidiğini anlatır.
BALDER: Aesirlerden biridir ve isminin anlamı "muzaffer"dir. Aynı zamanda Gözyaşı Tanrısı olarak da çağrılan Balder Odhinn ve Frigg'in oğluydu ve çok yakışıklı ve adil bir tanrıydı.
Bir gün Balder bir rüya görür ve Odhinn rüyanın anlamını öğrenmek için Hel'in diyarına gider. Hel ona Balder'in ölümünü kehanet eder. Bunu üzerine Frigg yaşayan herşeye Balder'e zarar vermemesi için yemin ettirir. Fakat daha çok genç bir bitki olan ökseotunu unutur. Loki yaşlı bir kadın kılığına girer, Frigg'i ziyaret eder ve Balder'in ökseotu hariç herşeye karşı ölümsüz oduğunu öğrenir.Daha sonra ökseotundan bir ok yapar ve bunu Balder'e atması için kör tanrı HOD'u kandırır ve ölümüne yol açar.Haberci Hermod Hel'in diyarına gider ve yaşayan herşeyin Balder için ağladığı zaman Balder'in dönebileceğine dair söz alır. THOKK adlı bir dişi dev (şekil değiştirmiş Loki) Balder için ağlamayı reddeder . Balder böylece ölü kalır ve cenaze kayığında (hringhorni) yakılır.
BİL: Snorri onu tanrıçalardan biri olarak adlandırır. Snorri dünyadan aya giderken ona eşlik eden Bil ve Hjuki adlı iki çocuğun hikayesini anlatır. Babaları Vidfinn'dir. Bil aynı zamanda kaderi dokuyan tanrıçasıdır.
BOR: Buri'nin oğlu. Karısı buz devi Bolthorn'un kızı olan Bestla'dır. Bor Odhinn ,Vili ve Ve'nin babasıdır.
BRAGİ: Şiir tanrısıdır. Odhinn ve dev Gunlod'un oğludur. Odhinn 'in baş şairiydi ve çok adildi. İdun'la evliydi ve dilinin üzerine kazınmış rünler vardı.
BURİ: İlk tanrı.İnek Audhumla kendini büyük buz parçalarını yalayarak besledi. gün be gün yaladıkça tanrı buzdan çıktı. Buri Bor'un babasıydı.
DELLİNG: Şafak tanrısı olarak kabul edilir ve isminin anlamı "parlayan" dır. Nott'un (Gece) üçüncü kocasıydı. Dag (Gün) adında bir oğulları vardı.
EİR: Sağlık tanrıçası ve en iyi doktordu. Sanatını Eski İskandinavya'da doktor olan kadınlara öğretti.
FENRİR: Loki ve dişi dev Angerboda'nın oğlu. Tanrılar onu zaptedebilmek için Gleipher denilen sihirli bir zincire vururlar. fakat o bu sırada tanrı Tyr'in sağ elini koparır.
FORSETİ: Adalet tanrısı. Balder ve NANNA'nın oğlu. İsminin anlamı "yöneten"dir.Evi Glidnir (Parıldama)'dir .
FREJYA: (FREYA). Güzellik ve aşk tanrıçası. Çok güzel mavi gözlü bir genç kadın olarak tasvir edilmiştir. Frey'in kız kardeşi ve ileri de Odhinn 'in karısı olacak Frejya savaşta ölen kahramanların yarısını Asgard'daki kendi sarayı olan Folkvang'a götürmek için toplar. Bir çok hikayesi devlerin onu kaçırma teşebbüsleriyle doludur. Alman mitolojisindeki tanrıça Frigg'le eşdeğerdir. Ve Cuma günü Friday (Frejya's day ) onun adından gelir.
FRİGG: En yüce tanrıça olan Frigg Odhinn 'in esas eşidir ve gök tanrıçasıdır. Yunanlı Hera ve Romalı Juno gibi evlilikleri de yönetir. Çok sessiz ve sakin olarak resmedilmiştir.
GEFJON: Bakire tanrıça. Aynı anda Aesir ve Vanir'in bir üyesi. Ölen bütün bakireler ona giderler. Aynı zamanda verimlilik tanrıçasıdır. İsminin anlamı "Verici"dir.
GULLVEİG: Vanir tanrıçası. Aesir'in onu öldürme çabaları dünyadaki ilk savaşın çıkmasına yol açtı ve bu savaşı Vanir kazandı. Bu iki kabile aralarında tanrıları takas ettiler ve birlikte hükmetmeye devam ettiler. Gullveig (altının gücü) bazen üçlü tanrıça bazen de Heid (cadı) olarak çağrılmıştır.
HEİMDALL: Şafak tanrısı ve gökkuşağı köprüsü Bifrost'un nöbetçisidir. Kilometrelerce ilerdeki dünyada rüzgarla dalgalanan çimenlerin sesini duyabilecek bir duyu gücüne sahiptir.
HEL: Ölüm tanrıçasıdır Loki'nin çirkin kızı. Alt dünya (cehennem) Niflheim'in sıcaklığına ve karanlığına hükmeder.Vücudunun yarısı mavi yarısı siyahtır .Masası " açlık", bıçağı " açlıktan ölmek" , yatağı " üzüntü" ve hizmetçileri " gecikme" ve " yavaşlık"tır. Bazı eski hıristiyanlara göre evi cehennemdir.
HERMOD: Tanrıların habercisi. Balderin ölümünden sonra Hel'in diyarına giderek Balder'in geri dönmesi için Hel'i ikna etmeye çalıştı.
HOD: Odhinn 'in oğlu. Loki tarafından Balder'i öldürmek için kandırılan kör kış tanrısıdır. İsminin anlamı "savaş"tır.Vali, Odhinn 'in oğullarından biri Hod'u öldürerek Balder'in intikamını aldı.
HOENİR: Aesir ve Vanir arasındaki savaştan sonra Vanir'e rehine olarak yollandı. İlk insanlara duyguyu veren tanrıdır.
İDUN: Bragi'nin karısı olan tanrıçadır. Tanrıları sonsuza dek genç tutacak olan elmaların koruyucusudur. Fırtına devi TJASSE onu kaçırır ve Loki onu öldürüp İdun'u geri alana kadar tanrılar yaşlanırlar.Gençlik tanrıçasıdır.İsminin anlamı "gençleştiren kişi"dir.
JORD(FJORGYN): Toprak tanrıçasıdır.Annesi Nott (Gece) ve babası Annar'dır. Thor ve Frigg'in annesidir.
LODUR: İlk insanlara konuşma kabiliyetini ve görünümlerini veren tanrıdır.
LOFN: İhtiraslı aşklarla ilgilenen tanrıçadır. Odhinn ve Frigg'den evlenmeleri yasak olan çiftlere bile bunu yapabilme izni almıştır.
LOKİ: İskandinav mitinde Loki kıskançlık ve tüm kavgaların ruhudur. Bir devin oğludur fakat tanrılarla beraber Asgard'da yaşar. Sürekli olarak tanrıların başına bela olur ama aklıyla da onlara hep yardım eder. Balder'i bir şekilde öldürmeyi başardıktan sonra tanrılar hain Loki'yi zehirli bir yılanın altına bağlarlar.Karısı Siguna yılanın Loki'nin yüzüne damlattığı zehir damlalarını bir kaba toplar ama kabı boşaltmak için döndüğünde Zehir Loki'nin canını öyle yakar ki bağırmasıyla bir depremler olur. Depremde karısının elindeki kap Loki'nin suratına dökülür Loki yine acı içinde kıvranır. Loki şeytani kuvvetlerin başı olacağı büyük savaş Ragnarok'a kadar hapis kalacak ve en sonunda tanrılara karşı büyük savaşı başlatacaktır.
MİMİR:Bilge bir kişi ve Bolthor'un oğlu.Bazı efsanelerde bir tanrı ve bazılarında bir dev.Vanir'e rehine olarak yollanmıştır.Vanir bunu görünce çıldırır ve onun kafasını keserler. Odhinn onun kafasını saklar ve bilgeliğe ihtiyaç duyduğunda danışabilmek için Mimir'in kuyusunun yakınlarına koyar.
MODİ: Thor'un oğlu.Ragnarok'ta sağ kalacaklardan biri. İsminin anlamı "cesaret"tir.
NANNA: Ay tanrıçası.Balder'in karısı ve Forseti'nin annesi.Balder'in ölümünden sonra kalp krizinden öldü ve Balder'le birlikte yakıldı.
NİFLHEİM: İskandinav mitinde yeraltı,soğuk ve ölümün yeri olarak geçer.Dokuz dünyadaki ölüm takipçisi Hel tarafından yönetilir.
NJORD:Deniz ve rüzgarın tanrısı.Frey ve Freya'nın babası.Vanirlerdendir ve evi Noatun'dur.Karısı dev Skadi'dir.Babası Thjatsi'nin ölümü üzerine tanrılar Skadi'ye kocasını seçme hakkını tanıdılar.Skadi sadece ayaklara bakarak seçeceği kocasının Balder olmasını istiyordu ama kazara Njord'u seçti.Njord ve Skadi nerede yaşayacakları konusunda anlaşmazlığa düştüler ve ayrıldılar.
Odhinn: İskandinav mitolojisinde Odhinn bütün tanrıların şefi ve evrenin kurallarını koyan tanrıdır. Odhinn donmuş dev BOR ve Besstla'nın oğluydu.İlk başlarda kardeşleri Villi ve Ve ilk dev Ymir'i yendiler ve dünyayı yarattılar. Odhinn karısı Frejya ve diğer önemli İskandinav tanrılarından Thor ve Tyr ile birlikte Asgard'da yaşar. Ragnarok'da tanrılar Odhinn 'in yönetiminde Loki'nin yönettiği devlerle çarpışırlar.Bu savaşta Odhinn kurt Fenrir tarafından yenilir. Ama sonra oğlu Vidar onun öcünü alır. Odhinn 'in kutsal kuşu kuzgundur ve ana silahı da mızraktır(Gungir). Odhinn 'in iki tane kurtu vardır .Geri ve Freki (anlamları açgözlüdür ). İki tane de kuzgunu vardır. Biri Huginn ( düşünceli) , diğeriyse Muninn (akıllı) isimlerinde olan bu kuzgunlar dış dünyada gördükleri ve duydukları herşeyi gelip Odhinn 'e anlatırlar. Odhinn 'in aynı zamanda 8 bacaklı Sleipnir adında bir atı vardır. Odhinn her yerde uzun boylu ,sakallı, ve tek gözlü olarak tasvir edilir. Efsaneye göre tek gözünü akıl ve bilgelik için değiş tokuş etmiştir.Hristiyanlık öncesi İskandinavya'sında Odhinn genelde insan kurban edilmesiyle anılır. Odhinn sık sık tatillere çıkar. Ve bazı söylencelere göre gençken iki kere sürgüne yollanmıştır. Bu gezilerinde adını değiştirir. Genellikle yeşil bir pelerin giyer, bir şapka ve maske takar. Odhinn şekil değiştirip kuş,balık, solucan gibi çeşitli hayvan kılıklarına bürünebilirdi. Bu gezilerinden en ünlü olanları Grimnisnal ve Vafprudnismal' dır.Adı Almanca' da Woden veya Wotan'dır. İngilizcedeki Wednesday (Çarşamba) " Odhinn 'in günü"nden yani " Wodan's day" den gelir.
RAGNAROK: Dünyanın yok oluşudur. Tanrılar ve devler arasında çıkan bu büyük savaşta herkes birbirini acımasızca katleder. İzlanda Eddalarına göre ,devler hain tanrı Loki tarafından yönetilecek ve tanrıların evine yani Asgard'a saldıracaklardır. Devlerin gelişlerini Heimdall borazanıyla bir şarkı çalarak herkese haber vericektir. Bu yokoluştan sonra yeni bir dünya oluşacak ve hayat yeniden başlayacaktır.
RAN:Aegir'in karısı.Denizlerin fırtına tanrıçasıydı.Boğulan insanları ağıyla denizden toplardı.
SAGA: Odhinn 'le evi Sokkvabekk'te içki içen tanrıçadır.Tarih tanrıçasıydı.İsminin anlamı "gaipten haber veren"dir.
SİF:Ekin ve verimlilik tanrıçası,Thor'un karısıdır.Bir kez Thor onun saçını çaldı ve yerine yenisini koymak zorunda kaldı.Dwarflara giderek altından bir saç yaptırdı.
SJOFN(VJOFN):Erkek ve kadının aşkı düşünmesini sağlayan tanrıça.Evli çiftler arasındaki kavgaları durdurmak onun göreviydi.
SNOTRA:Bilge ve nazik tanrıça olarak bilgelik ve bilgi tanrıçasıydı.
SYN:Davalarda sanıkları koruyan tanrıçadır.Frigg'in yardımcılarından biriydi ve Frigg'in sarayının kapısını korurdu.
THOR: Thor'un simgesi şimşektir. O kutsal savaş tanrısıdır. Thor Odhinn 'in oğlu ve Odhinn 'den sonra gelen en önemli tanrıdır. Düşmanlarına attığında kendisine geri gelen Mjolnir adında bir çekici, taktığında gücünü iki katına çıkartan bir kemeri ve Mjolnir'i rahat kullanabilmesi için demir eldivenleri vardır. İnsanlara karşı iyidir. Hemen hemen bütün hikayelerinde devlere karşı savaşır. Genelde çok kabadır.Çok büyük miktarlarda içki içer. Kızıl sakallı ,orta yaşlı ve zekasından çok kaba kuvvetine güvenen bir tanrıdır. Çok popüler bir efsaneye göre; Tanrıların evlerini yapan dev Mjolnir'le ödüllendirilecektir. Çekiç dev Thrym'in eline geçtiğinde Thor Frejya kılığına girerek ondan çekicini alır.Çünkü Thrym sadece Frejya ona gelin olarak gelirse çekici geri vereceğini söylemiştir. Thor aynı zamanda Atl veya Donar olarak da bilinir. Şimşek tanrısının günü İngilizcede Thursday, Almanca da Donnersdag'dır .
THRUD:Thor'un kızı.Dwarf Alvis onunla evlenmek istedi ama Thor onu kandırarak güneş yükselirken toprak üstüne çıkmasını sağladı ve onu taşa dönüştürdü.
TYR:Savaş tanrısıdır.Sadece o kurt Fenrir'in ağzına elini sokacak kadar cesurdu.Bu olayın sonunda kurt sağ elini ısırarak koparır.Salı günü(Tuesday)onun günüdür.Tyr aynı zamanda Anglo Saksonlar tarafından Tiw,Tiu olarak da adlandırıldı.
ULL:Av ve okçuluk tanrısıdır.Silahı Porsuk ağacı'ndan yapılmış bir uzun oktu ve Ydal'da yaşardı.Düellolarda yardım için çağrılırdı.Thor ve Sif'in oğluydu.Sıklıkla tapılan bir tanrıydı.Hatta bir ara en yüksek tanrılardan biri kabul edilmiştir.
VALİ:Vidar'ın kardeşi(bazı kaynaklara göre Odhinn 'in oğullarının en genci).Dev Rind'in oğludur ve Aesir kendi kanından birini öldüremeyeceği için ve Balder'in intikamını almak için özellikle doğurulmuştur.Bir gecelikken Hod'u öldürdü.Ragnarok'ta sağ kalacak 7 Aesir'den biridir.
VAR:Evlilik sözlerini tutmayanları cezalandıran tanrıça(Tahminen Vor'la aynı kişi).
VE: Bor veBestla'nın oğlu,Vili ve Odhinn 'in kardeşidir.Kardeşleriyle beraber dev Ymir'i öldürerek leşinden dünyayı yarattı.İsminin anlamı "kutsaldır".
VİDAR: Odhinn ve Grid'in (bir dev) oğludur.Vali adında bir ikiz kardeşi vardı.Vidi'de yaşardı.Tanrıların en güçlülerindendi ve intikam tanrısı olarak kabul edilebilir.Ragnarok'ta kurt Fenrir'i öldürerek babasının intikamını alacaktır.Son savaşta sağ kalacak Aesir'den biridir.
VİLİ:Bor veBestla'nın oğlu,Ve ve Odhinn 'in kardeşidir.Kardeşleriyle beraber dev Ymir'i öldürerek leşinden uzayı yarattı.İnsanlara düşünce ve hareketi verdi.İsminin anlamı "istek"tir.
VOR:İsminin anlamı "yemin" olan tanrıçadır.Ondan hiçbirşey saklanamaz çünkü çok bilgedir.Bazı kaynaklara göre evliliğin ve anlaşmaların da tanrıçasıdır.
İSKANDİNAV MİTOLOJİSİNDEKİ TANRILAR
AEGİR: İsminin anlamı genellikle suyla bağdaştırılmıştır. Diğer isimleri HLER ve GYMİR (Kör eden). Aegir deniz kıyısının veya okyanusun tanrısıydı. Kızdığında fırtınalar yaratırdı. Aegir Vanir'lerden bir devdi. Babası MİSTARBİLİNDİ (Sis körü), ve kardeşleri LOGİ (Ateş ve bazılarına göre LOKİ) ve KARİ (Hava)'ydi. Karısı (ve kardeşi) RAN'dı ve Hlesey adasının yakınlarındaki denizde yaşarlardı. Ran ve Aegir'in herbiri birer dalga olan dokuz çocukları vardı.
Aegir tanrılar için bira mayalardı. Her kış tanrılar Aegir'in evinde bira içerlerdi ve o misafirperverliğiyle ünlüydü. Evinde ışık sağlamak için ateş yakmak yerine yere altın koyarlardı. Bu yüzden altına "Aegir'in ateşi" denir. Aegir'in Fimafeng ve Eldir adında iki hizmetçisi vardı. BALDER'in ölümünden sonra Tanrılar Aegir'in evinde ziyafet için toplandılar. Loki kendini gösterdi ve odadaki herkese küfür etti. Fakat tanrılar oranın kutsal bir yer olmasından dolayı Loki'ye hiçbirşey yapamadılar.
ASGARD: İskandinav mitolojisinde Tanrıların yaşadıkları yerin adıdır. Yunan mitolojisindeki Olympus Dağı'dır. Cennetin olduğu yerdir ve sadece gökkuşağı köprüsünden geçilerek ulaşılabilir.Köprünün adı Bifrost olarak bilinir. Buradaki saray ve evlerin çoğu altın ve gümüşten yapılmıştır. En ünlüsü Odhinn 'in sarayı Valhalla' dır. İskandinav mitolojisi, devler ve şeytanların tanrılara karşı açtığı son savaş Ragnarok (tanrıların alaca karanlığı)'da Asgard'ın yerle bir edilidiğini anlatır.
BALDER: Aesirlerden biridir ve isminin anlamı "muzaffer"dir. Aynı zamanda Gözyaşı Tanrısı olarak da çağrılan Balder Odhinn ve Frigg'in oğluydu ve çok yakışıklı ve adil bir tanrıydı.
Bir gün Balder bir rüya görür ve Odhinn rüyanın anlamını öğrenmek için Hel'in diyarına gider. Hel ona Balder'in ölümünü kehanet eder. Bunu üzerine Frigg yaşayan herşeye Balder'e zarar vermemesi için yemin ettirir. Fakat daha çok genç bir bitki olan ökseotunu unutur. Loki yaşlı bir kadın kılığına girer, Frigg'i ziyaret eder ve Balder'in ökseotu hariç herşeye karşı ölümsüz oduğunu öğrenir.Daha sonra ökseotundan bir ok yapar ve bunu Balder'e atması için kör tanrı HOD'u kandırır ve ölümüne yol açar.Haberci Hermod Hel'in diyarına gider ve yaşayan herşeyin Balder için ağladığı zaman Balder'in dönebileceğine dair söz alır. THOKK adlı bir dişi dev (şekil değiştirmiş Loki) Balder için ağlamayı reddeder . Balder böylece ölü kalır ve cenaze kayığında (hringhorni) yakılır.
BİL: Snorri onu tanrıçalardan biri olarak adlandırır. Snorri dünyadan aya giderken ona eşlik eden Bil ve Hjuki adlı iki çocuğun hikayesini anlatır. Babaları Vidfinn'dir. Bil aynı zamanda kaderi dokuyan tanrıçasıdır.
BOR: Buri'nin oğlu. Karısı buz devi Bolthorn'un kızı olan Bestla'dır. Bor Odhinn ,Vili ve Ve'nin babasıdır.
BRAGİ: Şiir tanrısıdır. Odhinn ve dev Gunlod'un oğludur. Odhinn 'in baş şairiydi ve çok adildi. İdun'la evliydi ve dilinin üzerine kazınmış rünler vardı.
BURİ: İlk tanrı.İnek Audhumla kendini büyük buz parçalarını yalayarak besledi. gün be gün yaladıkça tanrı buzdan çıktı. Buri Bor'un babasıydı.
DELLİNG: Şafak tanrısı olarak kabul edilir ve isminin anlamı "parlayan" dır. Nott'un (Gece) üçüncü kocasıydı. Dag (Gün) adında bir oğulları vardı.
EİR: Sağlık tanrıçası ve en iyi doktordu. Sanatını Eski İskandinavya'da doktor olan kadınlara öğretti.
FENRİR: Loki ve dişi dev Angerboda'nın oğlu. Tanrılar onu zaptedebilmek için Gleipher denilen sihirli bir zincire vururlar. fakat o bu sırada tanrı Tyr'in sağ elini koparır.
FORSETİ: Adalet tanrısı. Balder ve NANNA'nın oğlu. İsminin anlamı "yöneten"dir.Evi Glidnir (Parıldama)'dir .
FREJYA: (FREYA). Güzellik ve aşk tanrıçası. Çok güzel mavi gözlü bir genç kadın olarak tasvir edilmiştir. Frey'in kız kardeşi ve ileri de Odhinn 'in karısı olacak Frejya savaşta ölen kahramanların yarısını Asgard'daki kendi sarayı olan Folkvang'a götürmek için toplar. Bir çok hikayesi devlerin onu kaçırma teşebbüsleriyle doludur. Alman mitolojisindeki tanrıça Frigg'le eşdeğerdir. Ve Cuma günü Friday (Frejya's day ) onun adından gelir.
FRİGG: En yüce tanrıça olan Frigg Odhinn 'in esas eşidir ve gök tanrıçasıdır. Yunanlı Hera ve Romalı Juno gibi evlilikleri de yönetir. Çok sessiz ve sakin olarak resmedilmiştir.
GEFJON: Bakire tanrıça. Aynı anda Aesir ve Vanir'in bir üyesi. Ölen bütün bakireler ona giderler. Aynı zamanda verimlilik tanrıçasıdır. İsminin anlamı "Verici"dir.
GULLVEİG: Vanir tanrıçası. Aesir'in onu öldürme çabaları dünyadaki ilk savaşın çıkmasına yol açtı ve bu savaşı Vanir kazandı. Bu iki kabile aralarında tanrıları takas ettiler ve birlikte hükmetmeye devam ettiler. Gullveig (altının gücü) bazen üçlü tanrıça bazen de Heid (cadı) olarak çağrılmıştır.
HEİMDALL: Şafak tanrısı ve gökkuşağı köprüsü Bifrost'un nöbetçisidir. Kilometrelerce ilerdeki dünyada rüzgarla dalgalanan çimenlerin sesini duyabilecek bir duyu gücüne sahiptir.
HEL: Ölüm tanrıçasıdır Loki'nin çirkin kızı. Alt dünya (cehennem) Niflheim'in sıcaklığına ve karanlığına hükmeder.Vücudunun yarısı mavi yarısı siyahtır .Masası " açlık", bıçağı " açlıktan ölmek" , yatağı " üzüntü" ve hizmetçileri " gecikme" ve " yavaşlık"tır. Bazı eski hıristiyanlara göre evi cehennemdir.
HERMOD: Tanrıların habercisi. Balderin ölümünden sonra Hel'in diyarına giderek Balder'in geri dönmesi için Hel'i ikna etmeye çalıştı.
HOD: Odhinn 'in oğlu. Loki tarafından Balder'i öldürmek için kandırılan kör kış tanrısıdır. İsminin anlamı "savaş"tır.Vali, Odhinn 'in oğullarından biri Hod'u öldürerek Balder'in intikamını aldı.
HOENİR: Aesir ve Vanir arasındaki savaştan sonra Vanir'e rehine olarak yollandı. İlk insanlara duyguyu veren tanrıdır.
İDUN: Bragi'nin karısı olan tanrıçadır. Tanrıları sonsuza dek genç tutacak olan elmaların koruyucusudur. Fırtına devi TJASSE onu kaçırır ve Loki onu öldürüp İdun'u geri alana kadar tanrılar yaşlanırlar.Gençlik tanrıçasıdır.İsminin anlamı "gençleştiren kişi"dir.
JORD(FJORGYN): Toprak tanrıçasıdır.Annesi Nott (Gece) ve babası Annar'dır. Thor ve Frigg'in annesidir.
LODUR: İlk insanlara konuşma kabiliyetini ve görünümlerini veren tanrıdır.
LOFN: İhtiraslı aşklarla ilgilenen tanrıçadır. Odhinn ve Frigg'den evlenmeleri yasak olan çiftlere bile bunu yapabilme izni almıştır.
LOKİ: İskandinav mitinde Loki kıskançlık ve tüm kavgaların ruhudur. Bir devin oğludur fakat tanrılarla beraber Asgard'da yaşar. Sürekli olarak tanrıların başına bela olur ama aklıyla da onlara hep yardım eder. Balder'i bir şekilde öldürmeyi başardıktan sonra tanrılar hain Loki'yi zehirli bir yılanın altına bağlarlar.Karısı Siguna yılanın Loki'nin yüzüne damlattığı zehir damlalarını bir kaba toplar ama kabı boşaltmak için döndüğünde Zehir Loki'nin canını öyle yakar ki bağırmasıyla bir depremler olur. Depremde karısının elindeki kap Loki'nin suratına dökülür Loki yine acı içinde kıvranır. Loki şeytani kuvvetlerin başı olacağı büyük savaş Ragnarok'a kadar hapis kalacak ve en sonunda tanrılara karşı büyük savaşı başlatacaktır.
MİMİR:Bilge bir kişi ve Bolthor'un oğlu.Bazı efsanelerde bir tanrı ve bazılarında bir dev.Vanir'e rehine olarak yollanmıştır.Vanir bunu görünce çıldırır ve onun kafasını keserler. Odhinn onun kafasını saklar ve bilgeliğe ihtiyaç duyduğunda danışabilmek için Mimir'in kuyusunun yakınlarına koyar.
MODİ: Thor'un oğlu.Ragnarok'ta sağ kalacaklardan biri. İsminin anlamı "cesaret"tir.
NANNA: Ay tanrıçası.Balder'in karısı ve Forseti'nin annesi.Balder'in ölümünden sonra kalp krizinden öldü ve Balder'le birlikte yakıldı.
NİFLHEİM: İskandinav mitinde yeraltı,soğuk ve ölümün yeri olarak geçer.Dokuz dünyadaki ölüm takipçisi Hel tarafından yönetilir.
NJORD:Deniz ve rüzgarın tanrısı.Frey ve Freya'nın babası.Vanirlerdendir ve evi Noatun'dur.Karısı dev Skadi'dir.Babası Thjatsi'nin ölümü üzerine tanrılar Skadi'ye kocasını seçme hakkını tanıdılar.Skadi sadece ayaklara bakarak seçeceği kocasının Balder olmasını istiyordu ama kazara Njord'u seçti.Njord ve Skadi nerede yaşayacakları konusunda anlaşmazlığa düştüler ve ayrıldılar.
Odhinn: İskandinav mitolojisinde Odhinn bütün tanrıların şefi ve evrenin kurallarını koyan tanrıdır. Odhinn donmuş dev BOR ve Besstla'nın oğluydu.İlk başlarda kardeşleri Villi ve Ve ilk dev Ymir'i yendiler ve dünyayı yarattılar. Odhinn karısı Frejya ve diğer önemli İskandinav tanrılarından Thor ve Tyr ile birlikte Asgard'da yaşar. Ragnarok'da tanrılar Odhinn 'in yönetiminde Loki'nin yönettiği devlerle çarpışırlar.Bu savaşta Odhinn kurt Fenrir tarafından yenilir. Ama sonra oğlu Vidar onun öcünü alır. Odhinn 'in kutsal kuşu kuzgundur ve ana silahı da mızraktır(Gungir). Odhinn 'in iki tane kurtu vardır .Geri ve Freki (anlamları açgözlüdür ). İki tane de kuzgunu vardır. Biri Huginn ( düşünceli) , diğeriyse Muninn (akıllı) isimlerinde olan bu kuzgunlar dış dünyada gördükleri ve duydukları herşeyi gelip Odhinn 'e anlatırlar. Odhinn 'in aynı zamanda 8 bacaklı Sleipnir adında bir atı vardır. Odhinn her yerde uzun boylu ,sakallı, ve tek gözlü olarak tasvir edilir. Efsaneye göre tek gözünü akıl ve bilgelik için değiş tokuş etmiştir.Hristiyanlık öncesi İskandinavya'sında Odhinn genelde insan kurban edilmesiyle anılır. Odhinn sık sık tatillere çıkar. Ve bazı söylencelere göre gençken iki kere sürgüne yollanmıştır. Bu gezilerinde adını değiştirir. Genellikle yeşil bir pelerin giyer, bir şapka ve maske takar. Odhinn şekil değiştirip kuş,balık, solucan gibi çeşitli hayvan kılıklarına bürünebilirdi. Bu gezilerinden en ünlü olanları Grimnisnal ve Vafprudnismal' dır.Adı Almanca' da Woden veya Wotan'dır. İngilizcedeki Wednesday (Çarşamba) " Odhinn 'in günü"nden yani " Wodan's day" den gelir.
RAGNAROK: Dünyanın yok oluşudur. Tanrılar ve devler arasında çıkan bu büyük savaşta herkes birbirini acımasızca katleder. İzlanda Eddalarına göre ,devler hain tanrı Loki tarafından yönetilecek ve tanrıların evine yani Asgard'a saldıracaklardır. Devlerin gelişlerini Heimdall borazanıyla bir şarkı çalarak herkese haber vericektir. Bu yokoluştan sonra yeni bir dünya oluşacak ve hayat yeniden başlayacaktır.
RAN:Aegir'in karısı.Denizlerin fırtına tanrıçasıydı.Boğulan insanları ağıyla denizden toplardı.
SAGA: Odhinn 'le evi Sokkvabekk'te içki içen tanrıçadır.Tarih tanrıçasıydı.İsminin anlamı "gaipten haber veren"dir.
SİF:Ekin ve verimlilik tanrıçası,Thor'un karısıdır.Bir kez Thor onun saçını çaldı ve yerine yenisini koymak zorunda kaldı.Dwarflara giderek altından bir saç yaptırdı.
SJOFN(VJOFN):Erkek ve kadının aşkı düşünmesini sağlayan tanrıça.Evli çiftler arasındaki kavgaları durdurmak onun göreviydi.
SNOTRA:Bilge ve nazik tanrıça olarak bilgelik ve bilgi tanrıçasıydı.
SYN:Davalarda sanıkları koruyan tanrıçadır.Frigg'in yardımcılarından biriydi ve Frigg'in sarayının kapısını korurdu.
THOR: Thor'un simgesi şimşektir. O kutsal savaş tanrısıdır. Thor Odhinn 'in oğlu ve Odhinn 'den sonra gelen en önemli tanrıdır. Düşmanlarına attığında kendisine geri gelen Mjolnir adında bir çekici, taktığında gücünü iki katına çıkartan bir kemeri ve Mjolnir'i rahat kullanabilmesi için demir eldivenleri vardır. İnsanlara karşı iyidir. Hemen hemen bütün hikayelerinde devlere karşı savaşır. Genelde çok kabadır.Çok büyük miktarlarda içki içer. Kızıl sakallı ,orta yaşlı ve zekasından çok kaba kuvvetine güvenen bir tanrıdır. Çok popüler bir efsaneye göre; Tanrıların evlerini yapan dev Mjolnir'le ödüllendirilecektir. Çekiç dev Thrym'in eline geçtiğinde Thor Frejya kılığına girerek ondan çekicini alır.Çünkü Thrym sadece Frejya ona gelin olarak gelirse çekici geri vereceğini söylemiştir. Thor aynı zamanda Atl veya Donar olarak da bilinir. Şimşek tanrısının günü İngilizcede Thursday, Almanca da Donnersdag'dır .
THRUD:Thor'un kızı.Dwarf Alvis onunla evlenmek istedi ama Thor onu kandırarak güneş yükselirken toprak üstüne çıkmasını sağladı ve onu taşa dönüştürdü.
TYR:Savaş tanrısıdır.Sadece o kurt Fenrir'in ağzına elini sokacak kadar cesurdu.Bu olayın sonunda kurt sağ elini ısırarak koparır.Salı günü(Tuesday)onun günüdür.Tyr aynı zamanda Anglo Saksonlar tarafından Tiw,Tiu olarak da adlandırıldı.
ULL:Av ve okçuluk tanrısıdır.Silahı Porsuk ağacı'ndan yapılmış bir uzun oktu ve Ydal'da yaşardı.Düellolarda yardım için çağrılırdı.Thor ve Sif'in oğluydu.Sıklıkla tapılan bir tanrıydı.Hatta bir ara en yüksek tanrılardan biri kabul edilmiştir.
VALİ:Vidar'ın kardeşi(bazı kaynaklara göre Odhinn 'in oğullarının en genci).Dev Rind'in oğludur ve Aesir kendi kanından birini öldüremeyeceği için ve Balder'in intikamını almak için özellikle doğurulmuştur.Bir gecelikken Hod'u öldürdü.Ragnarok'ta sağ kalacak 7 Aesir'den biridir.
VAR:Evlilik sözlerini tutmayanları cezalandıran tanrıça(Tahminen Vor'la aynı kişi).
VE: Bor veBestla'nın oğlu,Vili ve Odhinn 'in kardeşidir.Kardeşleriyle beraber dev Ymir'i öldürerek leşinden dünyayı yarattı.İsminin anlamı "kutsaldır".
VİDAR: Odhinn ve Grid'in (bir dev) oğludur.Vali adında bir ikiz kardeşi vardı.Vidi'de yaşardı.Tanrıların en güçlülerindendi ve intikam tanrısı olarak kabul edilebilir.Ragnarok'ta kurt Fenrir'i öldürerek babasının intikamını alacaktır.Son savaşta sağ kalacak Aesir'den biridir.
VİLİ:Bor veBestla'nın oğlu,Ve ve Odhinn 'in kardeşidir.Kardeşleriyle beraber dev Ymir'i öldürerek leşinden uzayı yarattı.İnsanlara düşünce ve hareketi verdi.İsminin anlamı "istek"tir.
VOR:İsminin anlamı "yemin" olan tanrıçadır.Ondan hiçbirşey saklanamaz çünkü çok bilgedir.Bazı kaynaklara göre evliliğin ve anlaşmaların da tanrıçasıdır.
Başa dön
DarkEden
Zehir Hafiye
Kayıt: Sep 09, 2006
Mesajlar: 313
Tarih: Çrş Şub 07, 2007 2:35 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#8
insan en azından kaynak belirtir değilmi:)
Başa dön
inhofeld
Kayıt: May 25, 2005
Mesajlar: 1665
Nerden: Kutno
Tarih: Çrş Şub 07, 2007 9:15 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#9
Bi çoğu yanlış zaten kaynak önemli değil.
Başa dön
lorddemon
Geçerken Uğrayan
Kayıt: Dec 22, 2004
Mesajlar: 43
Nerden: adana
Tarih: Pzr Mar 11, 2007 2:33 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#10
kaynak yanılmıyorsam frpworld e dergi olacaktı
www.frpworld.com
girin göz atın ayrıca yunan ve mısır mitolojisi hakkındada bilsi sahibi olabilirsiniz
_________________
Hold your mouth for the war
Use it for what its for
Speak the truth about me
Determined
Başa dön
HyperboreaN
Champion of the Darkness
Kayıt: Feb 20, 2007
Mesajlar: 1181
Nerden: Inside of the Darkness...
Tarih: Cum Mar 16, 2007 11:52 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#11
Vikinglerde pagan olayı vardı ama bizim eski Türklerdede $amanizm kıyas yaparsak benzerlik gösterir soy olarakta Türklerden geldiğini söylüyorlar...ama yinede Belkide en zengin edebiyat ve tarih türklerdedir ve bilinmemektedir sayısız eser halen bilinmemektedir eski türkler de $iir ve müzik çok geli$mi$ti bunun sebebi yazıt olmamasıydı ve tarihi $iire döküp onu unutmamaktı.... yaradılı$ destanı,ergenekon destanı bozkurt destanı,oğuz destanı,alper tunga destanı,göç destanı...
ama konuyu dağıtmayalım sonuçta eski iskandinavdan bahsediyorsunuz unutmayalım bizim tarihimiz belki 10 larca deği$imden geçti ve derin 1 kültür zenginliği olu$turdu
_________________
Darkness Always Kill The Light!
Blessed with Blood!
Başa dön
Chaos_legion
Zehir Hafiye
Kayıt: Dec 13, 2006
Mesajlar: 220
Tarih: Cum Mar 23, 2007 7:20 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#12
Ya beyler bu nedir şaşırmamak imkansız size ne Viking Mitolojisinden ne yararı var arkadaşlarınıza hava basmak içinmi yoksa elealemin viking dallaması tiplerinin yaptığı ırkçı müziğin liriklerini anlıyabilmek için mi biraz zihniyetinizi değiştirin.Amon amarth a mı özeniyorsunuz adamın çıkarlarına dokunduğunuzda herbirinizi kesmekten hiçbir tereddüt etmez.
Ben ne deli türkçüyüm ne manyak milliyetçiyim nede dine bağlı tanıyan yaşatan türklerin diniyle müslümanlıkla şamanizm le ilgili bir herifim de gelip kötülüyorum bu yazılanları ama salak viking lerle ilgilenmiyecek kadarda kafası çalışan biriyim.
Kusura bakmayın bunların alayı özenti işlerdir.Viking in yunanın onun bunun tarihi birikimi türkleri gram ilgilendirmez.Özele indirgiyim beni ilgilendirmez ve zaten yazdklarımın alayıda kendi görüşlerimdir katılana eyvallah takdir ederim katılmayanda kafasına göre takılsın ancak boş ve özenme ile ilgili işler olduğunu söylemek isterim.
_________________
Tanrıyı severim benden uzak olduğu sürece,içki masalarında alemlerde..
Başa dön
Skullchukka
Kozmik Tesadüf
Kayıt: Sep 25, 2005
Mesajlar: 2869
Nerden: Japonya / Hollanda
Tarih: Cum Mar 23, 2007 8:05 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#13
Chaos_legion demiş ki:
Ya beyler bu nedir şaşırmamak imkansız size ne Viking Mitolojisinden ne yararı var arkadaşlarınıza hava basmak içinmi yoksa elealemin viking dallaması tiplerinin yaptığı ırkçı müziğin liriklerini anlıyabilmek için mi biraz zihniyetinizi değiştirin.Amon amarth a mı özeniyorsunuz adamın çıkarlarına dokunduğunuzda herbirinizi kesmekten hiçbir tereddüt etmez.
Ben ne deli türkçüyüm ne manyak milliyetçiyim nede dine bağlı tanıyan yaşatan türklerin diniyle müslümanlıkla şamanizm le ilgili bir herifim de gelip kötülüyorum bu yazılanları ama salak viking lerle ilgilenmiyecek kadarda kafası çalışan biriyim.
Kusura bakmayın bunların alayı özenti işlerdir.Viking in yunanın onun bunun tarihi birikimi türkleri gram ilgilendirmez.Özele indirgiyim beni ilgilendirmez ve zaten yazdklarımın alayıda kendi görüşlerimdir katılana eyvallah takdir ederim katılmayanda kafasına göre takılsın ancak boş ve özenme ile ilgili işler olduğunu söylemek isterim.
İsteyen istediği edebiyatla uğraşabilir. Bu ne özentiliktir, ne sonradan görmeliktir. Olsa olsa reklamı yapılan birşeyin bizde uyandırdığı fazla merak olabilir. Adamlar barbar olsun, ırkçı olsun, hadi sana uyalım, "köpek" olsun. Onların edebiyatıyla ilgilenmemek için bir sebep mi?
Neymiş, yunanın onun bunun tarihi birikimi türkleri ilgilendirmezmiş. Niçin? Türklüğümüz mü kayboluyor?
Bilginin ne zaman fazlası zarar olmuş sorarım sana?
Arkeoloji bilim dalı var. Bir çok milletin mitolojisiyle ilgili bölümler var. Tarih bölümü de var, Türklerin geçmişini inceleyen. Hepsi bunların bir bilim. Senin söylediğin "başkasının kültüründen bize ne" tamamiyle at gözlüklü bir insanın söyleyebileceği bir yorum.
Asıl bilgi edinmenin
boş iş
olduğunu savunan bir fikir
boştur...
Yazdıkların için teşekkürler arkadaşım. Eminim bu bilgileri faydalı bulan bir çok kişi vardır. Bir çoğu gerçek viking mitolojisini yansıtmasa da, yine de teşekkürler.
_________________
At which speed must I live to be able to see you again...?
Higurashi & Umineko Türkçe Altyazıları - Furude Project
Başa dön
Kataklysm
desiderius
Kayıt: Apr 12, 2005
Mesajlar: 4091
Nerden: Gobi Çölü
Tarih: Pts Mar 26, 2007 3:17 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#14
dünyanın en uzun ve en harika destanı manas destanıdır 5000 beyit falan bizzat okumuş biri olarak mutlaka okuyun derim çunku gercekten etkileyici ve harika
bosverin viking pagan muhabetlerini
_________________
http://www.huunhuurtu.com/
Başa dön
ahriman
Zehir Hafiye
Kayıt: Nov 13, 2004
Mesajlar: 204
Tarih: Çrş Mar 28, 2007 11:26 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#15
beyler dünya mitosunu bilmeden kendi mitosumuzu kavrayabilirmiyiz lütfen her yerde vıcık vıcık pazarlanan ırkçı tutucu zihniyetinizi buraya da bulaştırmayın Türk mitosuna diyecek yok ama bırakın da insanlar başka dünyaların warlığını da anlatsınlar bu züppelik falan değil düpedüz evrensellik
_________________
Kuş öldürenler şair olur..
Başa dön
desiderius
Kataklysm
Kayıt: Aug 29, 2005
Mesajlar: 1128
Nerden: ankara - eskişehir
Tarih: Prş Mar 29, 2007 12:46 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#16
bir yanlışlık olmuş galiba kendi mitosunu bilmeden baska mitosları bılmeye calışman olası mı sence??? önce kendininkini ögren ki ortaya yapıcı biseyler cıksın ve bunun adı evrensellik olsun!
_________________
Disconnectus Erectus
Başa dön
HyperboreaN
Champion of the Darkness
Kayıt: Feb 20, 2007
Mesajlar: 1181
Nerden: Inside of the Darkness...
Tarih: Prş Mar 29, 2007 12:55 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#17
yok canım bi$ey dediğimiz Cem Yılmazında dediği gibi:bizimde reklamımız yapılamazmı...
biz yerli mitolojimizden konu$muyoruz ama bakıyorum yabancı mitolojisinin daha çok lafı geçior
acaba yabancılar türklerin mitolojisi $öle $öle diyormu yoksa bu bize has bi$eymi
_________________
Darkness Always Kill The Light!
Blessed with Blood!
Başa dön
ahriman
Zehir Hafiye
Kayıt: Nov 13, 2004
Mesajlar: 204
Tarih: Cmt Mar 31, 2007 8:50 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#18
dikkatinizi çekerim ki Türk mitosunu da dilini de Türkler değil almanlar ve ruslar(radloff ,eric jan zurcher thomsen vb.)derleyip geliştirmiştir yani yabancılar Türklerden daha çok türk kültürünü araştırıp derlemişlerdir.Türk kozmogonisi kaostan kosmosa geçiş döneminde mitoslarla mitselleştirilen inançsal örüntülerin birer bağlantısı olup bunların tezahürünü ise bilakis Türk mitolojisinden değil dönemin Çin,pers ve diğer komşu kültürlerin mitolojisinden yola çıkılarak ortaya konulmuştur.Sonuç olarak Türk mitolojisini bilmek için diğer mitolojileri de zorunlu olarak bilmek gerekir.Keza Türk tarihi yazılırken de sınırlı olan Türkçe kaynaklardan yaralandıktan sonra en çok başvurulan kaynaklar Çin arap ve fars kanaklarıdır...züppelik dediğiniz şey aslında kendinizi tanımanın biricik yoludur.
_________________
Kuş öldürenler şair olur..
Başa dön
Skjaldmaer
ss...
Kayıt: Jun 07, 2007
Mesajlar: 1520
Tarih: Sal Ağu 11, 2009 11:38 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#19
neredeyse bütün pagan-folk gruplarının ismini içeriyor tanrıları
ve yine bütün grupların işlediği temalardır içinde geçen bütün olaylar... bazı yanlışlar var sanırım bende diğer arkadaşlarla aynı düşünüyorum
yinede hoş bir paylaşım
_________________
boris olshansky
Başa dön
R-ainmaker
Disturbed FAN
Kayıt: Oct 27, 2007
Mesajlar: 1397
Nerden: North
Tarih: Çrş Ağu 12, 2009 3:28 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#20
Bütün mitoları okuyun ne alaka yani bunu okumayın türk mitolojisini okuyun falan karışmayın dileyen istediğini okusun,size soracak hali yok milletin arkadaşlar.
Başa dön
Mesajları göster:
Hepsi
1 Günlük
7 Günlük
2 Haftalık
1 Aylık
3 Aylık
6 Aylık
1 Yıllık
eskiden-yeniye
yeniden-eskiye
metaltr.net Forum Ana Sayfası
->
Edebiyat
Tüm saatler GMT +1 Saat
Sayfa
1
,
2
Sonraki
1
. sayfa (Toplam
2
sayfa)
Forum Seçin:
Bir Forum Seçin
Müzik/Genel
----------------
Metal Genel
Rock Genel
Yerli Gruplar
Yabancı Gruplar
-- Şarkı Sözleri
Türk Rock
Dış Sesler
Konser & Etkinlikler
Albüm Haberleri
Dergi Paylaşım Platformu
Müzik Market
----------------
Eleman Arıyorum!
Müzik Aletleri
Gitar / Tab
Stüdyo Prova Kayıt
Alım / Satım
Serbest ALAN
----------------
Güncel Haberler
Geyik
SERBEST KURSU
Felsefe - Sosyoloji - Psikoloji
Edebiyat
Karalamalar
Film Dizi Sinema Kültür Sanat
Internet / Bilgisayar / Teknoloji / Oyun / ..
-- Radyolar
Logmania
Komik / İlginç Resim / Video
Mekan
----------------
Mekanlar / Pasajlar
-- Cafe/Barlar
-- Tattoo ( Dövme ) & Piercing
Üniversiteler
MetalTR.NET
----------------
MetalTR.Net Hakkinda
Bu forumda yeni konular
açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap
veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı
değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı
silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy
kullanamazsınız
Powered by
phpBB
© 2001, 2002 phpBB Group
Türkçe Çeviri : Onur Turgay & Erdem Çorapçıoğlu
phpBB template by
Spectre
:: Ported for PHP-Nuke by
nukemods.com