Metal TR.NET - Yerli Gruplarina Sahip CIK !  
  Giriş veya Kayıt Ol
::  Ana Sayfa  ::  Hesabınız  ::  Forumlar  ::  Haberler  ::  Kritik  ::  Fotoğraf Galerisi  ::  Hosting  ::  Köşe Yazıları  ::
Menü
 Site
tree-T.gif Ana Sayfa
 Forum
 Haber Gönder
 Haber Arşivi
tree-T.gif Etkinlik Takvimi
tree-T.gif Site Kadrosu
 Extra
 Hosting
 En İyi 10
 İnteraktif
petitrond.gif Demo & Mp3 Arşivi
petitrond.gif Video İzleme
petitrond.gif Fotoğraf Galerisi
 Destek
 Destekleyenler
 Linkekle
 Bizi Öner!
 
İçerik
. Yerli Gruplar
. Yabancı Gruplar
. Biyografiler
. Albümler
. Albüm Kritikleri
. Röportajlar
. Köşe Yazıları
. Köşe Yazıları Arşiv
. Dergiler
. Etkinlikler
· Gitar & TAB
 
Albüm Kritikleri
· KORN - The path of totality
· Hypocrisy-A Taste of Extreme Divinity (2009)
· Cyntia - Endless World (2012)
· Tiamat - The Scarred People
· Moonspell Alpha Noir-Omega White.
· Ghost - Opus Eponymous
· Testament - Dark Roots of Earth
· Lamb of God - Resolution
· Volbeat Live From Beyond Hell/Above Heaven
· Pentagram - MMXII
 
Kısa Haberler

[ Haber Arşivi ]
 
Son 10 Haber
· 100 Metal Sunar: GAEREA
[ 0 yorum - 1010 okuma ]
· Dark Tranquillity Türkiye Turnesi 2021
[ 0 yorum - 3317 okuma ]
· SECURIS yeni Albümünü yayınladı.
[ 0 yorum - 5971 okuma ]
· OPETH 22 Mart 2015′te İstanbul'da, 23 Mart'ta ise Ankara'da
[ 0 yorum - 14120 okuma ]
· Blind Guardian Istanbul konseri 14 Mayıs 2015
[ 0 yorum - 14652 okuma ]
· Blind Guardian 8 yıl aradan sonra yeniden Ankara’da
[ 0 yorum - 13984 okuma ]
· DYING FETUS 11 HAZİRAN 2015 İstanbul'da
[ 0 yorum - 15486 okuma ]
· Kurt Cobain belgeselinden ilk fragman geldi
[ 0 yorum - 15551 okuma ]
· Takıntı - Buhran klibi yayınlandı!
[ 0 yorum - 16666 okuma ]
· Wayne Static 48 yaşında hayatını kaybetti
[ 0 yorum - 17641 okuma ]

[ Devamı Haberler Bölümünde ]
 
Fotoğraf Galerisi

B Noktası



B Noktası



B Noktası



Heretic Soul @ Waldb ...



Heretic Soul



Heretic Soul



Heretic Soul @ Rock ...



Anoreksi Promo 2011



Anoreksi Promo 2011



Anoreksi Promo 2011


[ Fotoğraf Galerisi ]
 
Rastgele Biyografi


Rigor Mortis
 
MetalTR Arama
 
Üyelik
 
Üye Olun
Kayıp Şifre

Güvenlik Kodu: Güvenlik Kodu
Güvenlik Kodunu Girin:
 
Üyelik:
Bugün: 0
Dün: 0
Bekleyen Üyelik(ler): 4
Toplam Üye: 42,762
En Son Üye: electric_wizard

Şu An Bağlı:
Misafir(ler): 104
Üye(ler): 0
Toplam: 104
 
Forumlardan
Last 10 Forum Messages

eskiler bi bakın la ?
Son mesaj atan; punky_sputnik

Şu anda ne dinliyorsunuz?
Son mesaj atan; ImpLosioN

MetalTR Discord kanalı bekleriz
Son mesaj atan; Belorin

Metal dinleyici kitlesi
Son mesaj atan; Belorin

Kiramen Katib-in (Ankara)
Son mesaj atan; SMITD

Ona On Cafe
Son mesaj atan; SMITD

Kurbağa Teorisi
Son mesaj atan; elvistuna

Rotting Christ 10 Aralık 2023'te İstanbul'da!
Son mesaj atan; KopuK

Rotting Christ 10 Aralık 2023'te İstanbul'da!
Son mesaj atan; KopuK

1 mart 2024 Cradle of Filth istanbul konseri
Son mesaj atan; KopuK


[ Metal TR.NET - Yerli Gruplarina Sahip CIK ! ]
 
Köşe Yazıları
 
metaltr.net :: Başlığı Görüntüle - Kendini Bilmek!!
 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları Üye ListesiCan Sıkıntısı Giderici!   
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olunÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun     GirişGiriş 
GünlüklerGünlükler    Günlük Kontrol PaneliGünlük Kontrol Paneli    GünlüğümGünlüğüm

Kendini Bilmek!!

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    metaltr.net Forum Ana Sayfası -> Felsefe - Sosyoloji - Psikoloji
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Evelyn
Zehir Hafiye
Zehir Hafiye


Kayıt: May 08, 2008
Mesajlar: 349
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Pts Mar 16, 2009 9:47 pm    Mesaj konusu: Kendini Bilmek!! Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #1   

KENDİNİ BİLMEK
PLATON / ALKİBİADES I


SOKRATES: Kendimizle ilgilenmek ne demektir, söyle bana. Çünkü genellikle kendimizle ilgileniyoruz sanıyoruz, ama aslında ilgilenmediğimizi fark edemiyoruz. Bir insan kendisiyle ne zaman ilgilenmiş olur? Kedisine ait şeylerle ilgilenirse, kendisiyle ilgilenmiş olur mu?

ALKİBİADES: Bence ilgilenmiş olur, Sokrates...

S: Bak, bir insan ayaklarıyla ne zaman ilgilenmiş olur? Ayaklarına ait bir şeyle ilgilendiğinde ayaklarıyla ilgilenmiş olur mu?

A: Anlamadım.

S: Ayakkabılarımızla ilgilendiğimiz zaman, ayaklarımızla ilgileniyor sayılır mıyız?

A: Anlayamadım, Sokrates.

S: Bir şeyi daha iyi kılınca onunla ilgilenmiş olmaz mıyız?

A: Evet.

S: Peki, ayakkabıyı daha iyi kılan sanat nedir?

A: Ayakkabıcının sanatı.

S: Ya ayaklarımızla, gene bu sanat yoluyla mı ilgilenmiş oluruz, yoksa ayaklarımızın daha iyi olmasını sağlayan sanatla mı?

A: Ayaklarımızın daha iyi olmasını sağlayan sanatla.

S: Ayaklarımızı daha iyi kılan sanat, bütün bedenimizi daha iyi kılan sanat değil midir?

A: Evet.

S: Bu sanat da idman değil midir?

A: Kesinlikle.

S: Demek ayaklarımızla idman sayesinde, ayaklarımıza ait olan şeyle de ayakkabıcının sanatı sayesinde ilgilenmiş oluruz.

A: Şüphesiz.

S: İdman sayesinde bedenimizle, başka sanatlar sayesinde de, bedenimize ait olan şeyle ilgilenmiş oluruz.

A: Evet.

S: Demek bir şeyin kendisiyle, bir sanat sayesinde, ona ait olan şeyle de başka bir sanat sayesinde ilgilenmiş oluruz.

A: Bu gayet açık, Sokrates.

S: Demek kendine ait bir şeyle ilgilenirsen, kendinle ilgilenmiş olmazsın.

A: Evet, Sokrates.

S: Çünkü gördüğümüz gibi, kişi, aynı sanat sayesinde hem kendisiyle, hem de kendine ait bir şeyle ilgilenemez, öyle değil mi?

A: Evet.

S: Hadi, şimdi söyle: Hangi sanat sayesinde kendimizle ilgileniriz?

A: Bilemiyorum, Sokrates.

S: Peki, ayakkabının ne olduğunu bilmeseydik, ayakkabıyıhangi sanat daha iyi kılar, bilir miydik?

A: Bilmezdik.

S: Peki, kendimizin ne olduğunu bilmezsek, hangi sanatla kendimizi daha iyi kılabiliriz? Bunu bilebilir miyiz?

A: Bilemeyiz.

***********

S: Kendinin ne olduğunu bilmek kolay bir şey midir? Ve o "kendini bil" yazısını Delphi tapınağına yazan insanı ciddiye almamalı mıyız? Yoksa, kendini bilmek herkesin elinde olmayan güç bir şey midir?

A: Kendini bilmenin herkesin elinde olduğunu çok kere düşündüm Sokrates, ama ara sıra, çok zor bir şey olduğunu düşünmedim de değil.

S: Zor olsun, kolay olsun, başka bir yol yok, Alkibiades. Kendimizi bilirsek, kendimizle nasıl ilgilenebileceğimizi de biliriz. Bu bilgi olmazsa, kendimizle ilgilenmek imkansızdır.

A: Doğru.
S: Bakalım, kendi varlığımız nedir? Bunu nasıl bulabiliriz? Böylece, biz neyiz, bilebiliriz; ama eğer onu bulmazsak, ne olduğumuzu asla bulamayız.

A: Hakkın var.

S: Öyleyse, yalvarıyorum sana Alkibiades, söylesene, şu anda kiminle konuşuyorsun? Benimle, değil mi?

A: Evet.

S: Ben de seninle, değil mi?

A: Evet.

S: Demek şu an konuşan benim, yani Sokrates.

A: Evet.

S: Dinleyen de Alkibiades.

A: Evet.

S: Peki Alkibiades, konuşurken kelime kullanmıyor muyum?

A: Evet, kullanıyorsun.

S: Konuşmakla kelime kullanmak aynı şey mi?

A: Aynı şey, Sokrates.

S: Ama, bir şey kullanan kimseyle, kullandığı şey ayrı değil midir?

A: Ne demek istiyorsun?

S: Açıklayayım, mesela, ayakkabıcı köseleyi bıçak ve başka aletlerle keser, değil mi?
A: Evet.

S: Peki, keser ve alet kullanan kimse, kesmek için kullandığı aletlerden ayrı değil midir?

A: Elbette.

S: İşte demin de, "bir şeyi kullanan kimseyle, kullandığı şey, her zaman ayrı mıdır?" diye sormuştum.

A: Ayrı sanıyorum.

S: Gene ayakkabıcıyı alalım: ayakkabıcı köseleyi yalnız aletleriyle mi kesiyor, yoksa elleriyle de mi?

A: Elleriyle de.

S: Demek ellerini de kullanıyor.

A: Evet.

S: Köseleyi kesmek için gözlerini de kullanmıyor mu?

A: Elbette kullanıyor.

S: Peki, bir şeyi kullanan kimseyle, kullandığı şey ayrıdır demiyor muyuz?

A: Evet, diyoruz.

S: İnsan bütün bedenini de kullanmıyor mu?

A: Evet.

S: Ama "bir şeyi kullanan kimse, kullandığı şeyle ayrıdır" demiştik.

A: Evet, demiştik.

S: Demek insan, bedeninden başka bir şeydir.

A: Öyle gözüküyor.

S: İnsan nedir öyleyse?

A: Bilmem.

S: Ama, insanın, bedenini kullanan bir varlık olduğunu biliyorsun, değil mi?

A: Evet.

S: Peki, bedenini kullanan ruh değildir de nedir?

A: Evet, ruhtur.

S: Bedene emreder, onu bu şekilde kullanır, öyle değil mi?

A: Evet.Öyle gözüküyor.

S: Yanılıyorsun Alkibiades. Çünkü eğer bu bütünün parçalarından emreden, diğeri emredilen ise, bu bütüne insan diyemeyiz.

A: Doğru.

S: Ne beden, ne de bedenle ruhun oluşturduğu bütün insan değilse, insan ya hiçbir şeydir ya da ruhtan başka bir şey değildir.

A: Öyle.

S: İnsanın ruh olduğunu göstermek için daha açık bir kanıta gerek var mı?

A: Hayır, böyle olduğu açıkça gözüküyor.

S: Öyleyse senle ben, birbirimizle konuşurken asıl konuşan ruhlarımızdır.

A: Öyle.

S: İşte demin de söylediğimiz bu; Sokrates kelimeler kullanarak Alkibiades'le konuşurken, Alkibiades'in yüzüyle değil, gerçek Akibiades'le, yani ruhu ile konuşuyor.

A: Bende böyle düşünüyorum.

S: Demek "kendini bil" diyen o söz, bize, ruhumuzu bilmemizi emrediyor.

A: Öyle gözüküyor.

S: Demek ki bedene dair bir bilgi insanın bazı şeylerini bilmek anlamına gelir, ama aslında bu, insanı bilmek anlamına gelmez.

A: Haklısın Sokrates.

S: Bir daha söyleyeyim: Bedeniyle ilgilenen kimse, kendisine ait bir şeyle igileniyor, asıl kendisiyle değil.

A: Böyle düşünmek gerek.

S: Kendi para işlerine bakan da, ne kendisine ait bir şeyle ilgileniyor, ne de asıl kendisiyle, fakat kendisinden çok daha uzak şeylerle ilgileniyor.

A: Evet, ben de böyle düşünüyorum.

S: Demek sarraf kendisine ait şeylerle ilgilenmiyor.

A: Doğru.

S: Ve Alkibiades'e aşık olan kimse, ona ait olan bir şeyi seviyor, gerçekte Alkibiades'i değil.

A: Doğru söylüyorsun.

S: Seni seven, ruhunu sevendir.

A: Bütün söylediklerinizden bu çıkıyor. Peki Sokrates, söyle bana, kendimizle nasıl ilgileniriz?

S: Ne olduğumuz üzerinde anlaşmakla bir adım ileri atmış olduk; halbuki bunda yanılsaydık, korktuğumuz başımıza gelir, kendimiz olmayan bir şeyle ilgilenmiş olurduk.

A: Çok doğru.

S: Öyleyse Alkibiades, hangi şeylere baktığımız zaman kendimizi görürüz?

A: Aynaya herhalde, veya onun gibi bir şeye.

S: Ama herkesin kabul edeceği bir şey var.

A: Nedir?

S: İnsan şu üç şeyden biridir.

A: Hangi üç şeyden?

S: Ruh... Beden... Ve ruhla bedenin teşkil ettiği bütün.

A: Hiç şüphe yok.

S: "Bedene emreden insandır" demiştik.

A: Evet, öyle demiştik.

S: Beden kendi kendine mi emrediyor?

A: Hayır.

S: Ona emrediliyor demiştik, öyle değil mi?

A: Evet.

S: Öyleyse aradığımız şey beden değil.

A: Hiç değil.

S: Peki, bedene emreden, bedenle ruhun oluşturduğu bütün mü ve bu bütün de insan mı?

A: Öyle gözüküyor.

S: Elbette farkına varmışsındır: Birinin gözüne bakan kimsenin yüzü, tam karşısındakinin gözünde aynada olduğu gibi gözükür. Bu parçaya gözbebeği diyoruz, çünkü onun içine bakanın imgesi orada gözükür.

A: Doğru.

S: Demek bir göze bakan başka bir göz, o gözün en iyi parçasına, yani gören parçasına bakarsa kendini görebilir.

A: Evet.

S: Bedenin başka bir yerine veya kendisine benzemeyen başka bir şeye bakarsa, kendisini göremez.

A: Doğru söylüyorsun.

S: O halde göz, kendini görmek isterse, bir göze, bu gözde de gözün erdemi, yani görme erdemi olan yere bakmalıdır.

A: Evet.

S: İşte sevgili Alkibiades, ruh da kendini bilmek isterse, bir ruha ve özellikle ruhun erdeminin, yani bilgeliğin bulunduğu yere bakmalıdır veya buna benzeyen herhangi bir başka yere.

A: Bana da öyle geliyor Sokrates.

S: Ruhta da, bilgi ile aklın bulunduğu yerden daha tanrısal bir yer bulabilir miyiz?

A: Bulamayız.

S: "Kendinin ne demek olduğunu bilmek, bilge olmaktır" dememiş miydik?

A: Evet.

S: Ne olduğumuzu bilmezsek, bilge değilsek, bize ait iyi veya kötü şeyleri bilebilir miyiz?

A: Nasıl bilebiliriz?

S: Çünkü Alkibiades'i bilmeyen kimse, Alkibiades'e ait olan şeyin de gerçekten onun olup olmadığını bilemez, değil mi?

A: Elbette bilemez Sokrates.

S: Biz de kendimizin ne olduğunu bilmezsek, bize ait şeylerin gerçekten bizim olup olmadığını da bilemeyiz, değil mi?

A: Nasıl bilebiliriz?

S: Kendimize ait şeyleri bilmezsek, bunlara ait olan şeyleri de bilemeyiz, değil mi?

A: Evet, bilemeyiz.

S: Kendinin olan şeyleri bilmeyen kimse, başkalarına ait olan şeyleri de bilemez.

A: Hiç şüphe yok.

S: Başkalarına ait olan şeyleri bilmezse, şehre ait şeyleri de bilmez.

A: Elbette.

S: Böyle bir adam şehir işlerini idare eden bir adam olamaz.

A: Olamaz.

S: Ne yaptığını bile bilmez.

A: Evet, bilmez.

S: Bilmeyen yanılmaz mı?

A: Elbette yanılır.

S: Yanılınca da hem kendine, hem de şehre kötü davranmaz mı?

A: Başka türlü olamaz.

S: Kötü davranınca bahtsız da olmaz mı?

A: Elbette.

S: Peki ya ilişki kurduğu kimseler?

A: Onlar da bahtsız olur.

S: Öyleyse, bilge ve iyi olmadıkça kimse mesut olamaz.

A: Kimse olamaz.

S: Demek kötü adamlar bahtsızdır.

A: Evet, hem de çok.

S: Bu bahtsızlıktan da bilge olarak kurtulunur, zengin olarak değil.

A: Evet.

S: Mesut olmak için, şehirlerin, ne duvarlara, ne üç sıra küreklilere, ne de tersanelere ihtiyacı var. Ne de nüfusa veya genişliğe. Gerekli olan şey erdemdir, öyle değil mi?

A: Evet.

S: Öyleyse şehir işlerini gerektiği gibi görmek istiyorsan, şehirlilere erdem aşılamalısın.

A: Hiç şüphesiz.

S: Peki, kişi, kendinde olmayan bir şeyi başkasına verebilir mi?

A: Nasıl verebilir ki?

S: Öyleyse önce sen erdem edinmelisin; bu, yalnız kendinle ve kendine olan şeylerle değil, fakat aynı zamanda, şehirle ve şehre ait olan şeylerle de ilgilenmen demektir, onları idare etmek isteyen bir kişiye bu gerekir.

A: Doğru söylüyorsun.

S: Eğer eğri davranırsan, gözlerin karanlık ve kötülüğe yönelir. Karanlıkta ve aynı zamanda kendin hakkında cehalet içinde olursan, ihtimaldir ki, yapacağın iş de kötülük olur.

A: Öyle görünüyor.

S: Bir şehirde erdem yoksa, kötü davranışlar önlenemeyecek bir şeydir.

A: Muhakkak.

S: Alkibiades, mesut olmak için, senin de şehrin de edinmesi gereken şey iktidar değil, erdemdir.
_________________
The end diyelim virgül koyalım ,)
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
Sponsor Linkler







Tarih: Google ve Sponsor Baglantilari    Mesaj konusu: Sizde bu bölüme reklam verebilirsiniz !
: #   


Başa dön
zirtapoz
Zehir Hafiye
Zehir Hafiye


Kayıt: Nov 22, 2007
Mesajlar: 325
Nerden: ízmir

MesajTarih: Pts Mar 16, 2009 10:56 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #2   

Eflatunun bu muhteşem diyalogları beni hep büyülemiştir,güzel bir alıntı olmuş Evelyn

burada yine Eflatun un diyalektik yöntemini görüyoruz, karşılaştırmalar yaparak bizi biz yapanın ruhumuz olduğunu ortaya koymaya çalışıyor tabi bence yanılıyor "ruh" dediğimiz şey nedir?bedenimizde yaşayan başka bir varlık mı,yoksa zihnimiz,hayallerimiz,birikimlerimiz,dürtülerimiz mi?ikincisi daha mantıklı...

neye varırsa varsın Eflatun dünyanın gelmiş geçmiş en büyük filozofudur bence.

_______________________________________________


Sinirliyim,Asabiyim,Metalciyim,Konuşma layynnn..
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
Theideabender
Geçerken Uğrayan
Geçerken Uğrayan


Kayıt: May 06, 2009
Mesajlar: 19


MesajTarih: Pts Tem 27, 2009 11:59 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #3   

kendini bilmek baya çok zor bir iştir. insanoğlu kendini bildiğini sanıyor ama genellikle hep metafizik içinde yaşadığı için kendini bilen insanda pek yoktur.

kendini bilmek için önce kendinde bir sorun görmek gerek. bilimleri düşünelim bir sorun olur ki daha sonra bilim bu soruna çare bulmaya çalışır. yani durduk yerde hiç kimse ne kendini bilmeye çalışır ne de başka bir şeyi bilmeye çalışır.

midemiz ağrıdırğında midemiz dikkatimizi çeker ve midemizin ağrısını nasıl geçirebileceğimizi bilmeye çalışırız.

fakat herhangi bir dikkat unsuru olmadığı sürece kimse bir şey üzerinde dikkat ederek bilmeye uğraşmaz.

vücudumuzda hastalıklar olmasaydı tıp diye bir şey gelişmezdi. hiç kimse durduk yerde yaa şu vücudu bi açalım acaba nasıl çalışıyor demezdi muhtemelen. hastalıklar var ki bu hastalıkları nasıl tedavi ederiz diyerek vücud incelendi ve tedavi bulunmaya çalışıldı. böylece tıp gelişti.

aynı şekilde kendimizde bir sorun görmeliyiz ki bu sorunu çözmek için kendimizi bilmeye çalışmalıyız.

kendinde sorun görmeyen birinin durduk yerde kendini bilmeye çalışmayacaktır.

kendini bilmek zor iştir. çünkü hiç kimse kendisini sorunlu olarak görmek istemez. herkes kendini hep sorunsuz,akıllı,çok süper, çok muhteşem biri olarak görmek ister.

haliyle insanın kendi istencini yenmesi gerekir ki daha sonra kendindeki sorunları görebilsin ve kendini bilmeye yönelsin.

ki bunu yapanda çok fazla insan yoktur. insanoğlu sorunların çözümünü hep başkalarından arar.kendisi kendini bilmeye uğraşmaz.

hastalık olur ve doktora gidilir. ahlaki bir sorun olduğunda hocalara gidilir danışılır.zihinsel bir sorun olduğunda ilgili kişiye gidilir vs vs.

insanoğlu durduk yerde kendini bilmek istemeyeceği gibi bir çok sorun karşısında bile kendini araştırmaz. hazır bilen birine gidip ondan faydalanmaya çalışır. çünkü insanoğlu yapısı gereği tembeldir. kendisi uğraşmak istemez. herşey hazır gelsin ister.

haliyle kendi hakkındaki bir çok şeyide aslında hazır almak ister. çocuklara baktığımızda misal bu tip işlerin ilk örneklerini görürüz. ben kimim anne neyim anne diye sorulur. annede şusun busun vs vs der ve orda olay kapanır. bir dahada açılmaz genellikle. ordaki arayış son bulur.

kaldıki yaş ilerleyipte insan kendini bilebilecek bir yaşa geldiğinde dahi genellikle hazır olan şeylere başvurma eğilimindedir.

insanın kendini bilmesi için büyük bir gayret sarf etmesi gerekir. ayrıca çok uzunda bir çalışma gerektirir.

ki bu gayreti ve çalışmayı gösterecek insan sayısıda baya sınırlı olduğu açıktır.
_________________
Deep Guttural Grunts (No Effects / No Inhales)

THE IDEABENDER!!!!
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    metaltr.net Forum Ana Sayfası -> Felsefe - Sosyoloji - Psikoloji Tüm saatler GMT +1 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2002 phpBB Group
Türkçe Çeviri : Onur Turgay & Erdem Çorapçıoğlu
phpBB template by Spectre :: Ported for PHP-Nuke by nukemods.com
Forums ©
MetalTR.NET'de yayınlanan tercümeler, biyografiler, köşe yazıları, resimler ve sair materyaller izinsiz ve kaynak gösterilmeksizin kullanılamaz.
Copyright © 2004-2012 MetalTR.NET
| Yasal Uyarı



Sitemap - forumtags -
Web site engine code is Copyright © 2003 by PHP-Nuke. All Rights Reserved. PHP-Nuke is Free Software released under the GNU/GPL license.
Sayfa Üretimi: 0.14 Saniye
Untitled Document