Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
PlagueAngel Zehir Hafiye
Kayıt: Feb 15, 2006 Mesajlar: 219 Nerden: Ankara
|
Tarih: Pzr Ksm 16, 2008 7:15 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #81 |
|
Ben senin erkeğin olamayacak kadar safım artık.Seni deliler gibi bile deyemeyeceğim şekilde seviyorum.Ve bu bana hiçbirşeyin farkına varamayacağım kadar büyük bir saflık katıyor.Geçen gün bakkalın çırağı kandırdı beni.İki tane çocuğa senin yere düşen fularını vermesi karşılığında verdiğim onca paradan sonra aldığım fuların cüzzi bir miktara yerde bulunduğu öğrendim.Anlayacağın ben senin erkeğin olmayacak kadar safım.Aslında bu senin işinede gelebilir belki.Beni daha kolay aldatadabilirsin... _________________ umut düşmedikçe nüfustan da kayıt düşmezmiş...
nüfustan kaydın düştüğü an .. ki o an ölümün ismi artık resmileşirmiş...
umudun yitirilmemecesine hitaben...
her gün bir umut doğuverir... |
|
Başa dön |
|
|
Sponsor Linkler
|
Tarih: Google ve Sponsor Baglantilari Mesaj konusu: Sizde bu bölüme reklam verebilirsiniz ! |
: # |
|
|
|
Başa dön |
|
|
PlagueAngel Zehir Hafiye
Kayıt: Feb 15, 2006 Mesajlar: 219 Nerden: Ankara
|
Tarih: Cmt Ksm 22, 2008 5:04 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #82 |
|
Gözlerim teninden yavaşka kayıp gidiyor.Bütün vücud hatlarını en ufak pürüzüne kadar beynime bir kabartma gibi işliyorum.Sende bunlara karşılık bakışlarını gözlerime bir tuğra gibi kazıyorsun.Bu tuğra sayesinde dünyada dördüncü boyutu yakalıyorum.Ve o dördüncü boyut dört yerimden aralıyor beni...Dünyaya içimi boş bir müsvetteyle beraber döküyor... _________________ umut düşmedikçe nüfustan da kayıt düşmezmiş...
nüfustan kaydın düştüğü an .. ki o an ölümün ismi artık resmileşirmiş...
umudun yitirilmemecesine hitaben...
her gün bir umut doğuverir... |
|
Başa dön |
|
|
PlagueAngel Zehir Hafiye
Kayıt: Feb 15, 2006 Mesajlar: 219 Nerden: Ankara
|
Tarih: Çrş Ksm 26, 2008 6:06 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #83 |
|
Siyahın karamsarlığı bu kadar çabuk mu kaybolur?Bu kadar kolay mı kaybolur?İnanmazdım ama oluyormuş...Senin üzerinde bu bile oluyormuş...
O bembeyaz teninin üzerinden kibarca kayıp giden siyah bu kadar mı masum görünür?İnanamıyorum kendime,dünyada ve gözlerime.Bu kadar muhteşem bir sanat olamazdı.Tanrı sanki sende hünerinin bir kısmını konuşturmuştu.Muhteşem bir masumluk...Masumluğun beraberinde karartmayı çok az şeyin becerebildiği bir karanlık...Ve bu karanlığı boğazlayıp bir kenara atabilen sen...
İnanamıyorum gözlerime ve gözyaşlarıma hakim olamıyorum...Karşımdaki insanın beni hatırlayamamasına nalet ediyorum.Kör olmak için gözlerime damarlarımı teker teker sokuyorum... _________________ umut düşmedikçe nüfustan da kayıt düşmezmiş...
nüfustan kaydın düştüğü an .. ki o an ölümün ismi artık resmileşirmiş...
umudun yitirilmemecesine hitaben...
her gün bir umut doğuverir... |
|
Başa dön |
|
|
monolog Veled-i METAL
Kayıt: Aug 20, 2008 Mesajlar: 142 Nerden: :)
|
Tarih: Prş Ksm 27, 2008 2:46 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #84 |
|
beyaza ışık eşlik ederken siyaha karanlık eşlik eder. karanılığına gömülmüş bir çok hayat biliyorum. onların sevgisi karanlık ve huzursuzdur... huzur beyaz damıdır peki? bir hatun düşün sapsarı saçlı bembeyaz teni ve teninden süzüken ince uzun elbisesi ile sanki yüzüklerin efendisinden fırlamış gibi. söyleyebilir misin bana beyaz neden saflığı temizliği huzuru temsil eder. gece ne renktir? _________________ *uç uç zaman... |
|
Başa dön |
|
|
el-kafirun Kafir Kitabesi
Kayıt: Apr 08, 2008 Mesajlar: 721 Nerden: Ankara
|
Tarih: Cum Ksm 28, 2008 10:27 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #85 |
|
Karnımın üzerinde dolaşan neşter çok korkutuyor beni. Özelliklede neden hiç titremediğini çok merak ediyorum. Sanki ara sıra ameliyat olacağımı düşünüyorum ama burada daha bir gariplik var. Kendimi daha çok sergiye çıkacakmış gibi hissediyorum. Hatta açık arttırmada beni satabilirsin belki. Ama milletin Frankenstein’s benzettiği bu melez vücudu kim ister çok merak ediyorum…
Ama kesilişimi izlerken sana isteklerimi bildirmeden de edemeyeceğim ya. Önce yağ tabakamı yavaş araladıktan sonra organlarımı çıkart ortaya. Kalbim biraz büyük olabilir diğerlerine göre oda sevgi açlığı çektiğinden olsa gerek. Bu arada sana bir sır vereyim mi? Arkandaki duvardan işlere şahitlik için şeytan izliyor bizi. Ve mutluluk çığlıkları atıyor içten içe. Ama o bile merak ediyor neden gözbebeklerinde hiçbir kıpırdama yok? Neden hiçbir titreşim bile yaşamadan kasıklarımdan akan kanı izliyorsun?
Artık ölümün soğuk teniyle karşılaşmaya o kadar alıştım ki. Senin izlemek bana ilk günlerdeki o meçhul korkumu hissettirmiyor. Sen sadece hayatımdan eksilen iptal olmuş bir vakasın. Ve ben bu vakanın dünyaya kapanışı yaparken kaliteli bir gösteri izletmesini istiyorum o kadar. Ama bana uzaktan bakanlar sadece soğukkanlı bir piç görüyorlar. Bense bu aptal fotoğrafın altında, bu soğuk yüzün altında saklı olan sanat düşkünü ve devasa kapanışları seven sanatçıyı ortaya çıkartmaya çalışıyorum. Hatta ense kıllarımın diken diken olduğunu hissederek şeytanında artık misafirim olduğunu biliyorum. Ve sana şunu da hatırlatıyorum ki dünyaya şu an senin o ölmüş gözbebeklerinden bakıyorum. S enin artık bakmaya dermanı kalmamış gözlerinin yansımasından görüyorum dünyayı. O yansımadan görüyorum dolaşan hayaletleri…
_________________ Ey!.. Ademoğlu..
Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam.
Siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz.
Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.
Sizin dininiz size, benim dinim banadır... |
|
Başa dön |
|
|
PlagueAngel Zehir Hafiye
Kayıt: Feb 15, 2006 Mesajlar: 219 Nerden: Ankara
|
Tarih: Cmt Arl 06, 2008 11:50 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #86 |
|
Keşke...
Ruhumu sen kopartsaydın da bari o zaman gerçekten benle bir defa temasa geçseydin.Bir defa olsun senle yaşanan bir tamasımı sıcak olarak karşılasaydım.Bunu bana acı vermek için dahi yapsan emin ol beni küçükken pembe panteri izlediğimden daha çok mutlu ederdin.Hatta abimle futbol oynadığım andan bile...
Keşke...
Bana yapılan bütün psikiyatri testlerine depresyonda çıkmasaydım.Keşke o testleri saklama derdinden kurtulsaydım.Güleç bir şekilde bakabilseydim o saçma sapan testlere ve bana o testleri yapanlara...
Keşke...
Hayatımdaki herşeyi açıklamak zorunda kalmasaydım.Bunları açıklamak yerine karşımdakilerin düşünmesi gerektiğini onlara söyleseydim.Yaptığım her hamleyi haritasıyla beraber duvara asmak zorunda kalmasaydım.
Keşke...
Düşüncelerimi siyah beyaz bir televizyonda senle yan yana çekirdek çitlerken izleseydim.Bunu yaparken bir battaniye altında olsaydık ikimiz.Ellerimizi çekirdeklerden ayırdığımız her saniye birbimizin elinde olsaydı.Ve bunu yaparken gözlerimizde mutluluk nağraları atan birer dev barındırsaydık... _________________ umut düşmedikçe nüfustan da kayıt düşmezmiş...
nüfustan kaydın düştüğü an .. ki o an ölümün ismi artık resmileşirmiş...
umudun yitirilmemecesine hitaben...
her gün bir umut doğuverir... |
|
Başa dön |
|
|
metabolic DNA
Kayıt: Nov 20, 2004 Mesajlar: 1397 Nerden: istanbul
|
Tarih: Pts Arl 08, 2008 12:31 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #87 |
|
Ve yüksek dört duvar bulup ortasına kurulup seni yaşatmalı; yeşili olmalı gözlerinin, kaşların gitmeli bir uçtan bir uca ve saçların sarı olmalı. Bedenin solgun, yokluğumdan acıyor durmalı, üstelik soğuk olmalı ve ben her gün batımında sana sarılmalıyım kokmalısın ama biz kokmalı... Her şafak vakti tenin tenimde, avuçlarımda olmalı ellerin. Gözlerin, gözlerime uyanmalı. Akılda durmayan zaman dört duvar arası sıkışmalı tik, tak durmalı. Ardına düşmeli...!
Söz yitiminde, sadece seni dilenebilirken yokluğundan, kanatırcasına ısırıp dudaklarımı adını yazmak istiyorum geçtiğim, geçeceğim her yere. Gittiğim her yerden kokun düşerken aklıma, bir sokak köpeği açlığında ve nasıl ısıtacak güneş gidişindeki soğukluk yanımdayken bilmeden, nasıl yaşarım? Keşke; olsan ve söylesen... _________________ bin schon zu alt und zähl sie doch
kein Engel kommt um euch zu rächen
Heimlich werd ich auferstehen
Gott weiß ich will kein Engel sein |
|
Başa dön |
|
|
PlagueAngel Zehir Hafiye
Kayıt: Feb 15, 2006 Mesajlar: 219 Nerden: Ankara
|
Tarih: Pts Arl 08, 2008 8:05 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #88 |
|
Ölüm ölüm sevsem seni...Sonsuzluğun iki küçük sineği olsak.Ve balık gibi hafızamız silinse fakat sadece birbirimizi unutmasak.Böylece durmadan eğlensek.Aynı espriye yüzlerce defa gülsekte hiç sıkılmasak...Ne güzel olurdu değil mi?Beni üzmeyi düşüncek vakti bulamazdın bile... _________________ umut düşmedikçe nüfustan da kayıt düşmezmiş...
nüfustan kaydın düştüğü an .. ki o an ölümün ismi artık resmileşirmiş...
umudun yitirilmemecesine hitaben...
her gün bir umut doğuverir... |
|
Başa dön |
|
|
PlagueAngel Zehir Hafiye
Kayıt: Feb 15, 2006 Mesajlar: 219 Nerden: Ankara
|
Tarih: Çrş Arl 10, 2008 12:18 am Mesaj konusu: |
Mesaj: #89 |
|
Küçücük bir fotoğraf...Çeken makina için bir saniyelik zahmetsiz bir işlem.Peki ya benim için?Peki ya diğer insanlar için?Neler ifade ettiğini o basit makinaya anlatabilir misin?Ben senin fotoğrafını elime aldığımda içimde bir bir kopup yere düşen parçalarımı makinayı geçtim kime anlatabilirim?
Sen bir fotoğraftın ilk zamanlarda...Sonra yavaş yavaş büyüdün içimde.Kelimelerle resmini çizmeye başladım.Çizdikçe yeniden keşfediyordum seni.Sen istediğin kadar kendini gizlmeye çalışsanda kelimelerde o kadar net gözüküyordun ki...Vücudundaki her bir pürüzü biliyordum kelimeler sayesinde.Sırtını okşarken dördüncü kaburganın altındaki beni.Herşeyi öğrenmiştim...
Aslında şu an yazarken ve düşünürken bile güzel geliyor farkında mısın?
Dördüncü kaburganın altındaki ben...
Senin vücudun üzerindeki ben...
Sendeki bir ben...
Sen ve ben...
İşte gerçekten bu bir aşk galiba... _________________ umut düşmedikçe nüfustan da kayıt düşmezmiş...
nüfustan kaydın düştüğü an .. ki o an ölümün ismi artık resmileşirmiş...
umudun yitirilmemecesine hitaben...
her gün bir umut doğuverir... |
|
Başa dön |
|
|
el-kafirun Kafir Kitabesi
Kayıt: Apr 08, 2008 Mesajlar: 721 Nerden: Ankara
|
Tarih: Çrş Arl 10, 2008 9:01 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #90 |
|
Yürü sadece ve arkana bakmadan hoşça kal de
İllüzyon değil bunlar gerçeğin ta kendisi
Onlar kırmıştı yeterince
Senin parçalama zamanın
Onların cehenneme girme zamanı
Işığı söndür büyüsü bozulmasın
Sadece el salla onlara sürüde olmadığın için
Onlar kendi pislikleriyle yıkananlardı
Cehennemi hissetmelerini istiyorsan
Ateşe biraz daha tükür
Gerçek, gücün isteminde yatar
Altında inleyenler ise zevkin bağımlıları
O zaman beyinlere tecavüz etme zamanı
Onlar tükürüklerle yıkanırlar
Alacaklarımızı al
Gelecek onlara belalar getirecek
Sönmeyecek toprak kanı istedikçe
Kır zincirleri nefretin şehvetiyle
Bu gördüğün kandır
Sadece yürü ve elveda de
Sadece yürü
Sadece
Sadece gebert onları gökyüzünün şahitliğinde
Asıl şehitler kanı akıtan ise
Kan akıtma zamanı alaca kızıllıkta
Gerçek gücün isteminde yatar
Güç tanrıda değil
Yarattığın yalanlarda sanrılar görme zamanı değil
Uyan bu derin uykudan
Buz kesilme zamanı kanın günahlarında
Sadece yürü arkana bakmadan
Sadece gebert
Tükürüklerle yıkanan pislikleri
Cehennemde inlerken görmek uğruna
Zaferle kutsanmış çığlıklar
Ardı sıra cesetler var kara meydanda
Ne kadar güzel olduğunu anla
Kan renginin _________________ Ey!.. Ademoğlu..
Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam.
Siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz.
Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.
Sizin dininiz size, benim dinim banadır... |
|
Başa dön |
|
|
PlagueAngel Zehir Hafiye
Kayıt: Feb 15, 2006 Mesajlar: 219 Nerden: Ankara
|
Tarih: Prş Arl 11, 2008 12:48 am Mesaj konusu: |
Mesaj: #91 |
|
Poff!!İşte uçtu hayallerim bu sesle beraber...
Sen bir bulmaca gibisin aslında biraz da...Her harfle sana daha fazla yaklaşıyorum farkında mısın?Kelimeleri bu kadar iyi kullanabildiğimi bilmezdim aslında.Küçük bir taşı işledim ve olabildiğince çok kullanıyorum onu.Her yüzüyle yazıyorum bitene kadar.Hani top olana kadar o taş.Ve hayallerim taşlaşana kadar.Sen taşlaşana kadar...
Demiştim ya her harfle daha çok yaklaşıyorum diye...Simgesel bir dünya yaptım kendime bunlarla beraber.Hatta elimin üzerinde geçmeyen bir tırnak izi var.Ölmüş oradaki dokularım.Sıkar dokusu olmuş ve seni oraya sabitlemiş...
Aslında bazen de yazamıyorum...Kilitleniyor beynim, elim ve ayaklarım.Nefret ediyorum işte o zaman her şeyden.Duvarları yumrukluyorum elimin kemikleri kırılıp kum olana kadar...Camlara avucumu açıp içinde gezdiriyorum tüm damarlarım parçalansın diye.Ve sakinleşemiyorum...Nefretim vücudumu ele geçiriyor...Yardım et...
Yardım et kurtulamıyorum bu kapandan...Ağlıyorum belki bir faydası olur diye.Belki bir rahibimdir diye gözyaşlarımı atıyorum etrafı beni kurtarması dileğiyle.Ama faydası yok...
Artık acıdan ağlıyorum.Kurtar beni lütfen.İstediğini yapacağım bunun karşılığında.Gerekirse dönüp gideceğim...
Ölümüm gözbebeklerinde olsun aşkım...
Ölümüm kum kum kemiklerime yazılsın karıncalar tarafından...
Ve senle aynı mezara girelim soy adlarımız aynı bir şekilde...
Ağlıyorsun?
Bende... _________________ umut düşmedikçe nüfustan da kayıt düşmezmiş...
nüfustan kaydın düştüğü an .. ki o an ölümün ismi artık resmileşirmiş...
umudun yitirilmemecesine hitaben...
her gün bir umut doğuverir... |
|
Başa dön |
|
|
PlagueAngel Zehir Hafiye
Kayıt: Feb 15, 2006 Mesajlar: 219 Nerden: Ankara
|
Tarih: Cmt Arl 13, 2008 3:17 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #92 |
|
Ölmek...Ne kadar da söylemesi basit değil mi?Ne kadar istemesi kolay bir durum.Her şeyden kaçmak ve ortalıktan tamamen kaybolmak.Arkandan sadece 3-5 kelime ile anılmak belirli bir süre sonra.Korkarca, amaçsızca!Çalışmayan bir beynin seçebileceği en kolay yol bu!
Neden gülmeyi tercih etmez bu beyin?Neden sağlam durabilmeyi seçmez?Neden,neden,neden...Bu kayıtsızlığa o kadar dair "neden" ile başlayan o kadar çok soru buluyorum ki kendime bile inanamıyorum...
Karamsarlığın başyapıtları nedendir bilmem ama bana hep ölümü çağrıştırıyor.Bir şeye çok sinirlensem ve buna karşı çözüm bulamazsam direk ölüp gitmeyi diliyorum.Ve bunu sadece ben yapmıyorum.Bunu yapmayan insanlar bir elin parmakları kadar az değil mi?Sizler kendinize bir sorun bakalım hiç ölmeyi istemediniz mi?Hiç kaçmayı seçmediniz mi sizde benim gibi?Evet sorularla boğuyorum etrafı farkındayım ama artık bende bazı şeyleri kusma gereksinimi duyuyorum!
Etrafıma baktığımda esas mutluların ölmeyi en az insanlar olduğunu görüyorum.Sanki onların hiçbir sorunu olmuyor mu?Elbette oluyor.Ever içinizden şunu biyenler var "onlarınki de dert mi biz neler çekiyoruz şu dünyada".Ağrı eşiklerine göre düşünürsek gayet de ölmeyi istetecek dertler onlarınki de.Peki ya neden onlar istemiyor ölmeyi de bizler istiyoruz?Neden kaçmayı bu kadar çok seviyoruz?
Yoksa hiçbirimiz kaçacağımız yerde bizi acizliğimizin,ezikliğimizin ve aptallığımızın karşılayacağını bilmiyor muyuz? _________________ umut düşmedikçe nüfustan da kayıt düşmezmiş...
nüfustan kaydın düştüğü an .. ki o an ölümün ismi artık resmileşirmiş...
umudun yitirilmemecesine hitaben...
her gün bir umut doğuverir...
En son PlagueAngel tarafından Cmt Arl 13, 2008 3:21 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi |
|
Başa dön |
|
|
PlagueAngel Zehir Hafiye
Kayıt: Feb 15, 2006 Mesajlar: 219 Nerden: Ankara
|
Tarih: Cmt Arl 13, 2008 3:18 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #93 |
|
Kendi suçlarımı kendi yüzüme vurdum galiba...Çarpan duvar değildi demek... _________________ umut düşmedikçe nüfustan da kayıt düşmezmiş...
nüfustan kaydın düştüğü an .. ki o an ölümün ismi artık resmileşirmiş...
umudun yitirilmemecesine hitaben...
her gün bir umut doğuverir... |
|
Başa dön |
|
|
metabolic DNA
Kayıt: Nov 20, 2004 Mesajlar: 1397 Nerden: istanbul
|
Tarih: Cmt Arl 13, 2008 4:17 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #94 |
|
gerçekler senin hayalinin yanında nedir ki ? Sen artık bu hayalimdeki kadar uysal, düşlerimdeki kadar seven olabilir misin ki. Sen artık hayalimdeki sen değilsin ki. sen artık gerçek de değilsin öyle değil mi ? _________________ bin schon zu alt und zähl sie doch
kein Engel kommt um euch zu rächen
Heimlich werd ich auferstehen
Gott weiß ich will kein Engel sein |
|
Başa dön |
|
|
el-kafirun Kafir Kitabesi
Kayıt: Apr 08, 2008 Mesajlar: 721 Nerden: Ankara
|
Tarih: Sal Arl 16, 2008 8:33 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #95 |
|
Gülmek neydi sence? Ağzımı kulaklarıma doğru açmak mı? Gülemiyorum bu kara kışta ve üşüyorum. Geceleri battaniyeler yetmiyor beni ısıtmaya. Bumbuz hayallere dalıyorum sessiz odamda. Ardı sıra can çekişen camlarım kırılacak gibi. Rüzgar tersinden esiyor yine karanlığın içinden sızarak. Sarhoş bu şehir... Gece, elim ellerinden ayrıyken biçareyim yine.
Bırakma köle olabilirim kara sevdaya.
Sen her gece bu kapıyı çal yeter ki...
Sen her gece bu kapıda ol yeter ki...
Sen her gece sıcaklığınla yak yalnızlığın kaphe olduğu odamı. _________________ Ey!.. Ademoğlu..
Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam.
Siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz.
Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.
Sizin dininiz size, benim dinim banadır... |
|
Başa dön |
|
|
PlagueAngel Zehir Hafiye
Kayıt: Feb 15, 2006 Mesajlar: 219 Nerden: Ankara
|
Tarih: Cum Arl 19, 2008 5:15 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #96 |
|
"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor.Lütfen daha sonra tek..." ve kapandı telefon...
İçimi ısıtan bir soğukluk vardı sokaklarda.Ortalama üç buçuk - dört saattir yürüyorum.Ev veya herhangi duvarlarla kaplı bir yerde ısınmak istemiyorum.Şu an Isınmak eylemini gerçekleştirebileceğim en uygun yer herhalde iki adet kolun içi.Sırayla tüm sevdiklerimi arıyorum cep telefonumdan.Anneme zaten bir gün önce karşıyakada dua etmiştim, babam konuşmuyor benle ve evet abim! Offf lanet olsun o da yurt dışında ve o kadar çok kontörüm yok.Cebimdeki son parayla gidip kontör alıyorum.Tüm heveslerimi cebimden çıkartıp yüreğime ekledikten sonra arıyorum telefonunu..."Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor.Lütfen daha sonra tek..." ve kapatıyorum telefonu.O cebimden çıkarttığım son heveslerim, son hayat sevinçlerimde yüreğimden damla damla akıp gidiyor...Bu arada sırtım kaşınıyor ve elimi sırtıma attığımda sevdiğimden arta kalan tek şeye takılıyor elim...Küçücük ama zehirli bir hançer...
Ankara içimi ısıtmaya yetmiyor artık...Diyorum ya dört saatten fazla oldu yürümeye başlayalı.Kızılay, bahçeli ve Tunalı derken tüm sevdiğim yerleri birer birer es geçmeye başladım.Kar taneleri bir bir suratıma düşüyor ve bu sırada etraftan sesler yükselmeye başlıyor...Beş, dört, üç, iki, bir ve sıfır!Yeni yıl geldi ve bana destek olan tek şey kafama düşen kar taneleri...Yalnızlık diz boyu ve Ankara’dan ilk defa nefret ediyorum.Bir yandan da kulağımda çınlayan sarhoş naralarını dinliyorum.Galiba birkaç sene içinde bunları duyamaz hale geleceğim.Ama o zamana kadar bu naraların bile tadını çıkartmam gerekiyor anlaşılan bu is kokan Ankara'da...Yapabileceğim tek şey yeni sarmış olduğum sigaralarımdan birini daha yakmak ve keyifle gülümsemek.Hoşgeldin 2009...
Hepinizin yeni yılını şimdiden kutlarım... _________________ umut düşmedikçe nüfustan da kayıt düşmezmiş...
nüfustan kaydın düştüğü an .. ki o an ölümün ismi artık resmileşirmiş...
umudun yitirilmemecesine hitaben...
her gün bir umut doğuverir... |
|
Başa dön |
|
|
el-kafirun Kafir Kitabesi
Kayıt: Apr 08, 2008 Mesajlar: 721 Nerden: Ankara
|
Tarih: Cum Arl 19, 2008 8:28 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #97 |
|
Sen Ankara'nın sokaklarında bomboş acılara dadanırken seni bekleyen bendim sıcacık hayallerle. Sen is kokan sokaklarda üşürken ben sobayı yakmıştım. Sen ise makineleşmiş aletlerin acısında kıvranıp durdun seni bulduğum Ankara sokaklarında. Sen küfür ederken Ankara'ya ben dua ediyordum tanrıya seni bana getirdiği için. Kollarıma olan özlemini her hissedişimde sokaklar sessizleşirdi. Sarhoşlara para verip gülüp geçerdik seninle. Aşk sarhoş ediyordu kimilerini, kimilerini ise karanlığa sokuyordu. Yürüdüğün o yolda adımlarını saydım tek tek. Gözlerinin içinde hayallerini koparandı kaos. Şimdi ne işin var çık gel o zifiri karanlıktan!
Çok yordun beni ve bu şehri... Gidiyorum sonsuza senin ruhunu çalarak. Ankara hayallerimin mevsimiydi, senin güneşinle hayat bulan. Gelene kadar bekleyeceğim seni Kızılay'daki ağacın gölgesinin altında... _________________ Ey!.. Ademoğlu..
Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam.
Siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz.
Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.
Sizin dininiz size, benim dinim banadır... |
|
Başa dön |
|
|
PlagueAngel Zehir Hafiye
Kayıt: Feb 15, 2006 Mesajlar: 219 Nerden: Ankara
|
Tarih: Cum Arl 19, 2008 8:45 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #98 |
|
Seni millerce öteden görüyorum...Bakışlarım binaları paramparça ediyor tek seferde.Gözlerimden çıkan alevler beni bile kör etmeye çalışıyor.Ağzımdaki sigaram tek nefesimde bitiyor ve gökyüzüne üflüyorum dumanını.Beraberinde dağıtıyorum kara bulutları tek hamlede!Gücüme ben bile inanamıyorum...Uzun yılların patlamasını yaşıyorum farkında mısın?Ellerinin arasında ruhum var görmüyor musun?Aşk kokutmuşsun Kızılayı farkında değil misin?Tunalı beni atmaya çalışıyor üzerinden sana doğru...Ama henüz değil...
Önce bitmiş sigaramı mazgallara bakışlarımla yapıştırıyorum...Yılbaşını bir kenara atıyorum.Onca sayı sayma falan uçup gidiyor zihnimden.Sarhoşlar tenimin sıcaklığını hissedip kaçtıkları için kovmaya gerek bile duymuyorum...Zihin gücüm tavan yapıyor ve farkındamısın bilmiyorum ayaklarımın altında sadece gökyüzü var...
Artık hazırım karşına çıkmaya...Kızılay şahit oluyor benim bu halime.Tanrım meleklerini bana gönderiyor...Ve artık görmelisin sorgular bakışlarımı konuşmadan önce...Neredeydin bunca zaman anlat bana!Ben Ankara'yı ruhumla boğarken neredeydin?Özlemedim mi zannediyorsun seni? _________________ umut düşmedikçe nüfustan da kayıt düşmezmiş...
nüfustan kaydın düştüğü an .. ki o an ölümün ismi artık resmileşirmiş...
umudun yitirilmemecesine hitaben...
her gün bir umut doğuverir... |
|
Başa dön |
|
|
metabolic DNA
Kayıt: Nov 20, 2004 Mesajlar: 1397 Nerden: istanbul
|
Tarih: Cmt Arl 20, 2008 12:16 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #99 |
|
Dibe vuruyor hayallerim düşlerim gel-git seyrinde...
Bense batıp batıp çıkıyorum bu ruh halinden... _________________ bin schon zu alt und zähl sie doch
kein Engel kommt um euch zu rächen
Heimlich werd ich auferstehen
Gott weiß ich will kein Engel sein |
|
Başa dön |
|
|
PlagueAngel Zehir Hafiye
Kayıt: Feb 15, 2006 Mesajlar: 219 Nerden: Ankara
|
Tarih: Pzr Arl 21, 2008 2:40 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #100 |
|
Arkasına bile bakmadan derler ya bide.Çok gülerim bu lafa.İnsanoğlu ileri bakabilmiş ki bu zamanda kadar?...Herşeye bir kulp bulunur.Lafla peynir gemisi yürümez mesala.Yok yok bu zamanda oda yürür oldu.Çünkü onca lafa peynir gemiside bıktı.Aslında az biraz çatlak olmalı herşeyden kurtulmak için.Sen dünyadaki en mutlu insan denen bi kavram var sanıyosan başta zaten beşikten yemişsin ki ilk golü...
Diyorum ya insanoğlu işte.Gözü aç diyeceğim ama hani açlıktan gözünü bile kullanamaz.Bide ardından atar tutar kalp gözü diye.Ama elden ne gelir çeneyede zincir vurulmaz...
Dedim ya peynir gemisi de yürüyo artık lafla diye.Bende bu hafta mutlu olacağım... _________________ umut düşmedikçe nüfustan da kayıt düşmezmiş...
nüfustan kaydın düştüğü an .. ki o an ölümün ismi artık resmileşirmiş...
umudun yitirilmemecesine hitaben...
her gün bir umut doğuverir... |
|
Başa dön |
|
|
|