Giriş
veya
Kayıt Ol
::
Ana Sayfa
::
Hesabınız
::
Forumlar
::
Haberler
::
Kritik
::
Fotoğraf Galerisi
::
Hosting
::
Köşe Yazıları
::
Menü
Site
Ana Sayfa
Forum
Haber Gönder
Haber Arşivi
Etkinlik Takvimi
Site Kadrosu
Extra
Hosting
En İyi 10
İnteraktif
Demo & Mp3 Arşivi
Video İzleme
Fotoğraf Galerisi
Destek
Destekleyenler
Linkekle
Bizi Öner!
İçerik
.
Yerli Gruplar
.
Yabancı Gruplar
.
Biyografiler
.
Albümler
.
Albüm Kritikleri
.
Röportajlar
.
Köşe Yazıları
.
Köşe Yazıları Arşiv
.
Dergiler
.
Etkinlikler
·
Gitar & TAB
Albüm Kritikleri
·
KORN - The path of totality
·
Hypocrisy-A Taste of Extreme Divinity (2009)
·
Cyntia - Endless World (2012)
·
Tiamat - The Scarred People
·
Moonspell Alpha Noir-Omega White.
·
Ghost - Opus Eponymous
·
Testament - Dark Roots of Earth
·
Lamb of God - Resolution
·
Volbeat Live From Beyond Hell/Above Heaven
·
Pentagram - MMXII
Kısa Haberler
[
Haber Arşivi
]
Son 10 Haber
·
100 Metal Sunar: GAEREA
[ 0 yorum - 759 okuma ]
·
Dark Tranquillity Türkiye Turnesi 2021
[ 0 yorum - 3069 okuma ]
·
SECURIS yeni Albümünü yayınladı.
[ 0 yorum - 5717 okuma ]
·
OPETH 22 Mart 2015′te İstanbul'da, 23 Mart'ta ise Ankara'da
[ 0 yorum - 13850 okuma ]
·
Blind Guardian Istanbul konseri 14 Mayıs 2015
[ 0 yorum - 14393 okuma ]
·
Blind Guardian 8 yıl aradan sonra yeniden Ankara’da
[ 0 yorum - 13725 okuma ]
·
DYING FETUS 11 HAZİRAN 2015 İstanbul'da
[ 0 yorum - 15233 okuma ]
·
Kurt Cobain belgeselinden ilk fragman geldi
[ 0 yorum - 15284 okuma ]
·
Takıntı - Buhran klibi yayınlandı!
[ 0 yorum - 16402 okuma ]
·
Wayne Static 48 yaşında hayatını kaybetti
[ 0 yorum - 17360 okuma ]
[
Devamı Haberler Bölümünde
]
Fotoğraf Galerisi
B Noktası
B Noktası
B Noktası
Heretic Soul @ Waldb ...
Heretic Soul
Heretic Soul
Heretic Soul @ Rock ...
Anoreksi Promo 2011
Anoreksi Promo 2011
Anoreksi Promo 2011
[ Fotoğraf Galerisi ]
Rastgele Biyografi
Decadance
MetalTR Arama
Üyelik
Üye Olun
Kayıp Şifre
Güvenlik Kodu:
Güvenlik Kodunu Girin:
Üyelik:
Bugün:
0
Dün:
0
Bekleyen Üyelik(ler):
3
Toplam Üye:
42,762
En Son Üye:
electric_wizard
Şu An Bağlı:
Misafir(ler):
331
Üye(ler):
0
Toplam:
331
Forumlardan
SSS
Arama
Üye Listesi
Kullanıcı Grupları
Can Sıkıntısı Giderici!
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun
Giriş
Günlükler
Günlük Kontrol Paneli
Günlüğüm
Lou Andreas Salome
metaltr.net Forum Ana Sayfası
->
Felsefe - Sosyoloji - Psikoloji
Önceki başlık
::
Sonraki başlık
Yazar
Mesaj
bloodyangel_666
Salome
Kayıt: Nov 06, 2007
Mesajlar: 492
Nerden: ruhumun karanlığından (aydın - izmir)
Tarih: Cmt Nis 19, 2008 10:21 pm
Mesaj konusu: Lou Andreas Salome
Mesaj:
#1
Nietzsche ve Rilke’nin aşık olduğu, Freud’un yakın dostu olan kadın sevgili ve güzel Salome… Nietzsche ve Paul Rée’nin evlenme tekliflerini reddederek entelektüel birlikteliği savundu; asla cinsel birlikteliğin yaşanmadığı bir evlilik yaptı. Sadakat’i reddetti, Freud’la dostluğu ölene dek sürdü. Girdiği her ortamda etkili oldu; yaptığı ve öğrendiği her şey üzerine düşündü ve yazdı.
Bu adamların yaşamana dokunmuşluğunun yanında kimdir Salome
, onların yanında olmak dışındaki kimliği neydi? Ne düşündü? Ne yazdı?“Sizin geçiş dediğiniz şey nedir? Eğer bunun arkasında onun için bu dünyadaki en harika şeyi yani özgürlüğü terk etmek gibi bir art amaç varsa, o zaman ben hep geçişe saplanıp kalmak istiyorum; çünkü vazgeçmiyorum.” Bunları yazdığı zaman yirmili yaşlarının başındaydı Salome ve bu yazısıyla o zamanlar bile ne istediğini açıkça söylüyordu. Tamamen özgürlük, kendisi için hiçbir kimseye, hiçbir şeye hesap vermemek, sürekli geçiş içinde yaşamak belirsiz ve yeni olana ilerlemek.
Rusya’da yaşayan Alman asıllı bir ailenin en küçük çocuğudur. Babası Çar’ın hizmetinde bir generaldi. Çok erken yaşta insan ilişkilerine karşı ilgi duymaya başladı. Hayalperestti. Annesinin göstermek istediği kadın imgesinden uzaktı. Kabul törenlerine katılmaktan da bu yüzden kaçınıyordu. Annesinin ona tanıttığı tanrı fikride Salome’de kişisel bir tanrıya dönüşür. Hayallerini anlattığı, konuştuğu, şakalaştığı arkadaş, dost bir tanrıdır onunki. Ergenlik döneminde tanrının ortadan kayboluşu diye isimlendirdiği durum ortaya çıkar. Onun tanrı imgesi birden bire gerçeklikle örtüşmeyen bir duruma gelir. Kendisi bu durumu, ilk çocukluk deneyimini ölüm olayıyla betimler. Salome tanrının varlığından kuşku duymuyordu tanrı sadece ölmüştü hepsi bu…
Hayatına giren ilk erkek kendisinden yirmi beş yaş büyük bir rahip olan Hendrik Gillot’ur. Bu ilişki onun gelişimi açısında önemli bir yapı taşıdır. Spinoza’yı, Leibniz’i, Kierkegaard’ı, Dostoyevski’yi ondan öğrenir. Bazı pazar vaazlerini yazar. On dokuz yaşında ailesine karşı gelerek Zürih’e gider. Burada teoloji, felsefe ve sanat tarihi okur. Yirmi dört yaşındayken “Tanrı ile Savaşım” adlı ilk romanını yazar. 1882’de İtalya’ya gider ve burada Maldivia von Meysenburgu tanır. Yalnız yaşayan ve aydın bir yazar olan Maldivia, Salome için özgür bir hayat sürmenin kadının hakkı ve görevi olduğu düşüncesini simgeler.
Bir süre sonra Roma’da Nietzsche ile tanışır. Aralarında kurulan tinsel ilişki Nietzsche tarafından bir evlilik teklifine kadar varır. Salome’den olumlu yanıtın gelmemesi ilişkilerinin kesilmesine ve Friedrich’in kötü yorumlarına neden olur. “ Bu kuru, kirli, kötü kokan maymuncuk, yalancı memeleriyle bir felaket.” Yine de Nietzsche başlangıçta Salome’nin güçlü benlik bilincinden etkilenmiş, biçemini tiksindirici bulsa da bir gün yazmayı öğreneceğini düşünmüştür. Nietzsche haklı çıkar. 1890’dan 1934’de kadar Salom’e günlük gazetelerde, haftalık dergilerde, yazınsal, felsefik ve psikolojik yayımlarda yüzden fazla makale, öykü, şiir ve kitap konuşması yayımlar. 1885-1931 arasında on dokuz kitabı çıkar. Hayat Lou’nun felsefesinin temelini oluşturur. Geleneklere uymayan bir hayat sürer. Paul Reey’le evliliğinin bitmesinin ardından Carl Andreas’la evlenir. Güvenli burjuva ortamında bir çok aşk ilişkisi yaşar. Bu aşk maceraları içindeki en ilginç olay evli olmasına rağmen ilk cinsel ilişkisini Rilke ile yaşamasıdır.
1903’te Berlin’e taşınır. Orada tiyatro “Frei Bühne”yi kuran ve haftalık dergi çıkaran sanatçı ve yazar grubuna katılır. İlk sergiledikleri oyun İbsen’in bir oyunudur. İbsen’in kadın karakterleri Salome’yi çok etkiler. Bu ilgi İbsen’in kadınları adlı bir eser yayımlayana kadar sürer. Psikanalize ilgi duyan Salome Viyana’da Freud ile tanışır. Freud’un onu desteklemesi ve onurlandırması Salome’yi cesaretlendirir. Psikanalizde en çok ilgisini çeken konu Narsisizmdir. Özneyle uğraşmayı özel tutkusu olarak niteler. Çalışmalarını dergilerde yayımlar.
Salome’nin en tanınmış ve en özgün yapımı “Erotik”tir. Erkek ve kadın arasındaki aşk üzerine yazılan dört makaleden oluşur. Aşk bir erkeğe yada kadına yönelik değildir.Ona göre erotik sevgi içinde biz, sandığımız gibi başkasıyla dolu değilizdir. Kendimizle, kendi durumumuzla doluyuzdur. Biz başkasına değil kendimize sarılıyoruzdur. Aşk kendi ölümüne çabalar. Aşk bu amaçtan vazgeçerse, gerçekleşmemiş bir çaba olarak yaşar. Salome için sadakat, özgürlüğü engelleyerek aşkın kendisini yok etmesinde önemli rol oynar. “Kadınların düşünceleri kalplerinden doğar” gibi kimi ifadeleri onun hemcinsleriyle arasına mesafe koyduğunu gösterir.
Evlilik, sevginin katilidir; evli eşler “birbirleri için önemsizdirler”. Sevgi, arkadaşlığın bayağı alt sıralarındadır; arkadaşlık, sevgiye ve daha da kötüsü cinselliğe dönüşerek yok olma riskinden korunmalıdır, çünkü “bedensel tutkudan ruhsal sempatiye giden yol yoktur, ama ikinciden birinciye gidilebilir” Her iki yolda da Salome’den bir tek şiir düşer insan aklına
Kıyamete kadar olmak, düşünmek, yaşamak
Tut beni sımsıkı kollarında
Verecek başka mutluluğun yoksa,
Acılarını ver bana…
Yazar ve psikanalist Lou Andreas Salome önceki yüzyilin en ilginç simalarindandi. 19. yüzyila damgasini vuran üç erkek, Nietzsche, Rilke ve Frued onun sevgilisi olmuslardi. “Salome Yasami ve Yapitlari” adli kitap, birilerinin sevgilisi ya da arkadasi olarak degil bagimsiz bir insan, düsünür ve yazar olarak onu anlatiyor…
Özgür ve entelektüel…
Selami Akbas
Cogumuz, Salome’yi, Nietzsche Agladiginda adli kitaptaki entelektüel, erkeklerin basini döndüren, cüretkar ve basina buyruk genç kadin olarak merak ettik ama tanimadik. Roman bize Salome’yi diger erkeklerin gözünden anlatiyor ama bir karakter olarak islemiyordu. 1993 yilinda Afa Yayinlarindan çikan “Kizkardesim, Karim” adini tasiyan H.F. Peters imzali kitap Salome’yi yakindan tanima firsati verse de piyasada baskisi tükendiginden arayanlar ulasamiyordu. Ayrinti Yayinlari bu hafta, Angela Livingstone’un kapsamli çalismasi Salome-Yasami ve Yapitlari’ni yayimladi.
Petersburg, Viyana, Berlin, Münih ve Paris’te geçmis; sanata, yazina, felsefeye adanmis yetmis alti yillik bir ömür; ünlü dostlar, sevgililer, meslektaslar; romanlar, siirler, oyunlar, felsefe yazilari, bilimsel çalismalar; Zerdust’e, Duino Agitlari’na ve psikanalize vurulan damga; en çok da tutkuyla örülmüs bir yasam: Düsünmeye, yazmaya ve yasamaya dört elle sarilmis bir kadin… Çekici, özgür ve dolu dolu yasanmis bir hayat.
Büyülü etki
Lou Andreas-Salome hakkinda en iyi bilinen sey belki de onun zamaninin önde gelen pek çok ismiyle ahbap oldugu ve bunlarin hepsi üzerinde büyülü denebilecek bir etki biraktigidir. Görünüse bakilirsa Salome, ya sans eseri hep dogru zamanda dogru yerde olmus ya da bulundugu yer her neresiyse, zekasi ve çekici kisiligiyle orayi renklendirmis, zenginlestirmis. Bu ikilem, ölümünden sonra onun yasam öyküsünü yazanlarin aklini epeyce karistirmis olacak ki, bazilari ne sirretligini ve cadiligini birakirken bazilari da onu bir Tanriça gibi göklere çikarmis. Belki de Salome’nin bu büyülü etkisini anlamak için onu, kendi anlattiklariyla ya da onun yasamini arastiranlarin söylemleriyle degil de yasamina girdigi kisilerin söyledikleriyle degerlendirmek daha dogru olacak.
Nietzsche
Nietzsche için Salome, düsüncesinin varisiydi ve onu bu konuma, tanisIkliklari daha birkaç aylikken oturtmustu. Aslinda iliskileri fazla uzun sürmedi. Nisan 1882′den ayni yilin kasim ayina kadar süren iliski, Nietzsche’ye büyük duygu çalkantilari yasatti. Iliski devam ederken oldugu gibi, bittikten sonra da Nietzsche, Lou’ya zaman zaman çok büyük nefret duydu; zaman zaman da onu yogun bir askla sevdi. Zaten yasaminda ikinci kez evlenme teklifinde bulundugu kadindi Lou. Ama bu teklifi götürmesini, yanlis bir aracidan, Lou’yu daha uzun zamandir taniyan, ona asIk olan ve evlenme teklifinde bulunan, ama askina karsilik bulamayan zavalli Paul Ree’den istemisti. Ne var ki iliskinin tek tarafli duygusal niteligi bir yana, en çarpici yönlerinden biri, Nietzsche’nin Lou için “Ancak onu tanidiktan sonra Zerdüst’üm için olgunlastim” demesiydi. Nietzsche’nin yasaminda Zerdüst’ün yeri düsünüldügünde Elizabeth Forster- Nietzsche ve Fritz Kögel gibi kimilerinin Lou’yla ilgili karalamalarini çekememezlige yormaktan baska seçenek kalmiyor geriye.
Rilke
Salome’nin yasami boyunca iliskisini en uzun süre (tam otuz yil) sürdürdügü kisilerden biri, Rainer Maria Rilke’ydi. Ünlü sairin yasami boyunca en fazla etkisi altinda kaldigi insanin (ve kadinin) Lou olmasi sasirtici degildi. Büyük korkulari ve güvensizlikleri olan Rilke, onun saglam kisiliginde siginacak bir liman bulmustu. Lou’nun kisisel yasami açisindan bu iliskide ilginç olan nokta ise Rilke’nin onun ilk sevgilisi olmasiydi. Ilk gençliginde Peder Gillot’yu, ardindan Paul Ree’yi ve Nietzche’yi reddeden Salome, biraz geç yasta (36 yasinda), üstelik de evliyken Rilke’nin askina karsilik verdi. Salome, aski geç bulusunu, bu kuvvetli duygunun mutlaka boyun egmeyi gerektirmesine ve kendisinin de asla, hiçbir seye boyun egmeme kararliligina bagliyordu. Iste bu yüzden kendisi otuz alti yasindayken yirmi iki yasinda bir gence; o, sanat çevrelerinde kendini kanitlamis bir düsünür ve yazarken toy bir saire asIk oldugunu düsünüyordu. Rilke, bu ask iliskisinden büyük esin aldi ve aralarinda sairin basyapiti kabul edilen Duino Agitlari’nin bazilarinin da bulundugu yüzü askin siirini ona yazdi. Lou’nun tanidigi bir erkek daha, onun için, “Eger Lou Andreas-Salome’yi tanimamis olsaydim, sair olarak tüm gelisimimi etkileyen yollari seçmemis olabilirdim” diyordu.
Freud
Lou’nun duygusal anlamda degilse de düsünüs tarziyla etkiledigi bir diger ünlü erkek Freud’du. Bu öyle bir etkiydi ki Freud, Lou’nun psikanaliz saflarina katilmasini “hareketimiz için bir onur” olarak nitelendiriyordu ve hakliydi da. Salome, yasaminin ileriki yillarinda tanistigi psikanalize, kendini bütün varligiyla adamisti. Kendini belki de en iyi psikanaliz alaninda ifade etmisti. Çocuklugunda çok önemli yeri olan “hayal oyunlari” düsünüldügünde, bu sasirtici degildi. Çocukken gördügü insanlara kafasinin içinde yasamlar ören Lou, yasaminin son dönemlerini, var olan yasam örgülerini çözümlemeye adadi. Kliniklerde uzun yillar sürdürdügü psikanaliz uygulamalarinin yani sira bu konuda ciddi bilimsel makaleler ve bir kitap yazdi. Bunlar, “psikanalitik bir çalismayi elestirmek yerine pek sIk takdir etmedigi” Freud’un, “takdir etmekten kendini alamadigi” yapitlardi.
Lou’nun, onlarin sayesinde haksiz bir öneme kavustugu varsayilan üç kisinin onun hakkindaki yorumlari bunlar. Evet, Nietzsche, Rilke ve Freud, kendi sözleriyle elestirmenlere yanit veriyorlar. Elbette Lou Andreas-Salome’nin yasami bu üç kisiyle iliskilerinden ve onun hakkinda böylesi hayranlik dolu yorumlar yapanlar da bu üç erkekten ibaret degil.
Diger kadinlar
Bunlari söylemisken, Salome hakkinda iki yanlis anlamayi düzeltmek gerekiyor. Birincisi, Salome’nin entelektüel erkeklerin basini döndürüp onlari tuzaga düsüren bir dahi erkek avcisi oldugu kanisi. Salome, uzun ya da kisa bir süre birlikte oldugu bu erkekleri, duygusal ya da bedensel degil zihinsel bir düzeyde, düsünceleriyle etkilemisti. Birbirinden ayri üç alanda büyük önem kazanmis bu üç erkek, gördükleri güzellik karsisinda büyülenerek Lou’yu zihinsel anlamda yanlis degerlendirmislerse bu, Lou’dan çok bu erkeklerde aranmasi gereken bir kusurdur. Ikinci olarak, Salome’den bu denli etkilenmis olanlar veya onun yasaminda önemli yer tutanlar yalnizca erkekler degildir. Paul Ree ve Nietzsche’nin arkadasi olan Malwida von Meysenbug, Rilke’nin bir süre ayni evi paylastigi Loulou Albert-Lasard, Sigmund Freud’un kizi Anna Freud, yazar Frieda von Bulow gibi kadinlar da Lou’nun büyüsüne kapildilar. Ama 19. yüzyilin erkek egemen dünyasinda (buradan 20. yüzyilin böyle olmadigi sonucu çikarilmamali) varlik gösteremedikleri için mi yoksa gösterdikleri varlik, bu dünya tarafindan önemsenmedigi için mi bilinmez, bunlarin Lou’ya iliskin yorumlari fazlaca dikkate alinmadi. Bu da kendi gibi yazar ve düsünür olan kadinlar arasindan siyrilan Lou’nun, yasadigi döneme nasil bir damga vurdugu ve kisiligi hakkinda önemli ipuçlari veriyor.
Kadinlardan söz etmisken, Elisabeth Nietzsche’den sonra, Lou Andreas-Salome’ye ciddi elestiriler yönelten ikinci kisiden, Hedwig Dohm’dan söz etmemek olmaz. Zamanin radikal feministlerinden Dohm’un, Salome’ye en büyük elestirisi, onun feminist harekete katilmamasiydi. Hatta katilmamak bir yana Lou, harekete zarar veriyordu. Mesleki açidan etkin bir kadin oldugu halde, kadinlarin bu tür etkinlige kendilerini vermelerine karsiydi. Bunun anlami, Lou’nun kadinlara “evinin kadini” olma görevini yüklemesi kesinlikle degildi. Lou’ya göre kadin, kendi özel yeteneklerini gelistirmek için çalismaliydi. Aslinda Dohm’unki gibi radikal degil daha akilci bir açidan bakildiginda, bu tavir, kadinin yasamdaki gizil gücünü bularak onu gelistirmesi, Maslow’un deyimiyle “kendini gerçeklestirmesi” anlamina geliyordu. Feminizme zarar verdigi düsünülen bu bakis açisinin özellikle geleneksel kaliplara sIkIstirilmis kadin yasaminda ne kadar derin bir degisiklik yapacagi konusunda fazla söze gerek yok.
Bazilarina göre Salome, hiçbir zaman feminist olmamisti. Ama Lou Andreas-Salome, kadinlarla ya da erkeklerle olsun, bütün insan iliskilerinde kendini karsisindakiyle esit görüyordu. Erkeklerden bir eksigi oldugunu hiçbir zaman düsünmemisti. On yedi yasindayken, popüler bir din adami olan Peder Hendrik Gillot’ya ondan ders almak istegini dile getirdigi cüretkar bir mektup yazdiginda ya da yirmi bir yasindayken, Paul Ree ve Nietzsche ile birlikte entelektüel bir üçlü yasama modeli tasarladiginda, kendini bu erkeklerle esit düzeyde görüyordu.
Aslinda bu tavir, onun tüm yasamina damgasini vurmustu. Lou Andreas-Salome, hiçbir zaman kendini bir insan, bir kadin, bir yazar ya da bir düsünür olarak kanitlamaya ya da kabul ettirmeye gerek görmedi ve bu yönde herhangi bir çaba göstermedi. Salome, yasamini “dogal kuvvetlerin isleyisine benzer bir zorunluluk duygusu”nun yönettigini söylüyordu ama aslinda zorunluluk adini verdigi bu duygu, onun özgüveninden baska bir sey degildi. Çevresindeki insanlari ona çeken ve baglayan da belki bu özgüven ve onun getirdigi dogallikti.
Lou Andreas-Salome, kendi deneyimlerinden yola çikarak gelistirdigi fikirlerini çok sayida makaleyle yaziya döktü. Bu makaleler, baslica üç konu üzerineydi: Din, ask ve psikanaliz. Bunlar, onun yasaminin belli dönemlerinde agir basan konular gibi görünse de onun kisilik özellikleri isiginda, aslinda belli dönemlerde yasamin kendisiydi. Salome için yasam, önce din, sonra ask ve daha sonra da psikanaliz oldu. Yasama nasil bir tutkuyla bagli oldugunu 1882′de, yirmi bir yasindayken Petersburg’dan sonra gittigi ilk Avrupa sehri olan Zürih’te yazdigi siirle anlatiyordu:
Var olmak! Ve düsünmek! Bin yillarca…/Daha sIkI sar beni kollarinla/Eger verecek mutlulugun kalmadiysa/Olsun! Baska acilarin var ya…
Nietzsche, bu siirden, özellikle de son iki dizesinden öyle etkilenmisti ki, ona bir beste yapmis ve siirdeki, yasamin getirmesi olasi her seyi kabul etme istegine, en önem verdigi degerlerden birini, kahramanligi yakistirmisti.
Angela Livingstone, “Salome: Yasami ve Yapitlari” adli kitabinda Lou Andreas-Salome’nin yasamini bütün yönleriyle ele aliyor. Anlatiminda, Lou’nun son dostlarindan biri olan Ernst Pfeffier’inkiler basta olmak üzere pek çok kaynaktan yararlanan Livingstone, bu 19. yüzyil kadin düsünürünün yasamindaki gizemleri bir bir çözüyor. Kitapta ayni zamanda Lou’nun yasami ve düsüncesine iliskin önemli ipuçlari veren kurgu ve kurgu disi yapitlarindan parçalar da bulunuyor ve kitap, birilerinin sevgilisi ya da arkadasi olarak degil, bagimsiz bir insan, düsünür ve yazar olarak Salome’yi anlatiyor. Zaten Salome de yazinsal ve düsünsel kimligiyle ve farkli kisiligiyle basli basina bir inceleme konusu olmayi hak ediyor.
Cumhuriyet Gazetesi Pazar Dergi eki, 25 Mart 2001, Sayi: 783, Sayfa: 6-7
SALOMÉ (Yaşamı ve yapıtları) - Angela Livingstone / Ayrıntı Yayınları
Salome’nin biyografisinin anlatıldığı bu kitaptan alıntılar:
“Almanca konuşulan topraklarda son 150 yıldır hiçbir kadın, Petersburg’lu Lou von Salomé kadar güçlü ve dolaysız bir etki yaratmamıştır.” Kurt Wolff 15——————————————————————————–
Lou Andreas-Salomé ismini çevreleyen büyüklüğün kaynağı, genellikle ona eşlik eden ve aralarında Friedrich Nietzsche, Rainer Maria Rilke ve Sigmund Freud’un öne çıktığı isimlerdir. 15
——————————————————————————–
Lou Andreas-Salomé’nin yaşamı boyunca, tanımlanamayan, olağanüstü güçlü bir kişilik taşıdığı söylenebilir. 18
——————————————————————————–
“Hedefler, benim için asla bir seçim olmamıştır ve seçme duygusunu gerçekten hiç tanımadım, ama içimde, doğal kuvvetlerin zorunlu işleyişine çok benzeyen birşey buldum”
Sadakat ve sevgi ortamı, Lou’da başkalarına güvenme eğilimi ve sürekli bir minnetarlık yarattı.
27
——————————————————————————–
Ancak gerçekte Lou’nun anne babası ona karşı yumuşaktılar ve annesi sonraları onun için “çok az genç kız onun gibi herşeyi kendi istediği biçime sokmuştur” diyecektir. 28
——————————————————————————–
“Gitmene izin verdiğimde, seni özgür bırakmıyorum. Uzaktayken bana iki kat daha fazla ait olacaksın. Verdiğin söz, ömrün boyunca geçerli.” 43
——————————————————————————–
..Elbette, zihninin cazibesinden başka bir cazibe sunmakla ilgilenmeyen genç ve çekici bir kadınla karşılaşmak şaşırtıcıydı, fakat bu kadar çok sayıda insanın Lou’nun zihninin büyük amaçlar için kullanılması gereken sıradışı bir güç olduğuna ikna olması yine de kayda değerdir. 47
——————————————————————————–
“Bir kartal gibi keskin zekalı, bir aslan kadar yürekli” Nietzsche 49
——————————————————————————–
..Bu sırada Rée’de bir başka zihnin aydınlığını ve sıcaklığını arıyordu. 53
——————————————————————————–
Niyeti, küçük bir aydın topluluğu oluşturmaktı. 55
——————————————————————————–
Bu tür ruhları arzuluyorum. Hatta o ruhları bulmak için ava çıkmayı planlıyorum. 59
——————————————————————————–
Nietzsche’ninki bilinen aşklardan değildi, engin ve yüceydi. 65
——————————————————————————–
..”Arkadaşların herşeyi ortaktır” olan bir “Pisagorcu arkadaşlık”tı. 68
——————————————————————————–
Nietzsche daha sonra Overbeck’e o yaz yaşantıladığı en yararlı şeyin, Lou ile konuşmaları olduğunu bildirmişti: “Zekamız ve zevklerimiz en derin noktada birbirine bağlı…Bizim aramızdaki gibi bir felsefi açıklığın daha önce yaşanıp yaşanmadığını merak ediyorum.” 73
——————————————————————————–
Yıllar sonra Lou, orta sınıftan kızlar arasında bekarete geleneksel olarak verilen değerden vazgeçilmesinin büyük bir hata olduğu görüşünü öne sürmüştür: Bekaret onları verimliliğe hatta kahramanlığa götürebilir. 74
——————————————————————————–
Cinsel aşk açısından büyük beklentileri olması kadının tüm uzak görüşünü bozar. 74
——————————————————————————–
Duygularımıza girmeyen şey, düşüncemizi fazla meşgul etmez. 78
——————————————————————————–
Bazen vicdanımızın büyüklüğü beynimizin büyüklüğüyle ters orantılıdır. 79
——————————————————————————–
“Kadınların düşünceleri kalplerinden doğar” gibi kimi ifadeleri onun hemcinsleriyle arasına mesafe koyduğunu gösterir. 80
——————————————————————————–
Evlilik, sevginin katilidir; evli eşler “birbirleri için önemsizdirler”. Lou (Nietzsche’nin aksine) kadınların sevgide cinselliğe en son gelmeleri bakımından (erkekler onunla başlarlar) erkekelerden daha yüksek olduğunu söyler. Sevgi, arkadaşlığın bayağı alt sıralarındadır; arkadaşlık, sevgiye ve daha da kötüsü cinselliğe dönüşerek yok olma riskinden korunmalıdır, çünkü “bedensel tutkudan ruhsal sempatiye giden yol yoktur, ama ikinciden birinciye gidilebilir”
Kendini bilmek, yani bu riski (ve ürününü) önleme aracı, en temel değerdir. 81
——————————————————————————–
Lou’nun Rée için düşüncelerini kağıda geçirdiği süre boyunca Rée, platonik bir aşığın yazmaya cesaret edebileceği kadar bedensel aşk mektupları yazıyordu. 83
——————————————————————————–
..Şen Bilim’de Nietzsche, gülebilen ve dans edebilen filozofu övmüştü; Zerdüşt kişiliğinde o filozof kendisidir. Kitapta acı vardır ve bunun bir parçası Lou von Salomé’nin yarattığı düş kırıklığının dolaysız yansımasıdır. 88
——————————————————————————–
“Soylu, ruhsal ve derin sevgi uyandıran bir kadınla ilişkilerimizde en sonunda onun mülkiyetini de elde ettiğimizde her zaman kazandığımızdan fazlasını yitiririz.” 96
——————————————————————————–
Bu yıllar içinde Lou’nun cinsel tehlikeye karşı direnci yalnızca birkez kırılacak gibi oldu: Georg Ledebour ile ilişkisinde.. 109
——————————————————————————–
Yeterince açık görülüyor ki Lou bir erkekle genellikle arzu edilir ve normal kabul edilen tam evlilik birlikteliğini istemiyordu. Lou, çektiği güçlüklere ve kendisine ve başkalarına verdiği acıya karşın, belki de tamamen ideal bir başka aşk yaşamına işaret ediyor gibi görülmelidir. 110
——————————————————————————–
“Bir insan bilgisiyle ne kadar uzağa erişse de, kendisine ne kadar nesnel görünse de, en sonunda yanında götürebileceği tek şey kendi biyografisidir.” Nietzsche 139
——————————————————————————–
“Benim işaretim ve habercim ol ve yaşamımı şenliğe dönüştür.” Rilke’den Salomé’ye 157
——————————————————————————–
Lou’nun ve Rilke’nin ortak özelliği, yönlendirici bir kader duygusuyla suçluluk duymamalarıydı. 159
——————————————————————————–
Büyük zihinler buluştuğu zaman olanları duymak her zaman ilgi çekicidir. 178
——————————————————————————–
Lou, bundan on dokuz yıl önce Roma’da Gillot’ya mektup yazdığında gerçekten de ergenlik dönemindeydi ve bir ömür boyu aşkı reddetmeye ve yalnızca zeka için yaşamaya karar vermişti. 189
——————————————————————————–
Bana karşı çıkıyorsun, ama ben buyum ve bu olmaya niyetliyim ve haklıyım! Böylece Gillot’nun gösterdiği son ilgiyi kendinden uzaklaştırmıştı. 189
——————————————————————————–
Eğer sonraları bir gün kendini kötü hissedersen, en kötü saat için ikimizin bir yuvası olduğunu unutma. 190
——————————————————————————–
“Kişi en sonunda, arzu ettiği şeyi değil, arzusunu sever.” Nietzsche 211
——————————————————————————–
Ama kadının erkekten daha az etkin olduğu söylenmemelidir. Kadın, çocuğu yaparken, doğrurken, beslerken ve büyütürken tamamıyla etkin, aslında erkeksidir.. 216
——————————————————————————–
Aşk tutkusu, benliğimize en derin giriştir, bin kat yalnızlıktır… Sevilen nesne..yalnızca buna yol açan nedendir. 220
——————————————————————————–
“Psikanalizin başka biri için bu kadar önemli olabileceğini asla düşünmezdim” Freud 229
——————————————————————————–
“İyimserler duyguya saygı gösterenlerdir.”
”Tutkudan ölmek yaşamdan ölmektir.”
”Acı, mutluluğun üzerindeki vurgudur.”
”Sevmek yüce tutmaktır” Lou Von Salomé
283
——————————————————————————–
..kadınlara özgü olmayan bir biçimde, aşık olmayı, aşık olunmaya yeğlemesi olduğunu söylediğini anımsar..
Daha çok şuna benziyor: Eğer biri elini bir gül çalısının içine daldırırsa elini çiçekler dolduracaktır. Elindeki çiçekler ne kadar çok olsa da çalının bolluğuyla karşılaştırıldığında azdır. Yine de elini dolduran, onun çiçeklenmenin tamamını yaşantılaması için yeterlidir. ( 306
——————————————————————————–
Başıma her ne gelirse gelsin, arkamda beni kucaklamak için açık kollar olduğu inancını asla kaybetmem.
[img]
kaynakça:
http://www.toplumdusmani.net/kimdir/lou-andreas-salome/kimdir-biyografisi/
Gerçekten de çok ilginç bir kadın ve düşünceleriyle dönemin düşünürlerini etkilemişti.kendisini araştırdım ve açıkçası düşünceleri ve kişiliği itibariyle etkilendiğim bir kişi.bu yüzden sizinle paylaşmak istedim.nietzsche sevenler salomeyi çok iyi tanırlar buna eminim umarım paylaşım yararlı olacaktır.eğer gerçekten ilgilenenler olursa salomenin biyografisini anlatan kitabı okumalarını tavsiye ederim.
_________________
DARK ANGEL IN THE FOREST
Başa dön
Sponsor Linkler
Tarih: Google ve Sponsor Baglantilari
Mesaj konusu: Sizde bu bölüme reklam verebilirsiniz !
:
#
Başa dön
deleuze
Geçerken Uğrayan
Kayıt: May 10, 2006
Mesajlar: 4
Tarih: Sal Nis 22, 2008 6:35 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#2
nietzsche.... ve salome.. salome ye olan aşkını bilmeyen yok.. yazdığı bir mektup vardı... şimdi şebnem abla söylüyor.. korkarak yaşıyorsan.. bunun dışında salomeyi pek tanımıyorum..
Başa dön
salome_
Geçerken Uğrayan
Kayıt: Apr 28, 2008
Mesajlar: 11
Nerden: planet caravan@istanbul
Tarih: Prş May 08, 2008 1:15 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#3
Forumlarda senelerdir dolasırım ve yaklasık olarak 8senedir nickim salome dir.İlk kez boyle birseyle karsılastım verılen cevabın 1olması umrum olmaz.Salome nin merak edilip arastırılması hemde bu emeği burda insanlarn bilgisine sunmak cok cok güzel.Ellerine sağlık...Lou onu gercekten anlayana ve tanıyabılene müthişbir kadın...Çokta fazla bilgi için o kitap gercekten bulabileceğimiz tek kaynak neredeyse(ne yazık ki)...
Başıma her ne gelirse gelsin, arkamda beni kucaklamak için açık kollar olduğu inancını asla kaybetmem.
_________________
öldüğümde beni aramayın,ben özgürlük rüzgarıyım...
Başa dön
bloodyangel_666
Salome
Kayıt: Nov 06, 2007
Mesajlar: 492
Nerden: ruhumun karanlığından (aydın - izmir)
Tarih: Prş May 08, 2008 8:30 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#4
ben de arkadaşım sayesinde tanıdım salomeyi ve etkilenmedim desem yalan olur.araştırma yaptım elbet ama henüz biyografisini anlatan kitabı bulamadım okumayı çok istiyorum çünkü.düşünceleri çok iyi ve beni çekmiyor değil.cvp yazıp yazmamalarını umursamıyorum zaten önemli olan isteyen okusun.ama açık söylemek gerekirse ilgilenen bir kişi de olsa buna sevindim
_________________
DARK ANGEL IN THE FOREST
Başa dön
salome_
Geçerken Uğrayan
Kayıt: Apr 28, 2008
Mesajlar: 11
Nerden: planet caravan@istanbul
Tarih: Prş May 08, 2008 11:06 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#5
Yaa bulunmuyor zaten ben de Aydın'ydım 3seneye kadar bu arada orlarda zaten mumkun değil İzmir'dede bulamamıstım kısmet İstanbul'a imis...Burlardan tanıdık varsa aldır yer ben soylerım...Lakin kitap aydın'da suan
Başa dön
Mesajları göster:
Hepsi
1 Günlük
7 Günlük
2 Haftalık
1 Aylık
3 Aylık
6 Aylık
1 Yıllık
eskiden-yeniye
yeniden-eskiye
metaltr.net Forum Ana Sayfası
->
Felsefe - Sosyoloji - Psikoloji
Tüm saatler GMT +1 Saat
1
. sayfa (Toplam
1
sayfa)
Forum Seçin:
Bir Forum Seçin
Müzik/Genel
----------------
Metal Genel
Rock Genel
Yerli Gruplar
Yabancı Gruplar
-- Şarkı Sözleri
Türk Rock
Dış Sesler
Konser & Etkinlikler
Albüm Haberleri
Dergi Paylaşım Platformu
Müzik Market
----------------
Eleman Arıyorum!
Müzik Aletleri
Gitar / Tab
Stüdyo Prova Kayıt
Alım / Satım
Serbest ALAN
----------------
Güncel Haberler
Geyik
SERBEST KURSU
Felsefe - Sosyoloji - Psikoloji
Edebiyat
Karalamalar
Film Dizi Sinema Kültür Sanat
Internet / Bilgisayar / Teknoloji / Oyun / ..
-- Radyolar
Logmania
Komik / İlginç Resim / Video
Mekan
----------------
Mekanlar / Pasajlar
-- Cafe/Barlar
-- Tattoo ( Dövme ) & Piercing
Üniversiteler
MetalTR.NET
----------------
MetalTR.Net Hakkinda
Bu forumda yeni konular
açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap
veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı
değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı
silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy
kullanamazsınız
Powered by
phpBB
© 2001, 2002 phpBB Group
Türkçe Çeviri : Onur Turgay & Erdem Çorapçıoğlu
phpBB template by
Spectre
:: Ported for PHP-Nuke by
nukemods.com